Panthers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Panthers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Şubat 2016 Cumartesi

Super Bowl 50 - Son Dans veya Yeni Neslin İdolü


Bazı önemsiz gözüken olaylar, sonradan tarih dürbünüyle bakılınca, önemli devrimsel değişimleri tetiklemiş olarak değerlendirilirler. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışı veya Adolf adında bir ressamın güzel sanatlar akademisi tarafından reddedilmesi gibi o an için kayda değmeyen olaylar sonradan bir ülkenin veya dünyanın kaderini etkilemişlerdir. Ama ne Bandırma vapurunun kaptanı ne de Viyana Akademisi'ndeki hocalar olasılıkla ne derece büyük bir değişikliğin arifesinde olduklarını fark etmemişlerdi. Sonuçta Kemal Paşa pasif göreve atanıp İstanbul'dan uzaklaştırılan bir muhalif, Adolf ise akademide hüsrana uğrayan öğrencilerden biriydi.  

Bir de, meydana geldikleri anda önemi farkedilen veya hissedilen olaylar vardır. Örneğin Yuri Gagarin fezaya çıktığı anda tüm dünya Uzay Çağı'nın başladığını anlamıştı. GS-Xamax maçı bittiğinde de Türkiye'deki hemen herkes "şerefli mağlubiyetler" döneminin artık bittiğini -bence- hissetmişti. 

Yarın gece Kaliforniya'da Denver Broncos ve Carolina Panthers arasında oynanacak Super Bowl 50 de (SB50) -yine bence- bu iki kategoriden birine giren bir olay olacak. Bir sayfa öyle veya böyle kapanacak ama bunu ya maç biter bitmez hissedeceğiz yada yıllar sonra biri yazınca anlayacağız. Kazanan ya Peyton Manning ve "The Establishment" olacak ya da Cam Newton ve "New Kids on the Block" galip gelecek ve yeni bir dönem başlayacak. Biraz iddialı oldu galiba...


Muhafazakar Amerika'nın en sevdiği spor amerikan futbolu oldukça tutucu ve gerici bir mantaliteyle yönetilir. Roller gelenekseldir. QB'ler ve OL oyuncuları beyaz, WR ve RB'ler siyahtır. Gay'ler görmezden gelinir, kadınlar ise ilk defa bu yıl hakem ve antrenör olarak iş bulmuşlardır. Savunma Bakanlığı parayı bastığı için bir ay her maçta Silahlı Kuvvetler'in reklamı yapılır. Sosyal sorumluluk projeleri içinde sadece -bence akla anneliği getirdiği için- "göğüs kanseri farkındalığı" desteklenir. 


Milyarderlerin hizmetkarı NFL Başkanı Roger Goodell

Halkın ve Kongre'nin baskıları sonucunda zar zor doping kontrol programı kurulmuştur ama cezalar oldukça hafiftir; performans artırıcı ürünler sadece belli dönemlerde test edilebilir. Toplar uygun basınçta şişirilmediğinde de dört maç ceza alırsınız, sevgilinizi dövüp tehdit ettiğinizde de. Hatta bir yumrukta bayılttığınız nişanlınız lehinize şahitlik yaparsa -görüntüler ortaya çıkana kadar- size kimse dokunmaz. Eski oyuncular kalıcı beyin hasarı nedeniyle adlarını unutup takır takır intihar ederken lig bu konudaki filmi sabote eder. NFL "kar amacı gütmeyen bir kuruluş"tur, vergi vermez ama 32 milyarderin ortak olduğu NFL Inc. büyük paralar kazanır. Kumar kenti Las Vegas'ta takım kurulmasına izin verilmese bile fantazi liglerinde milyarlar döner. Ulusal Futbol Ligi budur ve bu anlamda SB50'ye hoşgeldiniz! 




Aşık olduğum asıl spor yol bisikletinde de bir sürü pislik var. Fakat, uzun zaman düşündükten sonra, rezilliklerin farkında olduğum sürece gösteriden zevk alma hakkımı kullanabileceğime karar verdim. Aynı şey amerikan futbolu için de geçerli. Ne kadar doğru ve ahlaklı bir tavır bu emin değilim ama sonuçta söz konusu olan bir ölüm kalım meselesi değil. Spor bir eğlence aracı, hele de ABD'de. Siyaseten doğruculuğu daha ciddi konulara bırakalım.

Bu gerici ve açgözlü ligin geleneksel olarak pompaladığı "temiz beyaz çocuk QB, serseri zenciler ise diğer rolleri kapar" klişesi bu maçta sonsuza kadar gömülebilir. Maçtaki en önemli iki oyuncunun kişiliğinde bu çatışma bana kaçınılmaz gözüküyor. Veya şarabı fazla kaçırdım, saçmalıyorum. Anlatayım. 

Tarihin en iyi QB'i olan Denver'ın lideri Peyton Manning bir NFL ailesinden geliyor. Güneyli bir beyaz. Babası ve kardeşi de ünlü birer oyun kurucu. "Pocket" içinde oynayan, yavaş olsa da oyunu okuma becerisi müthiş, gösterişten kaçınan, bunu yerine mizah ve iğnelemeyi tercih eden bir oyuncu. 19 yılda ligde kırılmadık rekor bırakmadı. Son derece çalışkan, rekabetçi, hesapsız tek bir kelime etmeyen, kurulu düzenin yücelttiği biri. Hakkında çıkan HGH dopingi iddiaları karşısında milletin evine adam gönderip hesap soruyor. Bence gereği yok çünkü düzen bu iddiaları zaten görmezden geliyor. Muhafazakar NFL'in "beyaz ve akıllı lider" formatına son derece uygun şekilde -sadece bir SB kazanmış olmasına rağmen- her dergide, gazetede, TV programında övülen, örnek gösterilen bir simge insan. 


#18 Peyton Manning 

Finalin diğer takımı Carolina Panthers'ın oyun kurucusu ise Cam Newton. O da güneyli ama siyah. Üniversitede hırsızlıktan tutuklanıp okuldan ayrıldıktan sonra, en ırkçı eyaletlerden Alabama'nın Auburn Üniversitesi'nde eline geçen şansı kullanarak yeniden yıldız olmayı başardı. Heisman Trophy ve kolej ligi şampiyonluğu kazandı. Fiziksel özellikleri mükemmel, son derece hızlı ve cesur. Sahada gösterişli tavırları ve eğlenmeyi seven bir "showman". Newton NFL'e birinci sırada en "konfederasyoncu" eyaletin takımı Carolina tarafından seçildi (Manning de ilk seçilmişti). Havalı, yakışıklı, pasları yanında koşu oyunlarıyla da rakibi zora sokan, her yıl oyununu geliştiren bir oyuncu. Bu sezon MVP seçildi. 


#1 Cam Newton 

Elbette her iki takımda da birçok başka oyuncu var ama ben maçı bu ikisi açısından görüyorum. Daha doğrusu bana tek ilginç gelen yanı burası. Hem Broncos hem de Panthers bu iki insan dışında bana çok sıkıcı geliyor. Harika savunmaları var (Denver daha iyi). Hücumda Panthers daha çok sayı üreetiyor ama pas silahları oldukça ortalama. Cam'ın dışında yıldız diyebileceğimiz sadece TE Greg Olsen, bir de harika sezon geçiren RB Jonathan Stewart var. Denver'da Peyton'a yardım edenler arasında suskun WR Demaryius Thomas ve WR Emmanuel Sanders'ı sayabiliriz. Hakkını vermek lazım ki Denver defansı, özellikle de LB pozisyonundaki oyuncuları müthiş. Von Miller bir vahşi hayvan, DeMarcus Ware ve Brandon Marshall ile rakip QB'lere aman vermeyen bir baskı uyguluyorlar aslında. Lakin amerikan futbolunda savunma olayını takdir etmeyi yeni yeni öğreniyorum. Gözüm hala hücumda. Panthers'ın da savunması iyi. Özellikle maçın ilk yarısında rakip üstüne son derece agresif gidip top kayıplarına yol açıyorlar. Bu maça da öyle başlayacaklarını, sezon boyunca bir INT makinesi olan Peyton'u iki yıl önceki gibi maçın başında şaşkınlığa uğratmak isteyeceklerini tahmin ediyorum. Denver ise, koşu oyununa yüklenecek. Ayrıca sakatlığı nedeniyle artık 20yd'ın üstüne pek isabetli pas atamayan Manning'in zekası, taktik derinliği ve kısa paslarıyla sonuca gitmek isteyecek. Maç ön analizim bu kadar, yazarken bile sıkıldım. 

Von Miller bir "sack" sonrası kutlamada

Neden bu maç bir dönüm noktası? Çünkü Cam Newton ve temsil ettiği değerler yeni, farklı ve alışılmadık. Evet ligdeki ilk başarılı siyah QB değil. Randall Cunningham, Donovan Mc Nabb ve Warren Moon gibi harika örnekler var. Ama onlar (ve bu dönemdeki diğer başarılı siyah QB R.Wilson) daha geleneksel roldeki oyunculardı. Pek öne çıkmayan, beyazlar için biçilmiş elbiseyi giymeye devam eden birer profil çizdiler kariyerleri boyunca. Hele Russell kurumsal iletişim profesyonellerinin elinden çıkmış eser gibi. Her hareketi hesaplı, her lafı sponsorlardan onaylı tavırlarıyla antipati bile topluyor. Cam ise, cüssesinden ve sınırlı yeteneklerinden bir süre yararlanmak üzere ligde yer aln yüzlerce diğer siyah oyuncu gibi davranıyor. Yani gösterişçi ve havalı(!). First down alınca gömleğini "yırtarak" Clark Kent'ten Superman'e dönüşüyor, "dabbing" dansını kitlesel bir moda haline getiriyor (Tanrım "dabbing"in nedir ya?). Her TD sonrası gösterişli danslar yapıp ardından topu bir çocuğa hediye ederek lig kurallarına karşı geliyor (ama NFL'in gıkı çıkmıyor). 

"Dabbing" veya "Dab dance"

Cam Newton'un kalıpların dışında biri olduğunu herkes görüyor, zaten o da fark edilsin istiyor. Tüm QB'ler birer erkek alfa'dır ama oyunda genellikle bu pek belli olmaz. Cam ise tam tersi. Artık Panthers'ın her TD'ında oyuncular top verecek bir çocuk arar oldular. Newton, bu "iddialı/ukala" tavırlarına gelen tepkilere ise "Dans etmemi istemiyorlarsa TD yapmamı engellesinler" diye nanik yapıp milleti iyice sinir ediyor. 

Bu duruma NFL ne tepki vereceğini şaşırmış durumda, TV'ler ise bayılıyor. Çünkü halk sevdi, ratingler arttı. Yarın gece kazanırsa Cam'in bu tavırları başarı damgasıyla onaylanmış olacak. Eleştirenlerin sesi kısılacak, onu kahraman gören gençlerin sayısında patlama olacak, hem yenip hem de alçakgönüllü kalmak geçer bir değer olmaktan çıkacak. Daha çok böbürlenme, dans ve şov göreceğiz, hatta Cam'in zıpırlıkları yararlı ve gerekli sayılacak. NFL elbette bundan hoşlanmayacak ama yeni bir satış ve kar kanalı ortaya çıkacağından gıkı çıkmayacak. Belki kravatlar biraz daha gevşer, yaşlı milyarderler birer sakinleştirici daha alıp paranın yüzü suyu hürmetine susarlar. Ama Panthers yenilirse Cam'in ciddi oynamadığı, takıma ve sonuca odaklanmadığı, kendi keyfini düşündüğü ve yenilgideki baş sorumlulardan biri olduğu yazılıp çizilecek. Belki o da bunlardan etkilenip seneye biraz daha sakin olacak, oyuna dair hikaye konuları pek değişmeyecek, bu düzen böyle sürecek. 

Tarihteki başarılı siyah QB'ler. Sol üstte Warren Moon abimiz

Peyton ise, başta da dediğimiz gibi geleneksel bir profil. Büyük olasılıkla son maçını oynuyor, şampiyon olsa da olmasa da emekli olacak gibi. Eğer kazanıp bırakırsa, NFL'den ve Hollywood'dan alıştığımız klasik hikaye bir kez daha anlatılacak. Yaşlı ve sakat jön veda maçında son kez takımının başındadır, maçı kazanır, buruk bir gülümsemeyle kupayı kaldırır. Peyton efsanesi yıllarca anlatılır, yazılır, kafamıza kakılır. 4 kez SB oynayıp iki kez kazanan "beyaz ve akıllı" çocuk "gelmiş geçmiş en büyük" ilan edilir, methiyeler, kitaplar pozitif notla biter. Yeni oyuncular işe yarayan şeyin Peyton gibi olmak olduğunu düşünürler. Fakat Denver kaybederse Peyton son bir buçuk yıldır ciddi kötü oynayan, çıktığı dört finalin üçünü kaybeden, playoffta başarısız büyük bir QB olarak tarihe yazılacak. Onun gibi büyük bir oyuncu için bu belki bir haksızlık ama bu önemli değil maalesef. Kimse bu yönden bakmıyor. Kazanırsa o, kaybederse Cam parlatılacak. Hem eğlenip, hem hava atıp hem de kazanmak mümkün görülecek. 

Bağzı beyaz QB'ler
Umarım derdimi anlatabilmişimdir. Açıklamaya çalıştığım bu nedenler yüzünden maçın bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Elbette Panthers'ın kazanması gidişatı ters yüz edeceğinden daha çok ses getirecek. Yani Cam'in tarihi değiştirme şansı var. Peyton ise şimdiye kadar yazılmış kitaba eklenen son bölüm olacak, tarih değişmeden devam edecek.  

Maç beni sadece bu açıdan heyecanlandırıyor. Seyredip seyretmemeye bile karar vermedim. Sanırım uyurum. Çok ısrar ediyorsanız skor tahminimi yapayım:




Denver Broncos 18 - 21 Carolina Panthers






23 Ocak 2016 Cumartesi

NFL Konferans Finalleri




NFL KONFERANS FİNALLERİ





NFL’de sona yaklaşıyoruz. Wild Card hafta sonunu deplasman ekipleri domine etmişti ama Divisonal Playoff’lardaki dört maçı da ev sahibi takımlar kazandı. Böylece Konferans Finallerini oynayacak takımlar ortaya çıktı. AFC Şampiyonluğu için New England Patriots ve Denver Broncos, NFC’de ise Arizona Cardinals ve Carolina Panthers Super Bowl 50’ye çıkmak için mücadele edecekler. Bu dört takım, sezonu kendi konferanslarında da ilk 2 sırada bitirmişlerdi, dolayısıyla sürpriz yok demek doğru olur. 

Sezon başında yapılan tahminlerde çok da kaale alınmayan Panthers (15G 1Y), agresif savunması yanında, gitgide olgunlaşıp bir yıldıza dönüşen Cam Newton liderliğinde Seattle Seahawks’ı elemeyi başardı. Maça fırtına gibi giren Carolina, Russell Wilson ve arkadaşları neye uğradıklarını daha anlayamadan skoru 31-0’a getirdi. İkinci yarı Panthers frene basıp biraz da konsantrasyonunu yitirince Seattle arka arkaya 2 TD ile maça ortak olur hale geldi ama bu çabalar maçı kazanmaya yetmedi ve 31-24’lük skorla Panthers yarı finale çıktı. 

Cam Newton ve Ron "Riverboat" Rivera

NFC finalistini belirleyen diğer maç ise özellikle son bölümüyle nefes kesti. Arizona karşısında 20-13 gerideki Packers son hamlesini maçın bitimine 55 saniye kala yaptı. Kendi 4yd çizgisinde, 4th&20 için topun başına geçen Aaron Rodgers önce 60 yd’lık bir Hail Mary ile takımı için bir şans daha kazandı. Ve ardından, 4 saniye kala da ikinci Hail Mary ile TD yaparak maçı uzatmaya taşıdı. Rodgers ve her iki pası da tutan Jeff Janis’in bu mucizesi yazıyla anlatılacak gibi değil. Bakın seyredin ve siz de TV başındaki herkes gibi “Yok artık LeBron/Ali Sami!!” diyin. 


İlk pas   : 6:08
İkinci pas: 6:22 


Tuhaf bir kura atışı sonrası uzatmaya Arizona başladı. Carson Palmer, mutlak bir sack’den kurtulup bomboş bekleyen Larry Fitzgerald’ı topla buluşturdu. Usta receiver 60 yd sonra ancak durdurulabildi. Bir oyun sonra da yine Palmer’dan aldığı pasla TD yaparak Arizona’yı finale taşıdı. Takımın artık bayrak adamı olan Fitzgerald bu muhteşem iki hareketle Arizona’nın hala en değerli oyuncusu olduğunu gösterdi. 

Bruce Arians ve Carson Palmer

AFC yarı finalleri ise daha sakin geçti sayılır. Tom Brady ve Patriots skorun işaret ettiğinden daha kolay bir maçta KC Chiefs’i geçerken (27-20), Denver Broncos çok eksikle oynayan Pittsburgh Steelers’ı ite kaka da olsa yenmeyi başardı. Bu maçı seyredemedim o nedenle fazla bir şey yazamıyorum ama Antonio Brown, ve DeAngelo Williams gibi oyuncularından mahrum Steelers’ı -kendi evinde-  23-16 yenen beygirlerin hücum zayıflığı bir kez daha sırıttı. 

Bütün hafta boyu Manning-Brady eşleşmesi konuşuluyor ama onu sonraya bırakıp, bu sezon çok daha iyi görüntü veren NFC liginin finalistlerine bakalım önce. Hem Cardinals hem de Panthers bu sezonun en iyi iki takımıydı. Arizona, müthiş bir savunma gücünün yanına, nihayet sağlıklı bir sezon geçiren QB Carson Palmer’ı da koyunca, Bruce Arians’ın takımı sezonun en çok konuşulan işlerini gerçekleştirdi. Carolina da, sezon başı beklentilerinin çok üstüne çıktı yıl boyu. İlk 14 maçı kazanarak playoff’u evinde oynamaya hak kazanan takım, çok agresif bir savunma performansı gösterdi. Ayrıca Cam Newton’un, etrafında birinci sınıf bir WR olmamasına karşın (TE Greg Olsen’ı ayrı tutalım), sezonun ilerleyen bölümlerindeki pas isabeti, liderliği ve gerektiğinde bacaklarıyla da yard alıp sayı yapabilmesi bu maçta onları favori yapıyor. Bu kanıya varırken 36 yaşındaki Carson Palmer’ın sadece dördüncü kez playoff maçına çıkması da etken oldu. Palmer'ın Packers maçında 349 yd ve 3 TD pasına rağmen 25/41 pas isabeti ve iki top kaybı da bu düşüncemi pekiştirdi. 


Panthers savunması Seattle maçının ilk yarısındaki gibi vahşi bir istekle oynarsa Palmer’ın post-season tecrübesizliği sırıtmaya başlayabilir. İki QB de kendi döneminin en iyi kolej oyuncusuydu; Palmer 2002, Newton ise 2010’da Heisman Trophy’yi kazanmıştı. Bu ödülü kazanan iki QB tarihte ilk kez   konferans finalinde mücadele edecekler. 

İki takımın koçları da ilginç adamlar. Artık işe yaramıyor diye Steelers’dan kovulan Bruce Arians çölde yeni bir hayat bulurken, oyuncularının taptığı bir hocaya dönüştü. Arians takımını her zaman cüretkar ve agresif taktiklerle oynatan, risk almaktan çekinmeyen bir hoca. Panthers hocası Ron Rivera’nın lakabı da “Kumarbaz Ron” (nehirlerde çalışan kumar gemilerine atıfla “Riverboat Ron”). 2014 sezonundaki Panthers-Vikings maçında, iki kez 4th&1’da FG denemeyi reddeden Rivera, kumarı tutup maçı da kazanınca bu lakap takılmıştı. Oyunun kritik anlarında müthiş riskli seçimler yapıp çoğunda da başarı sağlıyor. İki yıl öncesine kadar taraftarın %80’inin kovulmasını istediği hoca bugün Super Bowl hesapları yapıyor. Skor tahminim:


Cardinals 24 - 31 Panthers

Brady vs Manning... Hangisi galip gelmiş anlamak zor


Patriots-Broncos maçının AFC finali olması dışında asıl konuşulan yanı, bu yüzyılın en iyi iki oyun kurucusunun -büyük olasılıkla- son kez kozlarını paylaşacak olması. Peyton Manning ve Tom Brady NFL’in son 15 yılına damgasını vurmuş iki büyük quarterback. Peyton’un kişisel istatistiklerde kırmadığı rekor yok, 3 kez SB finali oynadı ve bir kez kazandı. Beş kez NFL MVP seçildi. Rakip defansın her hareketini bilmek ve buna göre kendi oyun taktiğini değiştirmek konusunda bir uzman. Ama 39 yaşında. Son iki yıldır performansında gözle görülür bir düşüş var, geçirdiği boyun ameliyatları nedeniyle parmak uçlarını hissedemediği konuşuluyor. Bu sezon, ayak sakatlığı nedeniyle 7 maç oynamadı, döndüğünden beri Denver kaybetmiyor ama onun sayesinde değil daha çok savunmanın gücü ve koşu oyununa duacı. Uzun pas atamıyor ve sporu seven herkes kendini rezil etmeden bırakması için dua ediyor. Yine de Peyton hala oyunu en iyi okuyan oyuncu. Tom Brady bile onun “gelmiş geçmiş en iyi QB” olduğunu kabul ediyor. Kendisine “Yen, yenil ama sezon sonu şerefinle bırak artık Peyton!” diyoruz. 

NFL yazılarımı okuyanlar, Patriots taraftarı olduğumu bilir. Dolayısıyla kendi takımımdan bahsederken belki tarafsız olamam ama objektif kalmaya çalışacağım. Tom Brady’den başlayalım. Ne diyebilirim ki? Kendisi yeryüzüne düşmüş bir melek, sporcunun dibi, üstün insan! Oğlum olsa onun için kurban ede….Hehe tamam tamam, formayı çıkarıyorum! :-)  Brady, finallerdeki diğer 3 QB gibi müthiş bir kolej kariyerinden sonra NFL Draft’inde ilk sırada seçilmedi. NFL’e 199. sırada zar zor girmiş, kimsenin fazla dikkate almadığı, kendi okulunda bile zaman zaman yedek kalmaktan kurtulamamış bir oyuncuydu. Ama hasbelkader eline geçen şansı inanılmaz kullandı. Onun başında olduğu takım dört senede üç kez Super Bowl kazandı. Peyton gibi maç filmi manyağı değil ama rekabet hırsı, takım oyunculuğu, fedakarlığı ve oyun sevgisiyle bu kadar yıldır NFL’in yıldızı. Geçen sene Deflategate yüzünden prestiji sarsılmış olsa da, bu olumsuzluğu motivasyona çevirip kariyerinin en iyi senelerinden birini yaşamayı başardı. Koç Bill Belichick’i New England dışında seven pek yok ama 15 senede 10 kez AFC Finali oynayan bir takımın patronu olunca –herkesin demeyelim ama- oyuncularının büyük saygısını topluyor. Son derece yetenekli bir savunma beyni. Her hafta rakibe göre farklı sistem ve kurgu planlayıp bunu oyuncularına uygulatabiliyor. Takım bu sezon ilk 10 maçını kazandı ama önemli oyuncuların sakatlanmasıyla son altı maçta dört kez yenildi. Ancak, playoff maçına kadarki 2 haftada Edelman ve Amendola iyileşip, Gronkowski de kendini bulunca Patriots Chiefs’i rahat geçip Denver’a rakip oldu.

Denver ise Peyton’un son yıllarından en efektif şekilde faydalanmayı bildi. 2013’te Super Bowl’a bile çıktı ama kupayı almayı başaramadı. Yine de son 4 yılın en kalburüstü takımlarından biri. Bu sene yeni koç Gary Kubiak hücumda farklı şeyler denedi. Koşu oyununa ağırlık verdi, Manning’in sevdiği “shotgun” hücum formatından uzaklaşıp center’ın altından (kıçından) atak başlatılan bir düzen kurdu. Zaten takımın canavar bir pass rush ve LB kadrosu var. Önce durdur sonra vur şeklinde, savunmayı öne çıkaran, koşu oyunlarıyla top hakimiyetini uzun süre elinde tutmayı amaçlayan, gerektiğinde de Peyton’un kısa-orta paslarıyla sonuca giden bir sistem uyguladı. Takım buraya kadar geldiğine göre de  başarılı oldu. 



Peki ne olur? İstatistiklere baktığımızda net bir favori çıkarmak zor: Brady-Manning maçlarında Tom’un 11-5 üstünlüğü var (son on maç 5-5) ama playoff maçlarında durum 2-2. Üstelik Denver’a karşı pek şansı da tutmuyor, Broncos karnesi 2G 6Y. Brady’nin deplasmanda Manning’i son yendiği tarih de 2007. Bu sene Denver’daki maçı da Broncos kazandı (ama QB olarak Brock Osweiler oynamıştı). Diğer yandan Manning’in soğuk havada etkinliğinin düştüğünü biliyoruz. Üstelik kolu iyice zayıfladı, Denver’ın ince havasına rağmen artık uzun ve sert pasları pek atamıyor. Adamımı kayırmıyorum ama QB pozisyonunda New England üstün. Broncos savunmada daha iyi, Patriots defansı koşu oyunlarını durdurmakta güçlük çekiyor. Pats köşe bekleri de geçen seneki düzeyin gerisindeler ama Peyton'un zayıflayan kolu bu eksikliği çok hissettirmeyecek. Pas hücumu ve sayı üretiminde ise Patriots’un üstünlüğü var; maç başına bir TD daha fazla skor yapıyor. Yedikleri sayılar ise birbirine yakın. 

Tanrım konuyu biliyorsun!!
Broncos koşu oyununu oturtursa şansı artar. Manning sezon boyu 9 TD 17 INT ile oynadı. Aktif QB'ler içinde sonuncu durumda. Bu performansı başka biri gösterse yedek kulübesini boylardı ama Peyton’un sakatlık nedeniyle yedeğe düştüğü açıklandı(!). Brady ise 38 yaşından beklenmeyecek kadar zinde ve formda. En iyi sezonlarından birini oynuyor, Edelman ve Gronk gibi iki kozu da oyunda olacak. Denver zaten zor sayı üreten bir ekip, bir de hücumda top kayıpları yaşarsa Patriots çok rahat kazanır. Manning’in atıp atmayacağı INT’ler ve her iki takımın olası fumble’ları skoru belirler diye düşünüyorum. Hem Denver hem New England süper birer kicker’a sahip, o tarafta durumlar eşit, özel takımlarda ise tarafların belirgin bir üstünlüğü yok gibi. 

Kalbim elbette Patriots zaferinden yana. Deflategate rezilliğinden sıyrılıp o AFC kupasını Roger Goodell’in ağzına yapıştırmak için dertlerimi zincir yaptım bekliyorum. Ama objektif muharrir yanım ağır basıyor. Denver’ın zayıf noktası QB pozisyonu. Peyton her halükarda tarihin en büyük quarterback’i olmayı garantiledi ama artık iyi değil. Kendisinden ricam kariyerini bu maçla bitirip beni ve Gisele’i sevindirsin. 


Patriots 28 - 20 Broncos… Amin!


2 Ocak 2015 Cuma

NFL'de "Vahşi Kart" Maçları

NFL'de normal sezon bitti, bu hafta sonu Wild Card maçları oynanacak. AFC ve NFC konferanslarından playoff'a kalan toplam 12 takım şöyle (başarı sırasına göre ve G-Y-B sayılarıyla):


AFC
1. New England Patriots (12-4)
2. Denver Broncos (12-4)
3. Pittsburgh Steelers (11-5)
4. Indianapolis Colts (11-5)
5. Cincinnati Bengals (10-5-1)
6. Baltimore Ravens (10-6)

NFC
1. Seattle Seahawks (12-4)
2. Green Bay Packers (12-4)
3. Dallas Cowboys (12-4)
4. Carolina Panthers (7-8-1)
5. Arizona Cardinals (11-5)
6. Detroit Lions (11-5)

Her konferansta ilk iki sırayı alan takım Wild Card haftasını boş geçiyor. İlk sırayı alanlarsa playoff boyunca kendi sahalarında oynama hakkını kazanıyorlar. Yani Patriots ve Seahawks hiç deplasmana çıkmayacaklar, ayrıca Broncos ve Packers da ilk hafta dinlenecekler. Yukarıdaki tabloda gözüken tek anomali Carolina Panthers'in 7-8-1 gibi oldukça ortalama bir dereceyle playoff şansını yakalaması oldu. Halbuki NFC'de Philadelphia Eagles (10-6) ve San Francisco 49'ers (8-8) Panthers'dan daha iyi dereceye sahiptiler. Bunun nedeni playoff'da önceliğin division liderlerinde olması. Kendi 4 takımlık grubunu lider bitiren takım her şartta hem playoff'a kalıyor hem de eğer wild card'a kaldıysa maçı kendi evinde oynuyor. Panthers'ın NFC South grubu bu sezon öyle kötüydü ki yenilgisi galibiyetinden fazla olmasına rağmen grubu lider bitirdi. Başarı göreceli bir şey sonuçta. 




Wild Card maçları şu şekilde sıralandı (ev sahibi takımlar ikinci sırada yazıldı, saatler TSİ): 

Arizona Cardinals - Carolina Panthers (Ctesi 23:20)
Baltimore Ravens - Pittsburgh Steelers (Pazar 03:15)
Cincinnati Bengals - Indianapolis Colts (Pazar 20:05)
Detroit Lions - Dallas Cowboys (Pazar 23:40)

Şimdi de kısaca maçlara bakalım ve tahminlerimi yapayım:

Arizona Cardinals - Carolina Panthers (Spread: Carolina -6.5) ("spread betting" ne demek bilmeyen buraya bakabilir)

Arizona mükemmel bir sezon geçirirken kötü sakatlıklarla sarsılmış bir takım. Coach Bruce Arians iki senedir kısıtlı kadroyla mükemmel işler yapıyor. Takımın harika bir savunması var ve QB Carson Palmer da sonunda kendine güvenen, performansını artıran bir hocayla iyi işler yapmaya başlamıştı. 7 Kasım'da takımla üç yıllığına 50 milyon dolarlık yeni bir kontrat imzaladıktan iki gün sonra daha önce de kopan çapraz bağları St.Louis Rams maçında yine koptu ve sezonu kapattı (finans müdürü ve patron delirmişlerdir). Yedek oyun kurucu Drew Stanton ile devam etmeye çalışan takım maalesef Stanton'un da çaprazlarından sakatlanmasıyla iyice sarsıldı. NFL seviyesinde bir takım belki bir QB sakatlığıyla başa çıkabilir ama iki??? Çok zor. Aslında Stanton'un birkaç hafta içinde sahalara döneceği umuluyordu ama dizde oluşan enfeksiyon nedeniyle sakatlık uzadı. Bu durumda takım Ryan Lindley veya çaylak QB Logan Thomas'a kalacaktı. Lindley takımdaki iki kötü sezondan sonra kovulmuştu ancak Palmer sakatlanınca Chargers yedek takımından apar topar geri alındı. Pek umutvar bir oyuncu değil maalesef. Coach Arians normal sezonun son haftasında çaylak Thomas'ı bile başlatmayı düşündü ama Thomas da antrenmanlarda hiç göz doldurmayınca iş yine Lindley'e kaldı. Takım sayı yapamıyor ve ofans ağırlıklı bir lig haline dönüşen NFL'de bu "Kartal zor durumda" demek (veya takımın isminden hareketle "Kiraz kuşu zor durumda"). 


Carson Palmer belki de kariyerini bitirecek
sakatlık sonrası soyunma odasına gidiyor

Carolina Panthers lige iyi başlayan, sonra fena dökülen ama son haftalarda tekrardan yükselişe geçen bir profil çizerek sevenlerini, bizi ve bahisçileri deli etti. Altıncı haftayı 3G-2Y-1B ile geçen takım (evet NFL'de beraberlik de var) sonraki 6 hafta yenildi. Bunda takımın savunmasındaki önemli isimlerin sakatlığı rol oynadı. Ancak son dört maçını kazanan Panthers, çok kötü bir grupta olması sayesinde playoffa girmeyi başardı. Bu arada QB Cam Newton müthiş oynadığı New Orleans Saints maçından iki gün sonra ciddi bir trafik kazası geçirdi iki omurunda düzgün kırıklar meydana geldi. Newton sadece bir hafta oynamadı ve takım kazanma serisine devam etti. Sezonun son maçında Atlanta'yla oynadılar. Yenen playoff'a kalacaktı. Carolina Panthers deplasmanda 34-3 gibi süper bir galibiyet alarak Arizona ile oynamaya hak kazandı (tabii bu yenilgi Falcons koçu uyuz Mike Smith'in işine mal oldu). 


Cam Newton kaza sonrası arabadan çıkarılmış ambülans bekliyor
Maç ne olur? Formunu tekrar yakalamış Panthers savunması Ryan Lindley'e pek geçit vermez. Hem kolu hem bacaklarıyla iş yapabilen Cam Newton ve hücum takımı Arizona'yı elemenin yolunu bulacaklardır.

Baltimore Ravens - Pittsburgh Steelers (Spread: Pittsburgh -3)

Wild Card'ın şüphesiz en kanlı maçı. Aynı grupta yer alan bu iki takım (AFC North) birbirinden kelimenin tam anlamıyla nefret ederler. Maçları hep fiziksel geçer, sakatlıklar, kavgalar gırla gider. Pittsburgh'ün sıkıntısı çok tutarsız bir sezon geçiriyor oluşu. 50 sayı attığı maç da oluyor, 20 sayıda takılıp kaldıkları da. Oyun kurucu Ben Roethlisberger ("Big Ben") 2 kez Super Bowl şampiyonu olmuş, tecrübeli ve kuvvetli bir star. Koluyla uzun pas atabildiği gibi, pas oyunlarında, cüssesinden beklenmeyecek bir çeviklikle rakip defanstan sıyrılabiliyor. Bu sayede ekstra zaman kazanıp WRlarına boşa çıkacakları zamanı yaratıyor. Takımın Big Ben'den sonraki en önemli oyuncuları RB Le'Veon Bell ve WR Antonio Brown. Toplam 13 TD ile takımın en skorer isimlerinden biri. 175cm boyuna rağmen Roethlisberger ile olan uyumu ve sürati sayesinde takımın skor yükünü omuzladı ve yılın en iyi tutucularından biri olarak gösterildi. Le'Veon Bell ise bu sene resmen takımı sırtında taşıdı 
(ya çok affedersiniz ama Amerikalı siyahların bu acayip ön isimlere merakı nereden geliyor?? Jamarcus, LeSean, Maurkice??). Sezonu 10.1 yd (yards per attempt) ortalama ile toplam 1,361 yd koşarak tamamladı. Ancak Bell son maçta dizinden sakatlandı. Oynayıp oynamayacağı bilinmiyor. Steelers her durumda bir opsiyon olması için Vikings'in takımdan gönderdiği Ben Tate ile de anlaştı ama Bell oynayamazsa öncelik rookie RB Josh Harris'de olacak. Steelers'ın sıkıntısı aynı Ravens gibi zayıf bir pas defansına sahip olması (secondary denen CB ve Safety pozisyonlarında). Maçın bir hava savaşı şeklinde geçmesi muhtemel.  


Yarmagül "Big Ben"i ilk hamlede devirmek çok zor

Baltimore Ravens'ın eski adı Cleveland Browns. Takımın sahibi Art Modell 1996'da takımı paldır küldür Baltimore'a taşıdı ve Cleveland'da büyük bir tepki yarattı (daha önce Baltimore Colts da Indianapolis'e kaçmış ve şehir on yıl kadar takımsız kalmıştı). Ohio halkının ve basının büyük reaksiyonu yüzünden NFL'in üç yıl sonra apar topar Cleveland'da Browns adıyla yeni bir franchise kurmak zorunda kaldığını da ekleyelim. 

Ravens 2000 ve 2012'de Super Bowl kazanmış bir takım. Geçen yıla kadar savunmasının gücüyle biliniyordu ama defansın lideri Ray Lewis'in emekli olmasıyla beraber düşüşe geçtiler. SB47'yi kazandıktan sonra takım QB Joe Flacco'yla ballı börekli bir sözleşme yaptı. Flacco'nun son iki yılki istatistikleri çok da iyi değil ama bu sene takım zar zor da olsa playoff'a çıkmayı başardı (son hafta Chargers Chiefs'i yenseydi Ravens sezonu kapatmış olacaktı).

Ravens'i şahsen sevmem. Tek hoşuma giden yönü Edgar Allan Poe'nun şiirinden aldıkları isimleri (Kuzgun). Kuzgunlar canımız Patriots'a hep ters gelir, hatta 2012 AFC Şampiyonluk maçında bizi kendi sahamızda yendiklerinden dolayı Ray Lewis ve Flacco'ya özel gıcığım vardır. Takım yavaş yavaş kabuk değiştirip yeni bir nesil yakalamaya çalışacak kıvama geldi, yaşlanıyorlar. Diğer sorun sene başındaki Ray Rice olayı ile sarsılmış olmaları. Üstelik sezon içindeki iki Steelers maçını da kaybettiler. 


Baltimore Ravens savunması eski günlerden uzak

Bu maçı Flacco'nun atacağı veya atmayacağı INT'larla Big Ben'in isabet yüzdesi ve Le'Veon Bell'in iyileşip iyileşmeyeceği belirleyecek. NFL tarihinin en başarılı takımlarından Steelers'ın, adı gibi güzel Three Rivers stadında Kuzgunlar'ın kanatlarını yolacağını tahmin ediyorum.  

Cincinnati Bengals - Indianapolis Colts (Spread: Indianapolis -3.5)

Las Vegas bahis şirketleri Colts'u 3.5 puan favori gösteriyor ama ben diğer tarafa şans veriyorum. Colts, üç sezon önce draft ettiği Stanford QB'si, mimar delikanlı Andrew Luck'ın harika performansıyla buraya kadar gelmeyi başardı. Mimari eğitimini vurgulamam boşuna değil. Çoğu NFL sporcusu, üniversitelerin dandik bölümlerinde laylaylom okuyup mezun olurken (veya yarıda bırakırken) Luck, Stanford gibi kazık bir okulun Mimarlık Fakültesi'ni, okul tarihinin en başarılı QB'i olarak bitirmeyi başarmış bir aslan parçası. Mağara adamı tipine kanmayın. Hem çok zeki, hem de oyun içinde pasları ve bacaklarıyla yard kazanabilen, skor yapabilen, oyunu genişleten bir yetenek. Üç yıl içinde NFL'in en iyi 5-6 oyun kurucusundan biri haline geldi. Ama bir takım, sadece QB'inin koluyla başarıya ulaşamıyor maalesef. Ona hem koşu oyununda yardım gerek, hem de defansın rakip hücum silahlarını kilitlemesi lazım. Maalesef Colts'da bunlar eksik. RB olarak eşek yüküyle draft sırası verilen Trent Richardson'dan verim alınamıyor. Yedeği Ahmad Bradshaw da iyi bir şey olsaydı NY Giants'dan kovulmazdı diyelim. Sonunda iş Daniel Herron'a kaldı. Takımın WR pozisyonu canavar yetenek T.Y Hilton ile malum bölgesindeki kılları ağarmış Reggie Wayne'e emanet edilmiş durumda. Bir de TE Cody Fleener var. Koşu oyununun istenilen düzeyde olmaması Luck'ın zorlama paslar atmasına ve haliyle bazen de paslarının rakibe gitmesine neden oluyor. Savunma da bu sezon oldukça yumuşak kalınca takımın maç kazanması için Luck'un özellikle Hilton ve Fleener'a çok pas denemesi yapması gerekiyor. Bengals gibi savunması yırtıcı bir takımın şansını bu nedenle kuvvetli görüyorum. 


Boşuna "Mağara Adamı" demiyoruz herhalde

Cincinnati Bengals Ohio eyaletinin Browns'dan sonraki ikinci takımı. Ekmeğini taştan çıkaran bir futbol oynuyorlar. Hücumda Andy Dalton (QB) ve A.J. Green (WR) ile defansta Geno Atkins (DT:Defensive Tackle) dışında starları yok. Takım A.J. Green'in performansına çok ihtiyaç duyuyor. Ama Green'in bir sakatlığı var. Pazar akşamı oynayacağı düşünülüyor ama ne kadar etkin olacağı soru işareti. Las Vegas bence bu yüzden maçı Colts'a veriyor. Diğer WR Muhammad Sanu averaj bir topçu ama zaman zaman iyi işler yapabiliyor. Sezon başı bol bol INT atan Andy Dalton, sezon ilerledikçe hatalarını azalttı. Bengals ve Dalton için söylenen "önemli maçları kazanamıyorlar" suçlamasını unutturmaya başladılar. Son haftalarda iyi oynayan RB Jeremy Hill'in performansı da çok yaşamsal olacak. 


A.J. Green ve Andy Dalton bir TD kutlamasında
 Bu maçın Luck ve Bengals defansı arasında geçeceğini düşünüyorum. Eğer Cincinnati devreyi önde kapatırsa ikinci yarı Luck'ın pas oyununu zorlamaktan başka çaresi kalmayacak ve hata yapma olasılığı artacak. Andy Dalton'un önemli maçlardaki inanılmaz sıçışlarına rağmen nedense Colts karşısında Bengals'ı favori görüyorum. Sanırım "Rabbim Cincinnati dedi" sendromu. 

Detroit Lions - Dallas Cowboys (Spread: Dallas -6.5)

Bence hafta sonunun en güzel maçı bu değil ama Dallas demek reyting demek olduğu için, NFL "prime time"a bu eşleşmeyi koydu. Dallas sezonun sürprizi. Lig başlamadan önce defansın kötülüğü ve yaşlanmakta olan QB Tony Romo'nun meşhur hataları yüzünden ligi yine 8-8 bitirip playoff'a kalamayacakları düşünülüyordu (Cowboys bundan önceki üç sezonu da 8-8 bitirmişti). Ama Dallas kimsenin beklemediği bir sezon geçirdi. Lige 49'ers yenilgisiyle başladıktan sonra altı maç üst üste kazanıp ligin en iyi G/Y yüzdesine ulaştı. Özellikle defans hattı övgü kazanacak bir oyun oynadı. Bunda yeni savunma koordinatörü Rod Marinelli'nin katkısı elbette büyük. Galibiyetler geldikçe basın da takıma gazı verdikçe verdi. Bizim memlekette Fenerbahçe gazete sattırır denir ya, ABD'de de Dallas aynı konumdadır. Zaten takım karakteri ve geçmişi olarak nedense benzetirim bu iki kulübü. Bu durumda haliyle Dallas'dan hiç haz etmem. Sezon ortası takım biraz tökezler gibi olduysa da son dört hafta çok rahat kazandı ve playoff'a kaldı. 


Tony Romo pası attıktan sonra hacamat edilmek üzere

Cowboys'da bu sene DeMarco Murray fenomeni var (isme bakarak oyuncunun ırkını tahmin ediniz). Koşucu bek Murray, sezon boyu 1,845 yd koşarak takımın efsane beki Emmitt Smith'in koşu rekorunu kırdı. Bir başka rekortmen de WR Dez Bryant oldu. O da 16 TD pası tutarak Terrell Owens'ın kulüp rekorunu tarihe gömdü. Dallas için her şey iyi gözüküyor. Takım tüm sezon DeMarco Murray'i katır gibi kullandı, pazar gecesi de bu devam edecek. Gelecek sezonlardaki sermayesini yediği kesin ama NFL'de bugün kazanmak gerekiyor. Beyzboldaki gibi geleceğe yatırım falan işlemiyor. Romo, Murray, Bryant ve defans Dallas'a bu turu getirecek görünümde. Sıkıntı daha sonraki turlarda olacak. 


"Megatron" Calvin Johnson

Detroit Lions uzun yıllardır çok kötü bir takımdı. 2008'de bütün maçlarını kaybederek tüm zamanların en rezil takımı ünvanını almıştı (o sezon takımın baş koçu kimdi dersiniz? Rod Marinelli!!). Biliyorsunuzdur, Detroit otomotiv sanayinin gerilemesiyle inişe geçmiş bir şehir. Hatta geçen sene kent iflas etti. Ama Tanrı bir eliyle aldığını diğeriyle veriyor işte ki takım düzelmeye başladı. RB Reggie Bush, süper WR Calvin Johnson ve bir gün harika diğer gün sefil oynayan QB Matt Stafford ile belli bir noktaya geldi. Bu sene çok daha iyi olacağı düşünülüyordu aslında çünkü çok yumuşak bir fikstürü vardı. Beklenen pek olmasa da takım NFC North'u ikinci bitirip playoff'a kalmayı başardı. Renkleri gibi oldukça silik bir takım. Çok ilgilenmediğim, geçmişleri nedeniyle yıllarca alaya alınmış bir ekip. Başarılı olmaları Matthew Stafford'un çok iyi gününde olmasına, C.Johnson'un sakatlık sonrası performansını yükseltmesine ve Reggie Bush'un USC'de oynarken gösteriği muhteşem peroformanslarından birini yakalamasına bağlı. Bu durumda haliyle ben de Las Vegas'a katılıyor ve Cowboys'un maçı rahat alacağını düşünüyorum. 

Wild Card hafta sonu maçları ve tahminlerim bunlar. Herkesin herkesi yenmesi mümkün olan bir ligde tahmin yapmak biraz kahve falı açmak gibi. Ama yazı yazmaktan yine zevk almaya başladığım için motive oldum. Eşeklik etmeyin okuyun :))