Önce sezon özetini verelim. Chicago Cubs ilk 24 maçta 0-1, 1-1, 2-1, 2-2...12-12 gibi bir %50'in en fazla 1 maç uzağında olmak serisi ile garip bir MLB rekoru kırarak sezona başladı. Sonrasında ise %50'nin aşağılarına doğru kaydı ve şu anda 19-23 ile grubunda liderin 5.5 maç gerisinde bulunuyor. Cubs'ın sorununu şöyle özetleyebiliriz: Batting average'da .279 ile 30 takım arasında 2nci durumda. Gelgelelim, koşucuları 2nci ve üzeri base'lerde iken, yani artık her vuruşun sayı olacağı, ama diğer yandan da gerilimin yüksek olduğu, soğukkanlılık gerektiren durumlarda ise bu ortalama .229 ile 24ncü sıraya iniveriyor.
Red Sox'un atıcısı Josh Beckett |
Boston Red Sox ise sezona berbat bir başlangıç yaptı. İlk 6 maçını kaybetti, 2-10'a kadar geldi, ama sonra toparlandı ve şu an 23-20 ile Yankees'in 1 maç gerisinde. Yankees özellikle diyorum, zira Red Sox-Yankees rekabeti deyim yerindeyse beyzbolun Galatasaray-Fenerbahçe rekabetidir. En çok parayı bu iki takım harcarlar. Ulusal medyanın tüm gözü onların üzerindedir, TV'de en fazla reytingi bu iki takımın maçları alır vs vb. Chicago Cubs'ın rekabetleri ise yereldir; St.Louis Cardinals ile olan rekabet iki şehir arasındaki otoban olan I-55 yüzünden maçlar esprili olarak "I-55 Series" diye anılır. Cubs'ın diğer rakibi ise aynı Güney Chicago'nun takımı White Sox iledir.
Fenway Park, karşıdaki yeşil duvar "Green Monster" |
Chicago Cubs ile Boston Red Sox birbirine benzetilir. Cubs en son 1908'de şampiyon olmuş bir takım. Red Sox ise uzun süre en son şampiyonluğunu 1918'de almış bir takım idi; tabii bu şanssızlıklarını 2004'de kırdılar. Bununla yetinmeyip 2007'de bir daha şampiyon oldular. Cubs ise şeytanın bacağını henüz kırabilmiş değil. 2004'de kadar bir Cubs-Red Sox finali "Dream Series" olarak görülüyordu.
İki takım da gayet eski ve tarihi stadyumlarda oynuyorlar. Cubs, duvarlarındaki sarmaşıklarla meşhur Wrigley Field'da, Red Sox ise sol taraftaki beleştepeyi engellemek için yapılan büyük duvarı "Green Monster" ile bilinen Fenway Park'da. İki takım da stadlarını yıkmak yerine, nisbeten düşük kapasitelerine rağmen iyi pazarlamayı becerebiliyorlar. En büyük değişmeyen gerçeklerden birisi iki takımın da sezon kapasitelerinin %100'üne yakınını doldurmaları.
Wrigley Field'ın meşhur tabelası |
Lanetler her iki takımı uzun süreler boyunca bozmuş ve halen bozmakta (ne kadar da inanarak söylüyorum). Red Sox'un gelmiş geçmiş en ünlü beyzbolculardan Babe Ruth'un Red Sox'dan Yankees'e transferi ile alakalı "Curse of Bambino" laneti var. Cubs'ın ise 1945'de (yani son World Series'e yükseldikleri sene) stadyumdan içeri Billy adlı bir keçiyi almamaları ile alakalı "Curse of the Billy Goat" laneti halen mevcut.
Bu kadar benzerlik karşısında en temel fark ise, Chicago Cubs'ın National League (NL), Red Sox'ın ise American League (AL) takımı olmaları. Beyzbolda çooook uzun süre NL ile AL takımları özel maçlar dışında sadece final olan World Series'de karşılaşabildi. O yüzden en son Cubs-Red Sox maçı 1918'de, yani o seneki finalde oynanabildi. Yani iki takım 93 sene sonra ilk defa karşı karşıya gelecek. İki takımın bu sene karşılaşabilmesi ise tamamen 1997'de başlayan Interleague maçları ile alakalı.
LF Alfonso Soriano iyi bir vurucu olduğu kadar berbat bir savunmacı |
Herhalde bu yazıda en az merak edilen şey de bu seride ne olacağıdır. Biz yine de eksik kalmamak bağlamında tahminimizi yapalım. Boston Red Sox batting konusunda Cubs'dan da kötü, ancak pitching ERA olarak 4.23'e 4.59 üstünlüğe sahip. Savunmada ise 20 error'a karşılık Cubs'ın 29 error'u var ve genel olarak savunma oyunu daha berbat. Normalde favori elbette Red Sox, ama neyse ki AL maçlarında designated hitter kuralı var. Yani LF Alfonso Soriano'yu DH olarak oynatırsak daha iyi bir savunma elde edebilir ve seriyi kazanabiliriz. Kimbilir...
Çok teşekkürler, şahane bir yazı olmuş. Konuyla ilgisi çok yok sanırım ama eklemek istediğim bir konu var: Red Sox'ın pitcher'ı Tim Wakefield. Bu adam hala knuckleball atıyor! İnanılmaz! Okuduğuma göre aktif pitchlerlar içinde knuckleball atan iki pitcher'dan biri. Red Sox gibi iddialı bir takımda çok riskli olan bu atış yöntemini kullanan bir pitcher'ın bulunması; Wakefield'ın bu işi ne kadar iyi becerdiğinin bir göstergesi bence.
YanıtlaSil