- Denver Broncos'un 37 yaşındaki QB'i Peyton Manning bu sene müthiş bir performans sergiliyor. 1998'den beri formasını terlettiği Indianapolis Colts 2011'de genç yetenek Andrew Luck'ı draft etmiş, kendisine de kapıyı göstermişti. O ise Denver Broncos'da kendini yeniden buldu.
Peyton Manning - Denver Broncos pas, diğer deyişle havadan hücumu konusunda açık ara ligin en iyisi. Seattle Seahawks ise tam tersi, defans ve hatta daha çok da pas defansı konusunda açık ara ligin en iyisi. Yani en iyi hücum takımı ile en iyi savunma takımı karşılaşacak.
- Broncos'un offensive line'ı QB'i korumakta çok başarılı; Manning'in performansının bir anahtarı da bu. Normal sezon boyunca sadece 20 sack verdiler, playoff'larda ise 0 sack verdiler. Line'lar kapışması müthiş olacaktır.
- Seahawks CB Richard Sherman iki tane "antika" maç dışı hareketiyle izleyicilerin en başarısız olmasını istedikleri oyuncu olmalı. İlki San Francisco 49ers galibiyeti sonrası "ben en iyi cornerback'im" diye röportaj vermesi ve rakibine sataşması, sonra da Peyton Manning'in kol kuvvetini eleştirmesi.
- Seahawks'ın en büyük hücum kozu RB Marshawn Lynch. Bu "yaratığı" burada özetleyemeyeceğim, siz en iyisi bu yazıya buyurun.
Marshawn "Beast Mode" Lynch - Seahawks'ın ikinci senesindeki QB Russell Wilson öyle çok gösterişli gözükmese de, çok iyi bir game manager.
- Super Bowl genelde sıcak havasıyla meşhur şehirlerde oynanır. Bu sezonki maç ise New Jersey'de oynanacak ve ABD genelinde kış koşulları sert. Kötü havalar pas oyununu zorlaştırır, bu da Seahawks'ın avantajına olur.
- Broncos pas hücumu ile Seahawks pas defansı arasındaki mücadelede hakemlerin "faule yakın" pozisyonlardaki kararları maçı çok etkileyebilir. Yani hakem faktörü çok öne çıkabilir.
31 Ocak 2014 Cuma
Savas Alp
Super Bowl 2014 - Dikkat Edilecek Hususlar
Super Bowl 2014 (veya Amerikalıların sevdiği şekliyle, XLVIII) Seattle Seahawks ile Denver Broncos takımları arasında oynanacak. Bu maçın akibeti ile ilgili birçok yorum ve tahmin Internet'den bulunabilir. Biz burada öyle ayrıntılı analize girmeden ana hatlarıyla nelere dikkat edileceğini maddeler halinde listeleyeceğiz.
10 Ocak 2014 Cuma
Savas Alp
Amerikan Futbolu'nu biraz olsun izleyen herkes, seyretmenin çok zevkli olduğunda hemfikirdir. Daha ilk paragraftan neden zevkli olduğunu açıklayayım: Hem sonucu tahmin etmesi zordur, ama bir yandan da şans faktörü yoktur, her şeyin bir nedeni vardır.
Seyirci, bu nedenleri, ekran başında seyredip analiz ederken de, daha sonra uzmanların çözümlemelerini okurken de bilmece çözer gibi bir haz alır. Yazıda bu sonsuz nedenlere değinmeyeceğiz elbette, daha çok nasıl oluştuğuna bakacağız. Lig olarak da NFL'i temel alacağız.
Az Maç Olması
Amerikan futbolu çok sert ve yıpratıcı bir spor olduğu için, sezon içinde çok az maç oynanabilir. NFL için konuşursak, 17 hafta süren normal sezonda bir takım 16 maç oynar. Haftalardan birinde maç yapmaz, diğer deyişle "bye" takımdır. Bu "bye" olma sebebi ligde tek sayılı takım olması değildir; nihayetinde 32 takım vardır. Sebebi sadece takımların dinlenmesidir. Zaten ilk ve son haftalarda bye takım yoktur, çünkü o zamanlarda dinlenmek bir avantaj değildir. Diğer taraftan, playoff'a her ligden 6'şar takım kalır ve en iyi ikişer takım ilk turu maç yapmadan geçirmek suretiyle ödüllendirilir.
Az maç olduğu için her maç final havasındadır. Maçın her anı yoğundur. "Garbage time", yani fark çok açıldığı ve az zaman kaldığı için yedeklerin oyuna doluşması çok çok ender olur.
İki maç arası 7 günlük sürede (perşembe maçları nedeniyle bazen 5 gün) yerel ve ulusal basın (ve hatta ta buralarda biz) her hareketi mercek altına alır, vıdı vıdı tartışır. Bir hafta önce cehenneme gönderilen oyuncu bir hafta sonra kendini tanrı katında bulabilir.
Diğer yandan, az maç olunca, takımların maç arası taktik varyasyonlara giderek rakibi şaşırtması kolaylaşır. Eğer çok maç olsa, her maç için ayrı taktik geliştirme imkanı olmayacağından bir noktadan sonra taktiği çözmek rakipler için kolaylaşır.
Playoff
Playoff'a her ligden 6 takımın katıldığından söz etmiştik. Playoff yapısı bir ligin normal sezonunu da etkiler. NFL'de 4'er takımdan oluşan 8 grup vardır. Grupların ("division" denir aslında) birincileri, galibiyet mağlubiyet oranları ne kadar berbat olursa olsun playoff'a çıkarlar. Bu da yerel rekabeti kızıştırır. Toplam 32 takımdan 12'si playoff'a çıkar.
8 grup birincisinin yanında her ligin geri kalan en iyi 4 takımı da playoff'a çıkar. En iyi 4 takım ilk turu bye geçerek dinlenirler. İlk turu bye geçme oyuncuların fiziksel olarak toparlanmasını sağladığı için avantaj gibi gözükse bile, birçok otorite verilen aranın takımların momentumunu düşürdüğünüü ve oyuncularda form düşüklüğü yaşanabileceğini söylemektedir. Doğrusunu tam olarak kimse bilmese de, bence dinlenmek yine de iyidir.
Playoff tek maçtır ve basit şekilde daha iyi yengi-yenilgi yüzdesine sahip takımın evinde oynanır.
İyi yüzdeye sahip takım kaçınılmaz olarak avantajlı olsa da, yüzdesi kötü ama ligin sonlarına doğru toparlanmış ve sakatlıkları iyileşmiş -momentumu yakalamış- takımlar bazen daha avantajlı gibidirler. Bu takımlar aynı zamanda kapalı kutudur, diğer şöhretli takım hakkında, tüm medya sezon boyu ne kadar muhteşem olduklarını konuşmuştur ve ne yapacakları biliniyordur. Bu ve benzerleri olgular playoff maç sonuçlarının tahmin edilmesini zorlaştıran ve sürprizlere açık olmasını sağlayan şeylerdir.
Finalin adı Super Bowl'dur ve önceden belirlenmiş bir sahada oynanır. Konferans finaliyle SB arasında 2 hafta vardır. Bu arada takımlar fiziksel olarak toparlanır, maç videolarıyla rakibi ezberlerler. Bu arada da sadece final için özel taktikler geliştirecek fırsatı da bulabilirler.
Super Bowl'un bence tek gıcık yanı, özel bir "event" gibi oluşu ve çok pahalı olması yüzünden emektar taraftarlara pek izleme fırsatı tanımamasıdır. Ama maçın kendisi genelde çok heyecanlıdır.
Kadro Genişliği
Amerikan futbolunda malum hücum ve savunma takımları ayrıdır. Yani en azından toplam 22 oyuncu zorunludur, tabii yedekleri, özel takım oyuncularını ve oyunun yıpratıcı karakteri de düşünüldüğünmde, bazı oyuncuları ara ara dinlendirmek gereği ortaya çıkar. NFL'de aktif kadroda 53 oyuncu yer alır ki izin verilen sınır 60'a çıksa kimse itiraz etmez.
Diğer taraftan NFL'de "salary cap" çok sıkıdır. NBA'de birçok istisna vardır ama NFL'de belirlenen rakamı geçemezsiniz. Eh, çok da adam olması gerekliliğiyle birleşince çıkan sonuç, ideal kadro kurmanın imkansız olduğudur. O yüzden her takımın az çok eksiği vardır. Bu da takımlar arası dengeleri arttırır.
Amerikan futbolu hemen hemen sadece ABD'nde oynanır. Fiziksel olarak zorlu bir spor olduğundan oynayabilecek oyuncu sayısı azdır. Bu da transfer edilebilecek oyuncu havuzunun oldukça kısıtlı olduğunu gösterir. Dolayısıyla ideal kadro kurulumu daha da zorlaşır. Havuz küçük olduğundan, özellikle yetenek gerektiren pozisyonlarda oynayabilen oyuncu kötü, sorunlu gibi gözükse de transferde takım bulamadığı çok ender olur.
Sert ve yıpratıcı bir spor olduğu için sakatlıklar da çok olur. Özellikle sezon sonlarına doğru kimin sakatı azsa o avantajlı gibi bir durum oluşur. Bu da belirsizliği arttırır. Diğer yandan, ben yıldız oyuncuların geçirdiği kısa süreli sakatlıkların onların iyileşme sürecinde ister istemez dinlenmesi sonucu taze kalması açısından da avantaj olduğunu düşünüyorum.
Oyunun Kendisi
Şu ana kadar hep belirsizliği arttıran sebeplere değindik. Bunun dışında sahadaki oyunun kendisi de çok zevklidir. Maç "kickoff" ile başlar. Kickoff iki takımın tüm oyuncularının koşarken çok yüksek hızlara çıkarak birbiriyle çarpıştığı bir oyundur. Elbette tehlikelidir, o yüzden üzerine en çok tartışılan oyundur: Sık sık şiddeti makul seviyeye indirmek için kural değişiklikleri yapılır. Kimisi kaldırılması gerektiğini söyler.
Normal oyunda ya pas ya da koşu oyunu yapılır. Bu iki oyun biçimi ve aktörleri bakımından birbirinden farklıdır. Hücum oyuncuları hangisini yapacaklarını çaktırmamak için çeşitli numaralar yaparlar. İyi savunmacılar hangisinin yapılacağını iyi tahmin ederler.
4 hakta 10 yarda ilerleme zorunluluğu yüzünden her oyun önemlidir. Kendi sahanda top çevirme gibi bir şansın yoktur.
Her ne kadar 4 hak olsa da, genelde dördüncü hakta eğer oyun yakınsa ayakla skor yaparak 3 puana razı olunur (Field Goal). Eğer hücum eden takım FG'e uzaktaysa "punt" adı verilen oyun ile topu degaj yaparak uzakta rakip takıma teslim eder.
Normal şablona uymayan hileli oyunlar da (trick play) arada bir uygulanır. Örneğin field goal yapacakmış gibi pozisyon alıp aniden pas verilmek suretiyle rakip savunma şaşırtılabilir. Bazen bu hileli oyunlar kritik anda önemli maçları kazandırır ve meşhur olurlar.
Amerikan futbolunda çok sayıda kural vardır. Bu kurallar sonucunda uygulanabilecek birçok ceza (penalty) çeşidi vardır. Bunların uygulanması bazen bilmece çözmek gibidir. Öte yandan alınan cezalar başlıbaşına maç kaybetmeye neden olabilir.
Her takımın başkoçunun yanında neredeyse onun kadar önemli hücum ve savunma koordinatörleri vardır. Bu kişiler her maç için birçok oyun hazırlarlar. Bu oyunları haftaiçinde oyuncularına ezberletirler. Maç içinde de telsiz yardımıyla hücum takımında Quarterback'e (pas atan eleman), savunma takımında da middle linebacker'a iletirler. Bu oyuncular da kendisine gelen talimatları diğer takım arkadaşlarına iletmekle görevlidirler. Ayrıca talimatlardan sonra, oyunun başlamasından (snap) önce gördükleri şeyleri de o anda iletirler. QB ve MLB'nin yanında, bu aşamada hücum hattının ortasıdaki Center da bu işten sorumludur. Yani oyun anında müthiş bir iletişim mevcuttur.
Son olarak, oyunun normal bölümü ince taktiklerle yavaş yavaş ilerlerken, oyunun sonlarına doğru geride olan takım uzun paslarla, 4. deneme falan demeden delicesine ilerler. Bu durum savunmanın da dengesini bozar ve bu sayede bazen maçın skoru bağlamında müthiş geri dönüşler olur.
NFL Neden Zevklidir?
Amerikan Futbolu'nu biraz olsun izleyen herkes, seyretmenin çok zevkli olduğunda hemfikirdir. Daha ilk paragraftan neden zevkli olduğunu açıklayayım: Hem sonucu tahmin etmesi zordur, ama bir yandan da şans faktörü yoktur, her şeyin bir nedeni vardır.
Seyirci, bu nedenleri, ekran başında seyredip analiz ederken de, daha sonra uzmanların çözümlemelerini okurken de bilmece çözer gibi bir haz alır. Yazıda bu sonsuz nedenlere değinmeyeceğiz elbette, daha çok nasıl oluştuğuna bakacağız. Lig olarak da NFL'i temel alacağız.
Az Maç Olması
Amerikan futbolu çok sert ve yıpratıcı bir spor olduğu için, sezon içinde çok az maç oynanabilir. NFL için konuşursak, 17 hafta süren normal sezonda bir takım 16 maç oynar. Haftalardan birinde maç yapmaz, diğer deyişle "bye" takımdır. Bu "bye" olma sebebi ligde tek sayılı takım olması değildir; nihayetinde 32 takım vardır. Sebebi sadece takımların dinlenmesidir. Zaten ilk ve son haftalarda bye takım yoktur, çünkü o zamanlarda dinlenmek bir avantaj değildir. Diğer taraftan, playoff'a her ligden 6'şar takım kalır ve en iyi ikişer takım ilk turu maç yapmadan geçirmek suretiyle ödüllendirilir.
Az maç olduğu için her maç final havasındadır. Maçın her anı yoğundur. "Garbage time", yani fark çok açıldığı ve az zaman kaldığı için yedeklerin oyuna doluşması çok çok ender olur.
İki maç arası 7 günlük sürede (perşembe maçları nedeniyle bazen 5 gün) yerel ve ulusal basın (ve hatta ta buralarda biz) her hareketi mercek altına alır, vıdı vıdı tartışır. Bir hafta önce cehenneme gönderilen oyuncu bir hafta sonra kendini tanrı katında bulabilir.
Diğer yandan, az maç olunca, takımların maç arası taktik varyasyonlara giderek rakibi şaşırtması kolaylaşır. Eğer çok maç olsa, her maç için ayrı taktik geliştirme imkanı olmayacağından bir noktadan sonra taktiği çözmek rakipler için kolaylaşır.
Playoff
Playoff'a her ligden 6 takımın katıldığından söz etmiştik. Playoff yapısı bir ligin normal sezonunu da etkiler. NFL'de 4'er takımdan oluşan 8 grup vardır. Grupların ("division" denir aslında) birincileri, galibiyet mağlubiyet oranları ne kadar berbat olursa olsun playoff'a çıkarlar. Bu da yerel rekabeti kızıştırır. Toplam 32 takımdan 12'si playoff'a çıkar.
8 grup birincisinin yanında her ligin geri kalan en iyi 4 takımı da playoff'a çıkar. En iyi 4 takım ilk turu bye geçerek dinlenirler. İlk turu bye geçme oyuncuların fiziksel olarak toparlanmasını sağladığı için avantaj gibi gözükse bile, birçok otorite verilen aranın takımların momentumunu düşürdüğünüü ve oyuncularda form düşüklüğü yaşanabileceğini söylemektedir. Doğrusunu tam olarak kimse bilmese de, bence dinlenmek yine de iyidir.
Playoff tek maçtır ve basit şekilde daha iyi yengi-yenilgi yüzdesine sahip takımın evinde oynanır.
İyi yüzdeye sahip takım kaçınılmaz olarak avantajlı olsa da, yüzdesi kötü ama ligin sonlarına doğru toparlanmış ve sakatlıkları iyileşmiş -momentumu yakalamış- takımlar bazen daha avantajlı gibidirler. Bu takımlar aynı zamanda kapalı kutudur, diğer şöhretli takım hakkında, tüm medya sezon boyu ne kadar muhteşem olduklarını konuşmuştur ve ne yapacakları biliniyordur. Bu ve benzerleri olgular playoff maç sonuçlarının tahmin edilmesini zorlaştıran ve sürprizlere açık olmasını sağlayan şeylerdir.
Finalin adı Super Bowl'dur ve önceden belirlenmiş bir sahada oynanır. Konferans finaliyle SB arasında 2 hafta vardır. Bu arada takımlar fiziksel olarak toparlanır, maç videolarıyla rakibi ezberlerler. Bu arada da sadece final için özel taktikler geliştirecek fırsatı da bulabilirler.
Super Bowl'un bence tek gıcık yanı, özel bir "event" gibi oluşu ve çok pahalı olması yüzünden emektar taraftarlara pek izleme fırsatı tanımamasıdır. Ama maçın kendisi genelde çok heyecanlıdır.
Kadro Genişliği
Amerikan futbolunda malum hücum ve savunma takımları ayrıdır. Yani en azından toplam 22 oyuncu zorunludur, tabii yedekleri, özel takım oyuncularını ve oyunun yıpratıcı karakteri de düşünüldüğünmde, bazı oyuncuları ara ara dinlendirmek gereği ortaya çıkar. NFL'de aktif kadroda 53 oyuncu yer alır ki izin verilen sınır 60'a çıksa kimse itiraz etmez.
Diğer taraftan NFL'de "salary cap" çok sıkıdır. NBA'de birçok istisna vardır ama NFL'de belirlenen rakamı geçemezsiniz. Eh, çok da adam olması gerekliliğiyle birleşince çıkan sonuç, ideal kadro kurmanın imkansız olduğudur. O yüzden her takımın az çok eksiği vardır. Bu da takımlar arası dengeleri arttırır.
Amerikan futbolu hemen hemen sadece ABD'nde oynanır. Fiziksel olarak zorlu bir spor olduğundan oynayabilecek oyuncu sayısı azdır. Bu da transfer edilebilecek oyuncu havuzunun oldukça kısıtlı olduğunu gösterir. Dolayısıyla ideal kadro kurulumu daha da zorlaşır. Havuz küçük olduğundan, özellikle yetenek gerektiren pozisyonlarda oynayabilen oyuncu kötü, sorunlu gibi gözükse de transferde takım bulamadığı çok ender olur.
Sert ve yıpratıcı bir spor olduğu için sakatlıklar da çok olur. Özellikle sezon sonlarına doğru kimin sakatı azsa o avantajlı gibi bir durum oluşur. Bu da belirsizliği arttırır. Diğer yandan, ben yıldız oyuncuların geçirdiği kısa süreli sakatlıkların onların iyileşme sürecinde ister istemez dinlenmesi sonucu taze kalması açısından da avantaj olduğunu düşünüyorum.
Oyunun Kendisi
Şu ana kadar hep belirsizliği arttıran sebeplere değindik. Bunun dışında sahadaki oyunun kendisi de çok zevklidir. Maç "kickoff" ile başlar. Kickoff iki takımın tüm oyuncularının koşarken çok yüksek hızlara çıkarak birbiriyle çarpıştığı bir oyundur. Elbette tehlikelidir, o yüzden üzerine en çok tartışılan oyundur: Sık sık şiddeti makul seviyeye indirmek için kural değişiklikleri yapılır. Kimisi kaldırılması gerektiğini söyler.
Kickoff sırasında sahadaki oyuncu dağılımı |
Normal oyunda ya pas ya da koşu oyunu yapılır. Bu iki oyun biçimi ve aktörleri bakımından birbirinden farklıdır. Hücum oyuncuları hangisini yapacaklarını çaktırmamak için çeşitli numaralar yaparlar. İyi savunmacılar hangisinin yapılacağını iyi tahmin ederler.
4 hakta 10 yarda ilerleme zorunluluğu yüzünden her oyun önemlidir. Kendi sahanda top çevirme gibi bir şansın yoktur.
Her ne kadar 4 hak olsa da, genelde dördüncü hakta eğer oyun yakınsa ayakla skor yaparak 3 puana razı olunur (Field Goal). Eğer hücum eden takım FG'e uzaktaysa "punt" adı verilen oyun ile topu degaj yaparak uzakta rakip takıma teslim eder.
Normal şablona uymayan hileli oyunlar da (trick play) arada bir uygulanır. Örneğin field goal yapacakmış gibi pozisyon alıp aniden pas verilmek suretiyle rakip savunma şaşırtılabilir. Bazen bu hileli oyunlar kritik anda önemli maçları kazandırır ve meşhur olurlar.
Kolej futbolundaki 10 trick play videosu
Her takımın başkoçunun yanında neredeyse onun kadar önemli hücum ve savunma koordinatörleri vardır. Bu kişiler her maç için birçok oyun hazırlarlar. Bu oyunları haftaiçinde oyuncularına ezberletirler. Maç içinde de telsiz yardımıyla hücum takımında Quarterback'e (pas atan eleman), savunma takımında da middle linebacker'a iletirler. Bu oyuncular da kendisine gelen talimatları diğer takım arkadaşlarına iletmekle görevlidirler. Ayrıca talimatlardan sonra, oyunun başlamasından (snap) önce gördükleri şeyleri de o anda iletirler. QB ve MLB'nin yanında, bu aşamada hücum hattının ortasıdaki Center da bu işten sorumludur. Yani oyun anında müthiş bir iletişim mevcuttur.
Ağzında telsiz, elinde oyun planı, Lovie Smith |
Son olarak, oyunun normal bölümü ince taktiklerle yavaş yavaş ilerlerken, oyunun sonlarına doğru geride olan takım uzun paslarla, 4. deneme falan demeden delicesine ilerler. Bu durum savunmanın da dengesini bozar ve bu sayede bazen maçın skoru bağlamında müthiş geri dönüşler olur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)