18 Ekim 2011 Salı

Giro d'Italia 2012 - Parkur hakkında

İtalya Bisiklet Turu 2012 parkuru geçen hafta sonu Milano'da açıklandı. 5 Mayıs'ta Danimarka'da başlayacak olan yarış 27 Mayıs'ta Milano'da yapılacak ITT ile son bulacak. Son yıllarda gittikçe artan zorluk düzeyi nedeniyle, sporcuların hoşnutsuzluğunu dikkate alan RCS, bu sene Giro için daha "medeni" bir parkur belirledi. İlk 2 gün Bjaerne Riis'in şehri Herning çevresinde yarışacak sporcular, Wouter Weylandt anısına koşulacak 3. Etap'tan sonra Danimarka'dan Verona'ya geçecekler. İlk 5 gün sivilce boyutunda üç yokuş dışında tırmanış yok, yani Mark Cavendish, Romeo ve Jülyet'in kentine iki zafer kazanmış bir Danimarka Prensi gibi gelebilir (sabah sabah Şekspir'i de kondurduk yazıya).


Angelo Zomegnan'dan sonra iş başına gelen Michele Acaquarone daha ilk günden sporcuların ve seyircilerin isteklerine daha uygun bir yarış düzenleyeceklerini söylemekteydi. Nitekim, etap sonlarındaki transferlerin kısaldığı bir yarış güzergahı belirlendi. Diğer yandan, sayısı artırılan düz etaplar da bu sene sprinterlerin yüzünü güldürecek. Ayrıca internette yapılan oylamada tifosilerin seçtiği iki mitik yokuş 20. Etap'a konularak seyirci isteklerinin de dikkate alındığı mesajı verildi (oylamaya gerek yok aslında, İtalyanlar Mortirolo ve Stelvio'yu deli gibi severler).

Herning'deki prolog (8.7km) dışında Giro 2012'de iki zamana karşı etap daha var. İlki, Verona'daki takım saate karşı (32.2km), diğeri de son gün Milano'da koşulacak olan ITT (31.5km). 6., 7. ve 8. Etaplar kaçış gruplarına şans veren profiller sunuyor. Yarışın ilk zirve finişi 7. Etap'taki Rocca di Cambio'da ama irtifa çok abartmıyor. 9. Etap'la beraber Güney İtalya'yı bitirip kuzeye çıkmaya başlayacağız. Buradaki iki etap genel klasmanı çok etkilemeyecek kaçışların olacağı ama sprintle de bitebilecek parkurlardan oluşuyor. Montecatini kaplıcalarında bitecek 11. Etap yine sprinterlere göz kırparken bir sonraki gün dört kategorize tırmanışlı ama irtifanın sporcuları çok zorlamayacağı Seravezza - Sestri Levante etabı koşulacak. Artık Cenova'dan kuzeye Alpler'e doğru yol alıyoruz.

14. Etap bize ilk sıkı yokuşu gösterecek. İsviçre sınırındaki Cervinia'da bitecek 205 km'lik etap önce 22 km'lik Col de Joux, hemen ardından da 28 km'lik Cervinia tırmanışını vercek. Genel klasmanda ilk ciddi silkelenme sırtını Matterhorn'a dayamış bu kayak merkezinde olacak. Ertesi günkü etap da oldukça yokuşlu ve geçen cumartesi koşulan Il Lombardia'nın bittiği Lecco'da son buluyor.





Lecco'da bir gün dinlenecek kafile Giro 2012'nin en kritik bölümü olan son haftaya çok da zorlamayacak bir etapla başlayacak. Ancak 23 Mayıs'ta koşulacak 17. Etap, biz sadistlere en zevkli yarışlardan birini sunacak. Daha çok Alp kayağında ismini duyduğumuz Cortina d'Ampezzo etabında birbirinde zorlu 4 kategorize yokuş bulunuyor. Bulardan en zoru Passa Giau'nun ardından da 18 km'lik bir iniş var. İnişin ortalama eğimi %5.6 (insanın "Nibaliiii!!!" diye bağırası geliyor).





Cortina'dan sonra sprinterlere son bir şans daha verecek olan Giro, 19. ve 20. etaplarla yokuş meraklılarını doyuracak. 187 km'lik Treviso-Alpe di Pampeago 5 kategorize tırmanış içeriyor ve yokuş finişine sahip. 20. Etap Val di Sole- Passo del Stelvio 218 km. ama asıl önemlisi bir tarih yatıyor. Tarih dersinde hoca "Oğlum İtalya'nın en meşhur yokuşlarını say bakiim!" dese gözü kapalı say, sınıfı geçersin: Tonale-Aprica-Mortirolo-Stelvio... Mortirolo'ya yeni bir yoldan çıkılacak. Stelvio'nun zorluğu ise çok uzun ve çok yüksek olması. Finiş irtifası 2,757 mt'de.

Stelvio'da 2012 Pembe Mayo'nun sahibi hala belli olmamış olabilir. Yarış, son 4-5 gün hariç, çok kırıcı olmayan bir profile sahi. Bu nedenle 20. Etap sonunda, genel klasmandaki ilk 10 sporcuyu üç dakikanın içine sıkışmış görebiliriz. Bu da Milano'daki son etabın nefes kesen bir yarışa dönüşmesini sağlar.



Bisiklet, herkesin yapabileceği ama sadece seçkin bir grubun yarışabileceği bir spor. Giro gibi yarışlar ise daha da elit sporcuların kapışma yeri. Alberto Contador 2012 Giro parkurunu "daha insani" bulmuş. Üç haftada 3,476 km. koşulacak bir yarışın "insani" olmakla alakası elbette tartışılır. Benim için insani olan TV karşısına kurulmuş Giro'yu seyrederken, rüyamda bile olanaksız şeyler başaran insanlara ahkam kesmek: "Ülen Alberto!! Adam olsan yarışırdın leyn!!"

1 yorum:

  1. Geçen Giro'dan sonra tur organizatörleri bisikletçilere ne kadar acımasız davrandıklarını anlamışlar belli ki:) O tırmanış etapları neydi öyle! Hangi etap olduğunu hatırlamıyorum ama bir tırmanış etabında son 36 km kala, dışarıya koşmaya çıkmıştım. Yaklaşık 2 saat sonra eve döndüğümde finişe daha 6 km vardı! Eğime bakar mısınız? Ben de yerel bir bisikletçi olarak tırmanış hayranıyım; ama bu kadarı da insan vücudunun kapasitesini aşıyor bana göre. (Gerçi bu adamların makine olduklarına inanıyorum; insan olamazlar!)

    Yazınız için çok teşekkürler Sarper Abi. Çok bilgilendirici bir etap profil analizi olmuş. Yeni yazılarınızı merakla bekliyorum.

    Saygılarımla,

    Göktürk

    YanıtlaSil