6 Nisan 2011 Çarşamba

Beyzbol Öğrenelim (1) - Temel Strateji

(Madem beyzbol sezonu başladı, o halde bir zamanlar güzide bir taraftar forumuna yazdığım seriyi biraz genişleterek buraya taşıyabilirim)

Beyzbol stratejik bir oyundur. Strateji birden fazla maça yayılır. Bu sporu hakkıyla anlayabilmek için bunu anlamak çok önemlidir. Sezon boyunca hemen hergün maç yapılması (normal sezon 162 maçtan oluşur) bunun asıl nedenidir.

Beyzbolda en önemli mevki atıcıdır (pitcher). Her topu saatte 100 mile varan hızlarda ve çeşitli varyasyonlarda fırlatması gereken, her durumda oyunun içinde olan bu oyuncuların yönetimi en önemli stratejik kararlardan biridir.

Atıcı topu fırlatırken

Kabaca iki çeşit atıcı vardır:

1. Starting pitcher
2. Relief pitcher

Starting pitcher'lar oyunu başlatırlar ve gidebildikleri kadar uzun süre devam ederler. Bu adamlardan her takımda 5 tane vardır ve 1 gün top fırlatır, 4 gün dinlenirler. Yani her maça değişik bir starting pitcher (asıl atıcı) çıkar. Bahisçiler için yazıyorum: Bir maçın sonucunu tahmin etmek için takımlara genel olarak bakmanın yanında, o maç kimin asıl atıcı olduğuna da bakmak gerekir.

Starting pitcher maçın sonlarına doğru relief pitcher (buna da "yedek atıcı" diyelim madem) denen atıcılarla yer değiştirirler. Yedek atıcılar kısa süreler için etkilidirler ama daha az atış yaptıkları için birkaç gün ardarda top atabilirler.

Closer adı verilen relief pitcher, bu yedeklerin içinde en havalısıdır (buna da "bitirici" denebilir). Bu arkadaşlar genelde maçın sonundaki stresli anlarda atış yaparlar. Gerilimin arttığı bir anda, soğukkanlı kalıp, doğru atışlar yaparak maçı "bitirmek" görevi onlardadır.

Sonuç olarak bir maçta takımın atıcılık yükünü 1 asıl atıcı ve en az 2 yedek/yardımcı atıcı çeker.

Beyzbol 9 kişilik takımlarla oynanır. Ancak takımlar bir maça 25 kişilik kadro ile gelirler ve bunlardan 11-12 ve hatta 13 tanesi atıcıdır. Bu kadar atıcı sadece tek bir pozisyon için kadroda tutulurken, kalan 12-13 kişi de sahada yer alcak diğer 8 pozisyon için bulunurlar.

Atıcılar çeşitli şekillerde topu fırlatabilirler. Düz, falsolu, son anda hız/yön değiştiren atış biçimleri vardır. Örneğin top hızla havada uçarken sopaya az bir mesafe kala aniden yavaşlayıverir. Atılan top vurucunun (batter) dizleri ile omuzu arasındaki "strike zone" denen sanal bir dikdörtgenin içinden geçmelidir. Atıcı strike zone'un (box/kutu da denir) herhangi bir yerine topu atabilir.

 
Atış yapılan topun geçmesi gereken bölge

Atıcı ile vurucu arasında psikolojik bir savaş vardır. Atıcının iyi yapabildiği atış biçimleri, vurucunun sevdiği veya sevmediği atış biçimleri vardır. Vurucu atıcının atışını tahmin ederse kolaylıkla topa vurabilir; o yüzden atıcı stilleri karşıdakinin tahmin edemeyeceği şekilde "karıştırmak" zorundadır. Müthiş süratlerde atış yapamadıkları halde değişik atış biçimlerini "karıştırma" işini iyi yapan birçok başarılı atıcı vardır.

Takımdaki atıcı sayısı sınırlı olduğundan -"you never have enough pitching!!"- eğer starting pitcher maça kötü başlar ve oyunda kısa süre kalabilirse relief pitcherlara fazla iş düşer ve yorulurlar. Keza uzatmaya giden maçlarda da fazlaca yedek atıcı kullanılır ve bu sonraki maçlarda takımın atış performansınıı etkileyecek yorgunluklara neden olabilir. Böylece bir atıcının bir maçlık kötü performansı diğer maçlara zincirleme etki yapabilir.

Atıcı rotasyonunda beşinci sıradaki pitcher genelde zayıf halkadır ve o pozisyonun stabilitesi çok azdır. Bu nedenle fikstürdeki boş günler de (ortalama olarak haftada 6 maç yapar takımlar) hesaba katılarak arada atlanabilir. Playoff'lara gelindiğinde 4 kişilik starting pitcher rotasyonu belirlenir. Bu beşinci pitcher'in playoff öncesi elenmesi dramatik tartışmalara yol açar; bazen daha dördüncü sıradaki de elenebilir. Birinci sıra atıcılığın takımdaki en prestijli konum olduğunu söylemeye gerek yok elbette.

Greg Maddux hız yerine iyi karışım atıcısıdır.

 

Maçlar genelde seri halinde yapılır. Örneğin Chicago Cubs takımı Los Angeles'a gider ve Dodgers takımıyla 3 gün üstüste maç yapar. Bu 3 günün planlaması yapılıp pitching eşleşmeleri belirlenir. Seri biçimdeki karşılaşmalar hem değişik atıcı kombinasyonlarını karşılaştırır hem de 162 maçlık zorlu sezonda her gün seyahat etmeyi engeller.

Beyzbola "game of inches" denmesinin bir nedeni vardır. Hem atıcının hem de vurucunun başarısı milimetrik atışlar yada sopa sallamalara bağlıdır. Hareket mekaniğinde bir zayıflama ve/veya stres durumunda performasta ani düşüşler ortaya çıkar. Bu düşüşler tüm takımı bile etkileyebilir. Genelde performansın artması için durumu zorlamak ters teper. Mental olarak toparlanabilmek için boş gün bulmak da çok zordur. O yüzden ardarda yenilgiler çok yaygındır.

Serinin sonraki yazısı: Beyzbol Öğrenelim (2) - Oyunun Akışı

2 Nisan 2011 Cumartesi

Chicago Cubs - 2011 Sezonu

Serinin ilk yazısı...

Açılış maçındaki rakip Pittsburgh Pirates 18 senedir sezonu %50'nin üstünde bitiremeyen bir takım. Aslında beyzbolun en eski ve köklü takımlarından biri (kuruluş 1887, Cubs'ın 1876), tam 5 kere şampiyon olmuş (Cubs'ın 2) bir takım. Ancak son zamanlarda majör lige ne kadar yakıştığı bile haddini bilmezler tarafından tartışılıyor. Cubs açısından baktığımızda ise, sezonun açılışı için nisbeten kolay bir rakip olduğu söylenebilir.

Pirates'ın (Korsanlar) logosu çok güzel
Ama Cubs ilk maçı 3-6 kaybetti. Zaten geçen sene 162 maçın sadece 52'sini kazanabilen Pirates, Cubs karşısında ise 10 galibiyet 5 mağlubiyet almıştı. Hatta bir ara Cubs cephesinde "Ulan şu Pirates maçlarında kaybetmesek şu halimizde bile playoff yarışındaydık" muhabbetleri dönmüştü.

2011 başındaki durum

Neyse, bu muhabbete ara verip Cubs'ın 2011 sezonu durumuna bakalım. Menecer olarak çok karizmatik olmayan Mike Quade ile anlaşıldığından bahsetmiştik. Onun uğruna kulübün efsanevi oyuncusu Ryne Sandberg küstürüldü (Apar topar Phillies'in AAA takımı olan Lehigh Valley IronPigs'in meneceri oldu).  Diğer yandan kulüp Dusty Baker ve Lou Piniella ile 4'er senelik sözleşmeler imzalarken kendisi ile sadece 2 senelik sözleşme imzalandı. Sezon kötüye giderse kimsenin ona sabır falan göstermeyeceğini varsayabiliriz.

Genç Ryno
Takımın yeni sahibi Ricketts'ların ayaklarını yorganlarına göre uzatacaklarından bahsetmiştik. O yüzden çok flaş transferler olmadı. Ama takımın eski oyuncusu Kerry Wood ile oldukça uygun fiyata anlaşıldı (Wood Chicago'da yaşadığı için olabilir) 1B Derrek Lee'nin eksikliği ise tecrübeli Carlos Pena ile karşılandı.

Oyuna başlayan atıcılarda en önemli değişiklik sıralama idi. Son 6 sezonun açılış günü atıcısı (kulüp rekoru) Carlos Zambrano geçen sezonu 11 maçta 8-0 ile bitirmesine rağmen psikiyatrik sorunlarla uğraştı ve kulübün en değerli oyuncusu algısını biraz yitirdi. Quade cesaretli bir adımla Zambrano ve Dempster'ı odasına çağırdı ve yüzlerine açılış maçında Ryan Dempster'ın başlayacağını tebliğ etti.

Demp

Bullpen geçen sezonların zayıf noktasıydı, ama closer Carlos Marmol oldukça başarılı bir sezon geçirdi. Yerel oğlan Kerry Wood oyuna başladığı günleri oldukça geride bıraksa da, Indians ve Yankees'de yardımcı atıcı rolünde oldukça başarılı oldu ve çok gerekli setup rolünde başarılı olacaktır.

Pozisyon oyuncuları bağlamında geçen sezon iyi başlangıç yapan Starlin Castro batting sırasında da birinci sıraya  yerleştirildi. Onun dışında geçen sezon kariyerinin en kötü sezonunu geçiren ve sakatlıklarla boğuşan 3B Aramis Ramirez'in, bol paralı dönemin oyuncularından Fukudome'nin ve Alfonso Soriano'nun huzurlu ortamda daha iyi performans göstereceklerini varsaymak isteriz. Yine de Repras'ı kızdırmayalım ve net tahminimizi verelim: Cubs bu sezon iki arada bir derede kalıp, yani hemen kazanmak ile yavaş yavaş gelişmek arasında kalır ve ağır batırır.


Son olarak Cubs'ın efsanevi radyo yorumcusu Ron Santo'yu sezon arasında kaybettik. Uğurlu gelsin diye bu sezon MLB Gameday Audio da satın aldım (satın almadığım son 2 sezondur playoff'a yaklaşamadık bile) ama henüz dinleyemediğimden Santo'suz radyo yayını nasıl oluyor bilemiyorum.

Ron Santo diyabeti yüzünden iki bacağını da kaybetmişti

1 Nisan 2011 Cuma

Chicago Cubs - Yakın Tarihçe

Beyzbol sezonu dünkü maçlarla açıldı. Tuttuğum takım olan Chicago Cubs ise bugün sahasında Pittsburgh Pirates'ı ağırlayarak sezonu açacak. Chicago Cubs'ın en önemli özelliği son şampiyonluğunu 1908 yılında almış olması. Buna rağmen Chicago'nun en popüler takımı (diğer beyzbol takımı olan Chicago White Sox'a nazaran), her maç sahası Wrigley Field tıklım tıklım doluyor, hem de deplasmanlarda da ciddi taraftar desteğine sahip; özellikle şampiyonluğa oynuyorsa bizim büyük futbol takımlarının deplasman seyircisi gibi ses çıkartabiliyorlar.

Wrigley Field 1916'da açılmış oldukça eski bir sahadır.




Cubs'ı 2002'den beri ciddi olarak takip ediyorum. İlk takip ettiğim sezon felaket idi ve menecer Don Baylor sezon bitmeden kovuldu. Yerine o sene San Francisco Giants'a World Series oynatan Dusty Baker geldi. Baker geldiği gibi takıma olumlu etki yaptı; World Series'e çıkmasına sadece 7 out kala (Cubs 1945'den beri World Series'e de çıkamıyor) meşhur Bartman olayı oldu ve Cubs Florida Marlins'e elendi. Marlins de gidip şampiyon oldu. Ben de bu olayı radyo başında canlı yaşamak suretiyle gerçek Cubs'lı oldum.

2003 sezonunun hatırına 3 sezon daha dayanan Baker'ın bu sürede pek başarılı olamadı. Sonuçta kontratı uzatılmadı ve yerine tecrübeli Lou Piniella geldi. Lou, Chicago çocuğu Joe Girardi yerine seçilmişti, çünkü Girardi nisbeten tecrübesiz bir menecer idi, Cubs'ın sahibi Tribune Company ise son şampiyonluğun 100. senesinin geldiği dönemde hemen şampiyonluk istiyordu.

Girardi Yankees ile şampiyon oldu

Aynı sene 31 yaşındaki Alfonso Soriano ile 8 sene ve 136 milyon dolarlık çılgın bir sözleşme yapıldı. 2005'de düşman kardeş Chicago White Sox'un kendi 1917'den beri şampiyon olamama lanetini kırması da ayrı bir baskı oluşturuyordu.

2007'de sezon çok iyi geçmesine rağmen Cubs playoff'un ilk turunda süpürüldü. O sene de 1918'den beri şampiyon olamayan Boston Red Sox şampiyon oldu. Artık uzun süredir şampiyon olamayan sadece Cubs kalmıştı. 2008 son şampiyonluğun 100. senesiydi ve herkes "Canım, bu sene de Cubs şampiyon olur artık. Hatta olmazsa da yaptırırlar" diye konuşuyordu. Ama Cubs yine playoff'a çıkıp yine ilk turda süpürüldü

Sinirli bir adamdı Lou

2009'da "Artık 100. yıl stresi de kalmadı. Şampiyonluk ihtimali daha çok" denmeye başlanmıştı, ama 2009 ve 2010'da Cubs playoff'a bile yaklaşamadı. 67 yaşındaki Lou Piniella geçen sezonun sonlarına doğru  artık "out of sinir" oldu ve bitime 37 maç kala ayrıldı. Menecerlik vekaleten Mike Quade'ye verildi. Quade kulübe yakın olmayan kimsenin tanımadığı bir koç idi. Yıllardır Cubs'ın minör lig organizasyonlarında çeşitli görevlerde bulunmuştu, en son da Cubs'ın 3rd base koçu idi. Gelgelelim gelişiyle takım şahlandı ve kalan 37 maçın 24'ünü kazandı.

Bu arada 2010'da zor durumda olan Tribune Company Cubs'ı 845 milyon dolara Ricketts ailesine sattı. 900 milyon rekor idi (daha önceki rekor 2002'de 700 milyon ile Boston Red Sox'a aitti), ki ekonomik kriz olmasa değerin 1 milyar doları geçeceği tahmin ediliyordu.

Ricketts ailesi emlak zengini ama gayet de açık tribünden yetişme cinsinden Cubs taraftarı bir aile olarak ilk kararları Tribune Company'nin hemen şampiyon olalım düsturuyla açtığı kesenin ağzını kapatmaktı. 2010 sezonun sonunda ise menecer seçimi kararıyla karşı karşıya kaldılar: Birçok kişiyle görüştüler, ama en önemli adaylar Cubs'ın minör ligdeki AAA takımının meneceri, eski ve popüler oyuncusu Ryne Sandberg ile, sezon sonunda şaşırtacak derecede başarılı olan, oyuncularla da arası çok iyi olan Mike Quade idi. Ricketts ailesi, taraftarları ve uzun süredir bu görevi bekleyen Sandberg'i çok kızdırmak pahasına seçimini Quade'den yana yaptı.

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki yazımızda 2011 sezonunun öngörmesini yapacağız.