2 Temmuz 2015 Perşembe

Dört Duvar İçinde Sıkıştım Kaldım



Bu yazı, Fransa Turu favorilerini şöyle bir tartmak için yazılıyor. Zaman kalırsa kısa kısa diğer heveslilere de bakıp Yeşil ve Beyaz Mayo hakkında iki kelam etmek istiyorum. Bu hafta yine İtalyan patronlar var başımda. İlk yazıyı önden yetiştirdim ama bunun işi daha zor (halen Çarşamba sabahın körü). 

Yarışın dört favorisi elbette Alberto, Vincenzo, Chris ve Nairo. Kim kazanır? Ne bileyim ben!? Dört duvar içinde sıkıştım kaldım. Lakin tahmin zaten yanılmak üzere yapılır. Tüm tahminleri isabetli birini tanıyorsanız hemen secdeye varın. Mühim olan, işkembeden atmadan, artısını eksisini tartarak fikirlerini yazmak. Geçen sene, Froome’un pavé’ye varmadan ondokuz kez düşeceğini, Contador’un yemek yerken ayağını kıracağını, Nibali’nin meğer doğuştan pavéci olduğunu hanginiz tahmin etti? O nedenle, beklentinizi yüksek tutmayın, okuyun geçin. 




Bu sene, genel klasman favorilerinin önceliği, ilk 10 günü kazasız, belasız ve kayıpsız geçmek olacak. İlk günlerin heyecanı ve telaşı, takımların kendini gösterme isteği Tour'un açılış etaplarını çok ajite hale getiriyor. Ek olarak, Hollanda ve Belçika yolları babalar, kasisler, kavşaklar, daraltmalar, vs. ile dolu (lafı çalalım ve bundan böyle “yol mobilyası” diyelim). Bu kadar yol mobilyası olunca 200 bisikletli sığışamıyor, kazalar oluyor, hesap mutlaka birilerine kesiliyor. Piyango bizim dörtlüye vurmaz inşallah. 

İlk hafta için hava tahminleri iyi gözükse de, en az iki etap denize çok açık yerlerden geçecek. Çapraz rüzgardan yararlanmak isteyen takımlar pelotonu zora sokabilir ve zaman kayıpları yaşanabilir. Bu tür kayıplar favorilerin başına gelirse üzülmem açıkçası, çünkü bu taktikler yarışın bir parçası. Ama yok, köpeğe çarptım, kameraman önüme çıktı olursa yazık olur. Dolayısıyla, ilk dokuz etapta favorilerin kazanacağı bir şey yok ama her şeyi kaybedebilirler. Bir küçük not 9. Etap TTT için. Tam bir muamma. İki tane tırmanış var fakat asıl alışılmadık olan şey son 1,700 metrenin %6.2 eğimli bir yokuş olması. TTT'de pek görmediğimiz bir finiş. Takımların bu bölümü hangi taktikle koşacaklarını görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Kazasız belasız Pireneler’e varırsak yarış sakinler, yerine oturur. Geçiş etaplarının da favorilere çok sorun yaşatmayacağını düşünüyorum. 


Çapraz rüzgarın olası sonucu


Dediğim gibi, bu seneki Tour başlarken dört büyük favori var: Alberto Contador, Vincenzo Nibali, Chris Froome ve Nairo Quintana.  GT’ler (Grand Tour/Büyük Tur) göz önüne alındığında, Contador yedi (9-2=7), Nibali üç, Froome ve Nairo da birer kez zafer kazandı. Spor gibi meritokratik bir disiplinde, incelemeyi de bu metotla yapalım, herbirinin artı ve eksilerine birer paragrafla bakalım: 


Alberto Contador

Onu şöyle iyi yokuş çıkar, böyle çakaldır falan diye anlatmaya gerek yok. Ne yaptığını gördük, kim olduğunu biliyoruz. Aktif sporcular içindeki en büyük GT yarışçısı. 7 zaferi Indurain’inkine eşit. Elinden alınanları katsak Anquetil’i de geçip Merckx ve Hinault’nun ardından üçüncü sırayı alır. Contador TdF 2013’de Froome, Nairo ve Purito’dan tokadı yedikten sonra antrenman sistemini ve diyetini değiştirmişti. 2014 başından beri çok iyi yarışıyor. Halen son iki GT’un şampiyonu ve Tour’u kazanırsa arka arkaya 3 GT kazanan ikinci insan olacak (rekor Eddy'de: 4 defa). 
 
Çok iyi bir bisiklet yarışçısı olmakla “çok iyi Büyük Tur yarışçısı” olmak aynı şey değil. Bu farkı sindirmek gerek. Mesela VanGarderen, Richie Porte ve Purito da çok iyi bisikletçiler ama büyük turları kazandıran o son "şey"e sahip değiller. Doğrudur, Contador müthiş bir yokuşçu ve çok iyi bir TTci. Ama bence, onu diğerlerinden bir adım öne çıkaran şey, taktik zekası ile gavurun “panache” dediği, cüretkar, gösterişli ve riskli atak yapma karakteri. Aprica’da geri kalınca Mortirolo’daki insiyatifini veya Giro’nun son etaplarında, kendini perişan etmeden, tek başına, azar azar zaman kaybederek yarışı bitirişini hatırlayın. Nibali’yle birlikte yarışı hareketlendirip Froome’u terse düşürmeye çalışırsa şansı artar. 


"Ben Armstrong'u yemiş adamım ulan!!"

Sıkıntı ne? Eh, Manolo Saiz’in talebesi olarak gençliğinin pek temiz olmama olasılığı var. Zaten  clenbuterol’den de patlamıştı. Contador’un sahtekar olduğunu düşünenler haklıdır. Ama cezasını çekti ve döndü. Yaşam devam ediyor, takılıp kalmayın. Alberto’nun potansiyel olarak en büyük derdi, Giro'dan kalma yorgunluğu olacak. Adam Hansen gibi, ara vermeden 11 GT koşmak mümkün ama Giro’yu kazanırken ne kadar tükendiği ve bir ayda ne kadarını geri koyup forma girdiğini şu an için kimse bilmiyor. Göreceğiz. 1998'de Marco Pantani bolca EPO desteğiyle becerdiğinden bu yana Giro-Tour dublesini başaran olmadı. Demek ki zor iş. Özellikle son hafta Alpler’de performans düşüşü yaşayabilir ve bu ona yarışı kaybettirir.
  
Diğer sıkıntısı ise takımın son performansı. Tinkoff Saxo İtalya Turu’nda kötü bir performans gösterdi. Contador son 10 gün tek başınaydı denebilir. O kadrodan Rogers, Basso, Kreuziger ve Tosatto Tour’a da geliyorlar. Umarım bu kez liderlerine daha iyi destek olurlar, çünkü sadece Aru ve Astana yok karşısında. En az üç takımla birden mücadele etmesi gerek. Tek başına bunu başarması mümkün değil. Bir de Oleg Tinkov faktörü var ama 13 yıldır RTE ile yaşamaya alışan Türk insanını Oleg’in bir dezavantaj olduğuna ikna etmem çok zor (4 paragraf oldu farkındayım). 


Vincenzo Nibali 

Nibali de en az Contador kadar “panache” dolu, zeki ataklar yapmayı seven biri. Geçen sene Tour’u adam yokluğundan kazanmamıştı. Sheffield’de cesaretiyle etap aldı, Arenberg’de de kendi gücü ve takımını kullanarak rakiplerini ekarte etti. Dağlarda iki etap daha kazanmıştı. Zamana karşı disiplinde de, Froome kadar olmasa bile, Contador kadar gider. Astana TTT’de de çok geri kalacak bir takım değil. Boşuna favori göstermiyoruz herhalde...

Nibali’ye değil ama Astana’ya biraz şüpheyle yaklaşıyorum mecburen. Takımın sabıka kaydı kabarık. Giro’da gördüğümüz Astana muhteşem, hatta biraz “fazla güçlü” bir takımdı. O ekipten yalnızca Tanel Kangert Utrecht’e geliyor. Nibali İtalya Şampiyonası’na formsuzum diye katılmayan sadık domestiği Alessandro Vanoti’yle takıştı ve Tour’a getirmedi. Onun yokluğunda J. Fuglsang, M. Scarponi ve Rein Taaramae yokuşlarda destek olacak. Geçen sene pavéde Nibali’yi Boom, Westra ve Fuglsang çekmişlerdi. Bu sene de aynı senaryonun tekrarlanmasını bekliyorum. 


"El Pueblo unido
jama sara vencido!!"


Gelelim dağlara… Vincenzo çok müthiş bir yokuşçu değil. Diğer üç favori gibi bir anda hızlanamıyor veya bir yokuşta 4-5 kez atak yapamıyor. Ama uzun süre yüksek tempoyla çıkabiliyor. Bu özelliği nedeniyle, Astana’nın yokuşlarda herkesi perişan edecek bir tempo yakalayıp çıkması gerek. Takım tüm yokuşlarda bunu yapabilirse Vincenzo özellikle etap sonlarında diri kalabilir ve bonus saniyeleri kaybetme sıkıntısı yaşamaz. 

Öte yandan, Nibali pelotonun en iyi inişçilerinden biri. Bunu da avantaj olarak kullanmak isteyeceği kesin. Daha önce de denedi. Alberto da ona katılabilir. Cauterets (11.), Gap (16.) ve Pra-Loup (17.) etapları buna izin verecek gibi gözüküyorlar. Özellikle Col de Manse’dan sonra, 11 km inişle Gap’ta biten etapta Froome’a bonus zamanlarla beraber 20-25 saniye fark atılabilir. Üç etapta birden olur mu? Pek sanmam, sadece Froome’a karşı ikili üçlü bir ittifakla bu başarılabilir. 

Zaten bence yarışı belirleyecek şeylerden biri, yapılacak veya yapılmayacak ittifaklar olacak. Post-doping dönemde olduğumuzu varsayarsak, bu dört sporcunun hiçbiri, diğerlerinin hepsine, her etapta üstünlük sağlayacak bir güce sahip değil. Bu nedenle, yarış içinde ittifak yapılmasını zorunlu görüyorum. Kim kimle yapar, yapabilir mi, ne kadar süreyle yapar, bilemiyorum ama etaplardan birinde Nibali ve Contador’un yada Contador ve Quintana’nın beraber bir numaralar çevirmesine hiç şaşırmam. 

Nibali’nin dezavantajını söyledik, motoru biraz dizel. Öte yandan bu sene, aynı geçen sene gibi hazırlandı ama yılın ilk yarısındaki hastalığı form tutmasını engelledi. Kendi de şikayetçiydi. Dauphiné’de hala form tutmaya çalışıyordu. Bir etap kazandı fakat diğerlerinde pek iyi gözükmedi. Bu yarıştan sonra San Pellegrino'da gittiği irtifa kampı ve sonrasında kazandığı “tricolore” ile çalışan reçeteyi değiştirmediğini gösterdi. Diğer üç rakibinin sert yokuş ataklarına cevap verebilirse Nibali de Paris’e Sarı Mayo ile gelebilir. 


Chris Froome 

Vallahi taraflı yazmayacağım. Evet Wiggo’ya La Toussuire’de yaptığı şirretlikten beri kendisinden pek hoşlanmıyorum. Karısı da az fettan değildi ilk dönemlerinde hatırlarsınız. Neyse, PR şirketi kadının elini ayağını çektirdi ortamlardan, iyi de oldu. Ama Frome'u damat olarak almayacağım sonuçta (ben bu lafı LA için de etmiştim bir zamanlar). Beni asıl uyuz eden sele üstündeki halleri. Yokuş çıkarkenki stili o kadar itici geliyor ki, bakmamak için çayır, çimen, inek, otlak seyrediyorum. İki yana kafa sallamalar, söğüt dalı gibi kollarıyla yay çizerek gidon tutmalar, gözünü powermetreden kaldırmamalar... Benim gibi bir estet yüzünü buruşturuyor haliyle. Aerodinamik olarak daha verimli diye yokuş ataklarında ayağa kalkmıyor beyefendi. Marjinal kazançlar felsefesine çok uygun, tebrik ederiz. Lakin sayesinde seyir zevkimiz piç oluyor, ota boka bakıyoruz. Bir de “panache” sıfır… “Üçtür panache yazıyon lan ukala! Ne demek bu?” deme, bir dakika lütfen. Bisiklet sporu için panache, yarışırken belli bir havası, farklılığı, canlılığı, zarafeti olan demek. "X’in panache’ı var” dendiğinde farklı, dinamik, şık, cüretkar, estetik bir yarışçı demek oluyor. Froome farklı ve dinamik ama gerisi yok işte… 


"Bu kez gündüz seremonisi istiyorum Christian"


Ama şunu bilin ki, dörtlünün içinde en bilimsel, en detaycı, en iyi hazırlanan Chris Froome. Team Sky’ın 2012 ve 2013’de kazandığı iki Fransa Turu, tüm pelotonda antrenman usulleri açısından devrime neden oldu. Froome da, bu farklı antrenman metotlarını sonuna kadar ve din gibi uygulayan biri. Mesela Quintana 2 aydır Kolombiya’da kokoyin mi içiyordu, antrenman mı yapıyordu bilen yokken, bu arkadaşımız Teide’de her gün dağ çıkıp iniyordu. Yolda gözleri sürekli gidon boğazında çünkü kaç dakikada ne kadar güç üretir, ne kadar zaman sonra hangi atağı yapabilecek gücü kalacak hepsini biliyor. Thomas Voeckler gibi hep panache, az zafer değil. Etap yarışçıları içinde en iyi TT’ci o. Ve en az Quintana ve Contador kadar iyi bir yokuşçu. Eksik tarafı derseniz, hayal gücü yok, her şey powemetrede yazıyor sanıyor. Bir de benle beraber tüm peloton ona ve takımına gıcık. Dersine çok iyi çalışmış, pırıl pırıl önlüklü, her soruya parmak kaldıran sınıf birincisini kim sever? 


Nairo Quintana 

Bak bu çocuğu da sevmemek mümkün değil. Nairo 2013 Fransa Turu’nda bir güneş gibi doğmuştu hatırlarsanız. Genel Klasman’da ikinci, Gençler ve Yokuş Klasmanı’nda şampiyon olmuş, Le Semnoz’da Froome’un önünde etap kazanmıştı. Movistar, onu çok sık boğaz etmeden 2014’te Giro ve Vuelta’ya soktu. Giro’yu Uran ve Aru’nun önünde rahat kazandı, Vuelta’da ise ITT'de düştükten sonra yarışı bırakmıştı. Ama Nairo bisikletin yeni prensi olmuştu çoktan. Kolombiya, fakir çocukluğu, yeteneği, babasının kazanacağı yarış paralarını rehin ederek aldığı bisiklet falan yarı efsane haline geldi. Son derece yetenekli bir yokuşçu. Tırmanışlarda sadece bir kez o da 2013 Ventoux’da Froome’un inanılmaz temposuna cevap veremedi. Onun dışında kimse onu kolay kolay silkeleyemiyor dağlarda. Zamana karşıda ise dörtlü içinde en zayıf o ama bir Pierre Roland değil, kayıplarını en azda tutabiliyor. Bu sene Mart’ta Tirreno-Adriatico’yu kazandı, Bask Turu’nda ise dördüncü oldu. Romandiya Turu’ndan sonra, Nisan sonunda Kolombiya’ya döndü ve Haziran ortasına kadar kendinden haber alınamadı!! Hehe alınmıştır tabii de biz bir şey duymadık. Yoksa en az iki kez idrar örneği almışlardır, o kadar süre yalnız bırakmazlar. Dönüşünde sadece dört etaplık Route du Sud’de  yarıştı, Bagneres de Luchon inişinde Contador’dan 13” fark yiyince yarışı ikinci bitirdi. Form durumunu tam bilmiyoruz ama ciddi, disiplinli ve inatçı bir tip olduğundan yarışa çok iyi durumda geleceğini düşünüyorum. 


"Benim Sarı Mayo'yla resmim yok mu editör???"

Quintana’nın sıkıntısı Valverde. Movistar takımı hala Valverde'nin etrafında dönüyor. Alejandro'nun Unzue -ve sanırım sponsorun da- üstünde o kadar büyük bir gücü var ki, hangi yarışa isterse giriyor. Fransa Turunu ikinci bitiren adam (Quitana) ertesi yıl TdF koşmuyor da takım lideri Valverde oluyorsa "Yeşil Mermi" etkisini bir düşünmek lazım. 

Bu sene, Unzue, Valverde'yi Giro koşma konusunda ikna etti ama Alejandro ne yaptı etti Fransa Turu’na ortak takım lideri olarak gelmeyi başardı. Halbuki bu sene Quintana’ya yardım edeceğini söylemişti. Quintana'nın Valverde’yi elimine etmesi için Pireneler’de zaman olarak ona fark atması gerek. Yani Formula 1'deki gibi ilk rakibin takım arkadaşındır durumu. Açılış etapları Valverde’nin uzman olduğu klasik parkurları gibi (Cambrai-Seraing hariç elbette). Pau’ya Alejandro 2 etap zaferi ve Sarı Mayo’yla gelirse şaşırmayın. Quintana sakin olmalı ve zaman kaybetmeden Plateau de Beille etabına kadar sabretmeli bence. O yokuşta uzar giderse Valverde Alpler’de takımı bölmez, hatta belki Nairo’ya yardım bile eder. Hoş Quintana -Contador gibi- yokuş çıkmak için takıma ihtiyaç duymayan tiplerden. Bu onun için büyük bir avantaj, Alejandro'ya hiç gerek kalmayabilir. İyi de olur. 

Movistar Utrect’e karışık bir ekiple geliyor. Dowsett, A. Malori ve J. Castroviejo ile takım TTT’de şampiyon adayıdır. Yokuşlarda da Anacona, Herrada, G.Izaguirre ve Imanol Erviti iki ortak lideri çekecek. Tour’un tek İspanyol takımı olarak Pireneler’de büyük bir destek alacaklar. Bunun gazına gelip etap zaferi peşine düşerlerse Kolombiyalı yıldızı destekleme işi tavsayabilir. 


...Ve Diğerleri

Evet, dört büyük favoriyi şöyle bir değerlendirdim. Başaltı pehlivanlarını da birkaç cümleyle geçeceğim: 

Joaquin Rodriguez (Katusha): Tanrı Purito’nun yarış kazanmasını istiyorsa bu parkurdan iyisini yaratamazdı. TT yok gibi bir şey, finişi rampalı düz etaplar ve ciddi dağ yokuşları var. Ama favoriler çok güçlü. Kusura bakma hombre! 

Thibaut Pinot (FdJ): Pinot her sene daha iyi diyeceğim ama geçen seneki derecesini tekrarlaması çok zor. Ama her yarışında daha olgun, daha güçlü birini görüyorum. İlk beş çok çok iyi derece olacak. Özgüven toplamaya devam paşam, olacak. 

Romain Bardet: J-C. Péraud formsuz olmasına karşın yarışta ama acaba Lavenu o kadar ısrar etmese miydi? Eğer Riblon Bardet için çalışmazsa (ki sanmıyorum), genç Fransız etap ve Yokuş Klasmanı’nı kovalar gibi. 

Tejay VanGarderen (BMC): İyisin hoşsun Tejay ama 3 hafta çok uzun bir süre. Vazgeç bu sevdadan, etap kazan, tek haftalık turlara odaklan…

Pierre Roland (Europcar): Karım çok yakışıklı bulduğu için Pierre’i Tanrı’ya havale ediyorum. Çok panache, az sonuç, belki etap, belki Puanlı Mayo. 

Kelderman, Gesink, Ten Dam (Lotto NL): Üçü bir Quintana etmiyor bunların. Düz ve zengin ülkelerden GT şampiyonu çıkmıyor artık… Ten Dam’ı candır, Gesink'den soğudum, Wilco'ya değil karavanına gıcığım. 

Bauke Mollema (TREK): E bu da Hollandalı. İlk 10’a girer, yokuşta saklanır saklanır son kopan o olur.  Mollema, sağı solu kollama… 

A.Talansky & Dan Martin (Cannondale): Dan Martin ilk haftaya bakar, arada domestik kuzene kamış atar, ilk 10-15 arasında bitirir. Talansky ise ihtirası yeteneğinden büyük bir arkadaş. İşi zor bu dünyada. 

Daniel Navarro (Cofidis): Herkes Bouhanni’ye bakarken Navarro çok can yakacak bak buraya yazıyorum. 

Warren Barguil (Giant Alpecin): Fransa basınının baskısından kaçıp Hollanda takımına gitti. O ve Romain Bardet aynı tornadan çıkmışlar gibi. Sanki seneye daha güçlü olacak. 

Louis Meintjes (MTN-Qhubeka): Afrika’nın en iyisi diyorlar. Froome alınıyormuş. İyi yokuşçu. Daha 23 yaşında. Genel Klasman’da ilk 20 peşinde koşacağına Puanlı Mayo’yu kovalasın derim. 

DİĞER MAYOLAR 

Şimdi burada konu Yeşil Mayo ve Puanlı Mayo’ya geliyor ama artık Puanlı Mayo tahmini yapmıyorum. Çünkü tamamen piyango. Pireneler’de sıkı bir kaçış grubuna girip orada puanları toplayan iki üç yokuşçunun Alpler’deki rekabeti olacak. Bir şey demek mümkün değil. Tek istisna şu olabilir: Eğer yarış, sonuna kadar dört favori arasında geçerse, birbirlerini hiç silkeleyemezlerse, dördünden biri Sarı Mayo’yla beraber Puanlı Mayo’yu da kazanabilir. 

Yeşil Mayo'nun en büyük favorisi son üç yılın şampiyonu Peter Sagan. Ama bu sene işi daha zor. Takımın önceliği Contador ve Sagan arasında bölünecek. Sagan'ın yanında ikiden fazla domestiği olmayacak ve hem etap finişlerini hem de ara sprint puanlarını kovalaması zorlaşacak. Bu sene sprinterleri kayıran bir puanlama sistemi de var ama bu değişiklik Mark Cavendish’e veya diğerlerine yetmeyebilir. Cav son İngiltere Şampiyonası’nda inanılmaz güçlü gözüktü,“Acaba Yeşil Mayo için Sagan’la mı kapışacak?” diye düşündüm fakat Etixx-QST kadrosu bir sprint treni görünümünde. Marcel Kittel de yokken bence sprint etaplarını kovalamak ister. Onun en büyük rakibi de Katusha'dan A.Kristoff olacak elbette. Sagan’a en büyük tehditin John Degenkolb’dan gelmesi şaşırtıcı olmaz. Hem iniş çıkışlı finişleri seviyor hem de Sagan gibi güçlü, ara sprintleri kovalayacak bir takımı var. Degenkolb'ün önceliği Seraing etabı olacak, sonra da bence Yeşil Mayo peşine düşecek. 


Sarı Mayo ve ilk 5 Tahminim

1. Chris Froome...............(kılım ama bence kazanacak)
2. Vincenzo Nibali............(yokuşta hızlanmada sıkıntı var)
3. Nairo Quintana.............(zamanını bekle, seneye inşallah)
4. Alberto Contador..........(kazansın isterim ama çok zor)
5. Thibaut Pinot................(best of the rest) 


Bu iki yazıyla Fransa Turu öncesi risalelerimiz son buluyor. Etaplardan sonra da kısa kısa izlenim ve düşüncelerimi yazacağım. Ayrıca @alparsla da klasman ve etaplarla ilgili bilgiler içeren bir sayfa yapacak (tatilden dönerse tabii).

2015 Fransa Bisiklet Turu kazasız belasız geçsin, ailemize, ülkemize ve tüm insanlığa iyilik ve güzellik getirsin.




Sg/sg
2.7.15




3 yorum:

  1. Yazıda Orica Green Edge'den Yates Biraderler'e hiç yer vermedim. Fırçayı yemeden adlarını anayım. Simon geçen sene Fransa Turu'nda 15 etap koşup bırakmıştı. Adam ise ilk kez yarışacak. İkisi de çok iyi yokuşçu. Tırmanma etaplarında kaçış gruplarına sızarlarsa bir iki etap heyecan yaratabilirler. Adam daha önce Tour de l'Avenir'de 2, Simon 10. olmuştu. Vaziyete aşinalar... Genel Klasman için daha erken bence.

    Adlarını anmadığım ama beni huzursuz eden 3 kişi daha var. Rui Costa, Michal Kwiatkowski ve Haimar Zubeldia. İlk ikisi GK'da çok geriye düşmeseler de güzel bir atap kazanmayı daha önemseyeceklerdir. Haimar ise hiç çaktırmadan her Tour de France'da ilk 15'de yer almayı başaran tuhaf bir adam. Yine öyle olacaktır.

    YanıtlaSil
  2. Elinize sağlık.

    Canal +, Nairo için özel bir program hazırlamış. Orada antremanlarını da vermişler.
    Pave'de, Pirenelerde antrenman yapmış.

    Böyrün: https://youtu.be/ONLzDf0mjE8

    YanıtlaSil
  3. Yarışların sonuna yaklaşıldığında yorumumu yapacağım. O zaman favorimi açıklarım. Henüz erken.

    YanıtlaSil