30 Haziran 2011 Perşembe

Kara Şövalye ve Bir Av Kazası

Because [Dark Knight] is the hero that Gotham deserves, but not the one it needs right now...and so we'll hunt him...because he can take it...because he's not a hero.....*

(*) Çünkü [Kara Şövalye] Gotham’a yaraşır bir kahraman, ama şu anda [ona] ihtiyaç yok… Onun peşine düşeceğiz, çünkü o bununla başa çıkabilir… çünkü o bir kahraman değil

Batman-Dark Knight filminden bir dialog





Sinema meraklısı oğlumun aktardığı bu diyalog, Contador ve Fransa Turu’na cuk oturuyor. Alberto Contador, Fransa Turu’na yaraşır, lakin bu sene için kendisine ihtiyaç duyulmayan bir kahraman. O olmasaydı harika bir yarış izleyecektik (2011 Giro da aynı kadere mahkum oldu). 189 sporcu onu kovalayacak ama o bu baskıyla başa çıkabiliyor. Üstelik sürmekte olan doping soruşturması nedeniyle de artık bir kahraman değil…

Contador benim seyrettiğim, (belki de Merckx’den bu yana yetişmiş) en müthiş etap yarışçısı. Olağanüstü yeteneği, ihtirası ve kazanma hırsıyla hedeflediği yarışları kaybetmiyor. 2 ay önce, katılması beklenmeyen yarışta, tarihin en zor Giro parkurunu o kadar kolay kazandı ki, Nibali ve Scarponi stajyer gibi gözüktüler. Eski takım arkadaşına etap kazandırdı, beğenmediği parkuru değiştirtti, Zomegnan’ı işinden etti . Duyumlara göre vejeteryen da olmuş. Clenbuterol‘lü Bask ineği yüzünden hayvancılığa bile el atacak neredeyse…

2 ay sonra durumda bir değişiklik yok. Müthiş tırmanma yeteneği ve arka arkaya tempo değiştirebilen fiziksel yapısı onu, yine katılmayacağı beklenen bu Tour’un tek favorisi yapıyor. Neredeyse Saxo Bank’daki 8 domestiğini umursamadan yazacağız. O derece güçlü. İtalya Turu’nun yorgunluğunu üstünden atması uzun sürdü ama İspanya Şampiyonası’nda yol yarışında 2., ITT’de 3. olarak formunu yükseltmeye başladı. Zaten çok çabuk forma giren bir fiziği var.. Açık kapı bırakacağımız “saman nezlesi, alerji” gibi bahaneler de yok yaz ortası. P-N 2008’de açlık kriziyle kaybettiği etap/GK dışında bir başarısızlığını hatırlamıyoruz. Kaza geçirmez, dağda zinciri atmaz (!) ya da bir av kazasına kurban gitmezse (bkz. Andy Schleck maddesi) Kara Şövalye dördüncü kez Fransa Turu şampiyonu olur.


Andy “Poupou” Schleck* (Leopard-Trek): Ne güzel olacaktı halbuki… Bask Ülkesi’nin otlaklarında beslenmiş Sarı Kız’ın bonfilesi sayesinde Contador ceza alacak, Lüksemburglu çocuk hem 2010 hem 2011 Fransa Turu şampiyonu olacaktı… Aslında CAS’ın kararına göre hala olabilir ama Oscar Pereiro’nun kariyeri mahvoldu yolda kazanmadığı Fransa Turu mahkeme sonrası ona verilince. Andy bunu istemez.

Sarı bisiklet geçen sene uğur getirmedi Poupou'ya

Andy Schleck son yıllarda Alberto’yla başa çıkabilen tek yokuşçu. Kışları avlanmaya ayırdığı vakti TT çalışmaya verse bu iş olacak gibi. Bu sene az yarıştı. L-B-L’de üçüncü oldu, Giro’ya katılmadı (ki ilk Giro’sunda 2. gelmişti). Bahar Klasikler’nde Gilbert’den yediği tokattan sonra TdSuisse’e kadar ortada gözükmedi ama hiç de parlak bir performans göstermedi İsviçre’de. Evet, o yarışta formunun zirvesinde olması beklenmiyordu ama daha istikrarlı bir yarış çıkarmalıydı (hakkını yemeyelim Yokuş Klasmanı’nı kazandı). Ama o Puanlı mayo istemiyor Fransa’da.

2010 Fransa Turu (Tourmalet bayırı)

Ama belki de bir Süpermen değildir Andy. Çok yetenekli fakat hepimiz gibi zayıflıkları olan, ara ara iradesini kaybeden, çelik disiplini delinen biridir, kim bilir? Öylelerimiz de belli bir yaşam kalitesini tutturabiliyoruz. Eğer Andy Schleck balık tutmanın huzuru ve mutluluğunu Champs Elysées’deki birincilik kürsüsüne değişebilen biriyse ona saygım daha da büyür. Ama değilse, içinde Sarı Mayo ihtirası alev alev yanıyorsa, bunu da göstermesi gerek. Ve bu sene de ikinci olursa Contador’la kışın bir av partisi düzenlemekten başka çare kalmayacak gibi gözüküyor. Suçu Frank üstlenir, o hapisteyken ailesine Poupou bakar. Şampiyonların kaderi bu…

(*)Poupou: “Pupu” okunur, Yaroslav Popoviç’le karıştırmayalım lütfen…


Cadel Mur de Huy'de

Cadel Evans (BMC):
Bize “kan, ter ve gözyaşı”ndan başka bir şey vaat etmiyor. Yokuşlardaki perişan halini sevmeye bile başladık. Bu sene az yarıştı, taze kaldı, sonuçlarını da aldı. 2011’deki dereceleri göz kamaştırıyor (Tirreno Adriatico ve Romandie’de şampiyon, Dauphiné’de 2.). Sağa sola devrilerek, düşük kadans tempolu tırmanışıyla mücadeleden hiç vazgeçmiyor ama bizi ikna da etmiyor. Bahis firmaları 1/27 veriyorlar ANZAC zaferine. Oynayan biri olsam ona basardım paraları. Kazanması mümkün ama asıl iddaa oranı süper!


Ivan Basso (Liquigas):
Mesleki deformasyondan ötürü İtalyanlar’la aşk/nefret ilişkisi geliştirdim şu 12 yılda. Basso da bundan payını alıyor. Ona umut bağladım, hayran oldum, çok kızdım, bağışladım, takdir ettim. Giro’da Nibali’ye attığı (hadi “atmak zorunda kaldığı” olsun) kazık hala içimde. Etna’da antrenmanda düşüp hazırlıkları aksadığında “ilahi adalet” dedim. ITT’lerde eski ışığını göremiyoruz uzun süredir. Kazadan dolayı aksayan planları sonucu Dauphiné’de hiç hazır değildi. Son 20 günde formunu artırıp, Tour’un ilk haftasında yarış kondüsyonuna ulaşmayı umuyor. Sonra? Contador düşecek, Poupou balığa çıkacak, Basso şampiyon olacak…


Bradley Wiggins (Sky Team):Birkaç tane daha İngiliz kaynak okusam Wiggo’yu şampiyon ilan edeceğim. İngiliz basını bizimkine rahmet okutur valla (en azından bisiklet yazmıyor bizimkiler). Wiggins pistten geliyor, TdF 2009’da hasbelkader 4. oldu ama okuduklarımıza bakacak olsak, güneş batmayan imparatorluğa ilk şampiyonluğu getirecek. Adnan Polat da GS’ı Avrupa Ligi şampiyonu yapacaktı geçen sezon di mi?

Wiggins hayatının en iyi form düzeyine ulaştı. Dauphiné TT’lerinde çok iyiydi, yokuşlarda da zaman kaybetmedi ve GK şampiyonu oldu. Birayı azaltmış, kendini Sky’ın ilk senesindeki gibi performans stresine de sokmuyor. Haziran ortası formunun zirveye çıktığını ve bunu Temmuz sonuna kadar sürdüremeyeceğini düşünüyordum ama geçen hafta İngiltere yol/ITT şampiyonu olduğunu düşünürsek hala iyi durumda demektir (yarışta beyaz forması sayesinde hemen tanıyacağız). Uygulaması gereken formül aynı: Dağlarda kaybettiğin zamanı TT’lerde telafi et, Andy’e “İngiltere’de Nehir Balıkçılığı” kitabı hediye et ve ilk üçe girmeye çalış.

Bradley Wiggins Criterium du Dauphiné podyumunda Sarı Mayo ile

Dörtlü Çete (RadioShack): Klödi, Levi, Jani ve Horny (pardon Horner). Neymiş efem taktikleri? İlk dağ etabında bu arkadaşlardan hangisi gücünü gösterirse takım onun için çalışacakmış. Bruyneel üç yıl önce Contador yerine 37 yaşında bir Teksaslı’yı seçtiğinde zihinsel melekelerinden şüphelenmeliydik zaten. Dört lider taktiği Fransa Turu’nun 98 yıllık tarihinde yok (en fazla 2: Hinault & Lemond, onu da vurdular sonra). Ben çetenin elemanı olsam, yarışın ilk haftasına maksimum formla gelirim, Super Besse etabını kazanıp ve son 10 gün takım bana çalışırken formumu korumak için Bask bonfilesi ararım.

Eski Dörtlü Çete Üyeleri

İşin kötüsü Klöden, Leipheimer ve Horner harika bir yıl geçirdiler. Klödi sezon başından beri muhteşem TT koşuyor, Bask Turu’nu kazandı, P-N’de 2. oldu. Yazının icadından önce Fransa Turu’nda podyuma çıktığı söyleniyor ama kaynak bulunamıyor. 36 yaşının baharında. Bir U-Boat gibi sessiz ve derinden gidiyor. Bizi çok şaşırtabilir…

Levi Leipheimer, Klöden’den iki yaş daha büyük. Td Suisse’i son günkü harika ITT performansıyla kazandı, Kaliforniya Turu’nda Horner’in arkasında ikinci oldu. Fransa Turu’nda podyumu var, ama şu gezegende zamana sadece Ajda Pekkan direnebiliyor…

Chris Horner daha da yaşlı!!! Tevellüt 23 Ekim 1971, fakat kariyerinin en iyi sezonunu yaşıyor. Coca Cola, pizza ve çikolatayı azaltıp 5 kg verince Katalunya Turu’nda 4., Bask Turu’nda 2. oldu. Geçen sene TdF’da düşen Lance için çalışırken kaybettiği zamana rağmen GK’da 10. oldu. Mayıs ayında Kaliforniya Turu’nu nefis kazandı ve “Beni yokuşlarda Contador’dan başkası geçemez” diye meydan okudu. Daha beş yıl yarışmayı düşünüyor. Sonra Ajda’yla beraber anti-ageing işine girecekler. Chris Horner bu, her şey beklenir.


Janez Brajkovic ise üç haftayı tolere edip edemediğini artık kanıtlamak zorunda. Şimdiye kadar iki denemesi pek başarılı olmadı. Çıkaramayabilir, gocunacak bir şey yok bunda. Bu haliyle bile haftalık her yarışta şampiyonluğa oynayabilir. Kariyerini o yönde şekillendirebilir. Ama Ikarus gibi o da ışığı, güneşi istiyor. Ucunda yanmak olsa bile…


Benelux Tayfası: Önce Robert Gesink (Rabobank). 2010 Fransa Turu altıncısı. Bu sene Umman Turu’nu kazandı, Tirreno’da ikinci, Bask Turu’nda dördüncü oldu. Daha 25 yaşını yeni bitirdi. Bisikletçi fiziği hala gelişiyor. ITT çalışmalarına ağırlık vererek bu konuda da kendisini geliştiriyor, Rabobank çok iyi bir takımla geliyor. Mollema, tenDam ve Barredo ona destek olacaklar. Kaza bela yaşamazsa (ki biraz sakar bir oğlan) ilk 5 normal. Yanında hediyesi Beyaz Mayo olacak.

Benelux'ün LUX kısmını yukarıda ele aldık aslında. Ama Andy'e o kadar yer ayırdık, Frank Schleck'den de bahsedelim... Frank kardeşi kadar yetenekli değil...Hep öyle olur zaten. Abi disiplinli ama kapasitesi sınırlı, kardeş ise zeki ve tembel... Frank kardeşi L-B-L kazanınca sevinçten hüngür hüngür ağlayan bir ağabey. Andy tüm kibritlerini yakana kadar en büyük destekçisi olacak.
Frank Schleck ve Robert Gesink


Jürgen van den Broeck (Omega Pharma-Lotto). 1.86mt/69 kg. Kapalı kutu, web sitesi bile daha yayında değil. Az konuşuyor, Felemenkçe olduğundan da anlamıyoruz. 2001 ITT Gençler Dünya Şampiyonu… Zamanla etap yarışçılığı ve yokuş çıkma yeteneklerini artırdı. 2010TdF’da beşinci olunca genel klasmanda son 25 yılın en başarılı Belçikalısı oldu. Bu sene P-N’i saymazsak iyi yarışlar çıkardı. Dauphiné prologu kazandı, GK’da dördüncü oldu. Omega Pharma ilk hafta Gilbert için çalışacak ama Belçika takımlarında yokuşçu olmak çölde kutup ayısı olmak gibi bir şey. O alışkın…




Samuel Sanchez (Euskaltel-Euskadi): Geçen sene Fransa Turu’nu 4. bitiren adamı buraya yazmayacak mıyız yani? Samuel’i biz uçar gibi yokuş inerken sevdik. Takımını, rengini, kuruluş felsefesini, temsil ettiği halkı sevdik. 33 yaşında Fransa Turu kazanma ihtimalini sevdik. Ama Sanchez ve Euskaltel zamana karşı etaplarda çok zaman kaybediyorlar. Ancak ilk 10 mümkün (geçen sene TTT yoktu)

Şanzelize Tour Korosu: 198 sporcuyu tek tek yazamayacağımıza göre, geri kalan genel klasman ümitvarlarını birer cümleyle geçelim:
  • Damiano Cunego (Lampre-ISD):Büyük bir kayayı sürekli olarak dağın tepesine taşıyıp geri düşüren gerzek kimdir?
a) Sisyphos b) Cunego c) Prof. A. Demir d) Hepsi
  • A.Vinokurov (Astana): Etap cazibesi genel klasmanı gölgeleyecek ve yaşlı kurt bu uğurda kendini heba edecek. Babası da içkiyi bırakmış bu arada…

  • R.Kreuziger (Astana): Giro’yu kazanmaya gidip, eli boş dönen bir genç, Fransa’da bir eski dopingciye domestik görevi yaparken Beyaz Mayo’nun hayalini kurar… Olaylar gelişir

  • Tony Martin (HTC-High Road): Saate karşıda çok usta ama hep dağ etaplarından birinde yerçekimine yeniliyor.

  • Peter Velits (HTC-High Road): Geçen sene Vuelta’yı üçüncü bitirdi ama bu sene oldukça alçak bir profil çiziyor. Motivasyonunu kaybetmezse son ITT’de klasmanda ilk 20 arayacak. Umudu Kadir İnanır’ın sms’lerinde.

  • Rein Taaramae (Cofidis): P-N’de 4, Dauphiné’de 45. oldu, Estonyalı sıcağa gelemiyor mu acaba? Çöldeki Kutup Ayısı –II-

  • David Arroyo (Movistar): Bir yıl önce Giro’yu ikinci bitirmiş bir güzel insanı buraya yazmamak olmaz. Yoksa olur mu? Olur sanırım…
198 sporcunun hepsinin 25 Temmuz'da sağ salim ailelerine kavuşması dileğiyle...


Not: Aslında bir de Puanlı – Yeşil - Beyaz Mayo risalesi lazım ama yazana kadar Tur başlayacak. Arada dedikodusunu yaparız.











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder