5 Mayıs 2012 Cumartesi

Giro Tahminleri


 
Giro’nun heveslilerine bakacağız. Önce şunu söylemek gerek. İtalya Turu’nu en çok önemseyenler her zaman İtalyan takım ve sporcular olmuştur. Bu nedenle, hele de son dönemlerde, Fransa Turu’nda iddialı sporcular Giro’ya pek yüz vermiyorlar. Geçen sene Contador katıldı ama TdF’a alınmayacağını düşündüğünden “hedging” yapmıştı.  Bir başka örnek de Marco Pantani. En iyi yılında bile Fransa için Giro’dan vazgeçmesi söz konusu olmamış (1998), kimyasal destekle ikisini birden kazanmak zorunda kalmıştı. Bu nedenle, katılım listesi biraz cılız gibi gözüküyor. Cadel Evans, Wiggins, Andy Schleck ve Nibali yoklar. Giro’nun Kaliforniya Turu’yla da çakışması bir başka etken. 



Genel Klasman favorisi olarak elimizde birkaç isim var. Yönetici özeti yapayım, acelesi olan burada okumayı kesebilir:
  • Ivan Basso (Liquigas)
  • Michele Scarponi (Lampre)
  • Roman Kreuziger (Astana)
  • Joaquin Rodriguez (Katusha)
  • Ryder Hesjedal (Garmin Barracuda)
  • Frank Schleck (RadioShack)
  • John Gadret (Ag2R)
  • Rigoberto Uran (Sky Team)
  • Jose Rujano (Androni Giocattoli)

Bordro mahkumları için yazmaya devam edelim. İtalyanlar’dan başlamak gerekirse ilk ağızda Ivan Basso (Liquigas) ve Michele Scarponi’yi (Lampre) saymak gerek. Basso 2006 ve 2010’da Giro’yu kazandı ama hiçbirimiz gençleşmiyoruz. Basso da 34 yaşında ve bu sezonda hiç ciddi bir derece yapamadı. Zaten tüm kalburüstü bisikletçiler bu sezonun ilk kısmında döküldüler (Wiggo hariç). Yokuşta ritm değiştirmeyi sevmeyen, Rujano ve Rodriguez gibi yokuş atakları kuvvetli sporculara karşı zorlanan Basso’nun avantajı Liquigas’ın iyi TTT koşmasıyla Valerio Agnoli ve Sylvester Szymyd gibi iki yokuş domestiğinin desteği. Ivan podyumun önemli adayları arasında. 




Yaşına hürmeten Basso’yu önce yazdım ama bu sene yarışı Michele Scarponi’nin alacağını düşünüyorum. Geçen sene Contador olmasaydı kazanacaktı, sonra Alberto ceza alınca kazandı zaten (cümle tuhaf oldu evet). Scarponi Ardennes Klasikleri’ni de seven iyi ve savaşçı bir tövbekar (Operacion Puerto’da Basso’yla beraber ceza almışlardı). Yokuşlarda pes etmemesi, geriye düşse bile hep çabalaması, ön tarafı yakalaması beni heyecanlandırıyor. Çok üstün bir TT performansına sahip değil ama bu seneki hiçbir GK heveslisi bu disiplinde parlak değil. Bu bir şans. Bahar aylarında  Tirreno-Adriatico’yu 7., Pais Vasco’yu 8., L-B-L’i de gayet takdir edilecek bir sekizincilikle bitirdi. Formu iyi. Lampre’nin iğrenç forması sempatimin büyümesini önlüyor ama Michele’nin şansı büyük. 

Olası bir sıkıntıyı takım arkadaşı “Küçük Prens” Damiano Cunego’yla yaşayabilir. Cunego 2004 Giro’da Gilberto Simoni’nin en güvendiği takım arkadaşıyken çaktırmadan yarışı kazanmış ama bu başarı onun laneti olmuştu. İtalyan basını sonraki dört beş yıl her Giro’yu Cunego’nun kazanmasını bekledi fakat o bir haftalık yarışlar ve Ardennes Klasikleri’ne uygun bir fiziğe sahip. Bu yarışta Scarponi’ye ne kadar destek verecek belli değil. Bir sürpriz yapmaz belki ama etap kazanmak için uğraşırken star domestik görevini unutabilir.

 
Roman Kreuziger (Astana) U19 dünya şampiyonu olduğunda çok ümitlenmiştik. Ancak bazen gençken görünen potansiyel kinetiğe dönüşmüyor. Kreuziger çok iyi bir yarışçı olduğunu gösterdi bize ama o beklenen büyük başarıyı daha yakalayamadı. Giro’da Beyaz Mayo kazandı, geçen sene altıncı oldu. Bu sene birkaç kilo daha verdiği haberleri var. Bu verilen kilolar Wiggins’i nerelere getirdi biliyoruz. O nedenle, Roman bu sene de patlayamazsa birkaç sene daha bekleyecek ve belki 30’una doğru çiçek açmasını umacağız.



Bir zaman önce, böyle bir Giro veya Tour yazımda “Joaquin Rodriguez hiçbir zaman Büyük Tur kazanamaz” demiştim. Büyük konuşmadım bence. Zamana karşı disiplinindeki yetersizliği o lafı etmemdeki en büyük dayanaktı. Bugün, adının Giro favorileri arasında geçiyor olması beni hafif geriyor. Bu seneki dereceleri çok iyi: T-A’da altıncılık, muhteşem yarıştığı Pais Vasco’da ikincilik ve Fleche Wallonne zaferi. Açık söyleyeyim korkuyorum.  En büyük handikapı sayılan TT’de rakiplerinin de çok iyi olmaması avantajı olacak. Yapma bana bunu Joaquin, kazanma lütfen!

 Fleche Wallonne 2012... Rodriguez için bir rüya gerçek oldu

Ryder Hesjedal çok ilginç bir adam. Ne zaman onu unutsanız size kendini hatırlatacak bir şey yapıyor. 2010’da TdF’ı 6. bitirince “Nooluyoruz?” demiştik. Garmin her sene birilerini ilk ona sokuyordu ama Hesjedal hep zirve yakınlarında dolaşıyor. Kuzey Amerikalı olduğu için zamana karşı etaplara da alışkın. Üstelik, Garmin Verona’daki TTT’de mutlaka iyi bir derece yapacaktır. C.Vandevelde dışında yokuşlarda ona yardım edecek kimse olmaması bir dezavantaj ama Ryder grup içinde yalnız tırmanmaya alıştı artık. 

 Ryder Hesjedal, Vuelta 2009

Frank Schleck’i kardeşinden daha çok takdir ederim. Daha disiplinli, daha taktisyendir. Kafayı Fransa Turu’na takmamış olsa yıllar önce Giro’yu kazanabilirdi. Hatta bu sene bile, önceden planlamış olsa, Giro’nun en büyük favorisi olabilirdi. Ama istemiyor adam, zorla değil ya! TdF’da üçüncü olmayı Giro zaferinden önemli görüyorsa ben de üç hafta ona söylenme hakkımı saklı tutuyorum. Yarışa sakatlığı nükseden Jakob Fuglsang’ın yerine katılıyor. L-B-L’den sonra bir hafta antrenman yapmamıştı, apar topar çalışmaya başladı ama en üst formunun %80’i civarındadır. Zaten iki kardeş felaket bir bahar kampanyası yaşadılar. Yarışa “ilk bir hafta forma girmeye çalışacağım” diye gelen birinden cacık olur mu göreceğiz. Olmaz gibi…

-Hehe, len sen de gel hadi!
-Yok abem ya, yalnız git sen, ehe ehe!

John Gadret son iki yıl Giro’nun dikkat çeken ismi oldu. 2010’da 13., geçen sene de 4. olmuştu (sonra 3.’lüğe terfi etti). Harika bir yokuşçu, hiç vazgeçmiyor. Takım emirlerini ve takım arkadaşlığını da pek sallamıyor (bkz. Gadret- Roche TdF’10). Geçen seneki gibi ilk beşte yer alması sürpriz olmaz ama Ag2R’in önceliği bir etap kazanmak. Takım 2012’de daha siftah yapmadı. Gadret takımın önceliğine mi kulak verecek, içindeki şeytana mı uyacak bakalım.

Mösyö John Gadret

Hesjedal, Gadret ve Frank’ı favori yazıyorsam Rigobero Uran’ın ne eksiği var, onu da söyleyeyim anasını satiim. Beyaz Mayo’nun kesin favorisi olmakla beraber, Uran bir Büyük Tur’da ilk defa ilk beş sıra için iddialı olacak. Yeni neslin en ümit veren pedallarından (klişe, klişe). Kolombiya’nın mümbit, habire yokuşçu yetişen topraklarında doğmuş, Caisse d’Epargne’da ciddi bir staj gördükten sonra iki sene önce Sky’a geçerek dikkat çekmişti. Katalunya Turu’nda 2008’de ikinci olduktan sonra son iki iki senedir de ilk beşe giriyor. Bu sene P-N’de 12. oldu. Beyaz Mayo’yu şerefiyle giyer ama yarışı kazanması uzak olasılık.

Uran TdF'da Beyaz Mayo'suyla

Jose Rujano da geçen sene Giro'da bize büyük keyif vermişti. 50 kilonun altındaki fiziğiyle TT’lerde ümitsiz vaka ama yokuş başlayınca 48 kadro bisikletiyle tozu dumana katıyor. Kuzey Denizi’nin kenarından geçecek 2. Etap’ta sert bir rüzgarla denize uçup kaybolmazsa yokuşlarda çok can yakar. Kazanır mı? Nayır!

 Rujano, Contador'un arkasında Etna'ya çıkıyor.

Her Giro’da Domenico Pozzovivo’dan bahsederim. “Genç genç” diye diye adamı 30 yaşına getirdim. Bir şey olacağı yok demek üzereyken Gitti Giro del Trentino’yu kazandı, T-A’da 11. Oldu. Bu defa da yazayım, en azından süper bir ismi var. Dikkati çekecek diğer tayfa arasında, aslında  etap kovalamakla beraber GK’da da çok geriye düşmek istemeyecek Giovanni Visconti (Movistar), Thomas de Gendt (Vacansoleil) ve Oliver Zaugg (RadioShack) sayılabilirler. Farnese Vini’de Pippo Pozzato da var. Orta dağlık etaplarda ondan ümitliyim (8,9,10,12. Etaplar).

Bu sene yokuş mayosunun rengi yeşilden maviye döndü (sponsorun gözü kör olsun). En büyük aday bence Rujano ve takım arkadaşı Jose Serpa (Androni Giocattoli). Euskaltel’den ismi bol “x”li bir Bask veya Hubert Dupont (Ag2R) da olabilir.

Puan klasmanı illa da en sıkı sprinter tarafından kazanılmayacak elbette. Mark Cavendish (Team Sky) ve Tyler Farrar (Garmin Barracuda) buradalar ama ikisi de yarış bitmeden ayrılabilirler. Farrar da bu sene hala form tutamayanlardan. Kendisi gibi bir başka yıldız da Thor Hushovd (BMC). Ben Hushovd’un Mavi Mayo için çalışacağını düşünüyorum (yoksa BMC neden katılıyor ki Giro’ya?). BMC Verona'daki TTT’de Taylor Phinney ve Marco Pinotti ile iddialı olacak. Diğer kayda değer sprinterler arasında Matthew Goss (GreenEdge) ile Rabobank’ın ikilisi Mark Renshaw ve Theo Bos da var. ToT’ta 2 etap kazanan Theo Bos Danimarka etaplarında bir zafer kazanırsa yarışın geri kalan kısmında Renshaw için çalışabilir. 

Bu sezon Fransızlar’ın yeni umudu, 20 yaşındaki Arnaud Demare (FdJ) yeni sprinterler arasında ses getiriyor. Daha toy ama bu sene dört yarış kazandı. Ayrıca ilk defa Giro’ya katılacak Andrea Guardini’yi de (Farnese Vini) yeni mayosu sayesinde sprint karmaşası içinde fark etmemek imkansız olacak. RadioShack’ten Daniele Bennati’yi nedense sprintlerden çok bugünkü kısa TT’de daha favori görüyorum ben. Bütün o İngiliz tayfa arasından sıyrılıp kazanması zor ama Hushovd gibi o da kısa ITT’lerde çok iyi. 

Durum budur. Yazıyı yarış başlamadan bitirebildim neyse ki. En son olarak kendi ilk beş tahminimi de yazıp bağlayayım:

 
1. Michele Scarponi
2. Roman Kreuziger
3. Ivan Basso
4. Joaquin Rodriguez
5. John Gadret




Harika bir yarış olsun, kimse hastanelerde sürünmesin.İyi eğlenceler!!


(Yarış Eurosport ve Gazzetta dello Sport’un web sitesinden naklen yayınlanacak.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder