Alberto Contador'un bitmek bilmeyen "clenbuterol" davası sonunda nihayete erdi. Üç CAS hakimi Contador'u suçlu bularak 2 yıl ceza verdiler. Ceza İspanya Federasyonu'nun Contador'a bir yıl ceza vermeyi önerdiği 25 Ocak 2011 tarihinden başlatılacak. Contador'un 2010-2011 arasında yarışmadığı 5 ay 19 günlük süre de cezadan düşülünce Contador 5 Ağustos 2012'ye kadar yarışmalardan men edildi. Ayrıca 2010 Fransa Turu şampiyonluğuyla, cezanın başladığı tarihten bu yana tüm yarışlardaki dereceleri de yok sayıldı. Bu durumda Contador'un Giro 2011 zaferi de elinden alındı. Kurul, UCI'ın Contador'a verdiği 2,485,000 SFr.'lık cezayı daha sonra karara bağlayacak.
CAS kararında, UCI'in ve Contador'un clenbuterol maddesinin vücuduna nasıl girdiğine dair tezlerini olasılık dahilinde bulduğunu ama her iki açıklamaya da fazla itibar etmediğini belirtti. Eldeki delillere göre, yasaklı maddenin vücuda başka besin kaynaklarından girmiş olmasının daha olası olduğunu açıkladı. Bilindiği gibi UCI, Contador'un kan nakli yaptığını, Contador ise yediği ete bulaştığı için clenbuterol testinde pozitif çıktığını öne sürüyorlardı.
Cezayla birlikte Fransa Turu 2010 şampiyoluğu Andy Schleck'in oldu. Kendisi bugün itibarıyla kariyerinin ilk etap yarışını kazanmış sayılacak. Giro 2011 de, yarışı ikinci bitiren Michele Scarponi'ye verilecek. Ancak iki sporcu da, yaptıkları ilk açıklamalarda bu ünvanları kazanmamış sayacaklarını söylediler.
Açıkçası, kötümser bir bakış açısıyla bakarak, Contador'un ceza almayacağını düşünüyordum. Adaletin güçlü ve başarılı kişilere pek de dokunamadığı topraklardan yetişmiş biri olarak Contador'un sistem tarafından bir şekilde korunacağını düşünüyordum. Aslında pek de yanılmış sayılmam. Verilen ceza son derece ince düşünülmüş gibi gözüküyor. Ceza 2 yıl olmasına karşın, Contador'un en az mağdur edilmesi için özel bir çaba gösterilmiş. Normal olarak, sporcunun son yarıştığı tarihten (Contador için Ocak 2012'de koştuğu Arjantin Turu) itibaren 2 yıl yasaklanması gerekirken; hakimler kurulu, tuhaf bir mantıkla, süreyi Ocak 2011'den başlattılar. Bu sayede, pratikte Contador sadece 6 aylık bir ceza almış oldu. Evet El Pistolero TdF 2012 ve Londra Olimpiyat Oyunları'nı kaçıracak ama Vuelta 2012'de geri dönmüş olacak.
Geçen haftaki bir başka gelişme de, ABD'de Lance Armstrong'a karşı yürütülen federal soruşturmaya son verilmesiydi. ABD Gıda ve İlaç Dairesi ajanlarından Jeff Novitzky'nin başkanlığında, yaklaşık 2 yıldır süren araştırmalar sonucunda Armstrong'a herhangi bir suçlamada bulunmayacağı açıklandı ama nedenleri belirtilmedi. Lance böylece, hadi aklandı demeyelim ama büyük bir beladan kurtulmuş oldu. Dünya anti doping ajansı WADA'nın toplanan bilgi ve delilleri Novitzky'den istemesi bekleniyor.
Bisiklet sporundaki doping uygulamaları, azalarak bitmeye doğru gidiyor gitmesine de, sporun aşıkları olan bizler, her yeni olayda bir kez daha yaralanıyoruz. İşin kötüsü habire kanayan kalbimiz de kabuk tutmaya başladı. Carlos Sastre hariç son 15 yıldaki her Fransa Turu şampiyonu şöyle yada böyle dopingle anılıyorlar. Yollarda kendilerini harap eden sporcuların dürüst yarışıp yarışmadıklarına dair şüpheler, bu güzel spora olan tutkumuzu örseliyor.
Yine de bisiklet; amerikan sporları, halter ve kıta futbolu gibi dallara oranla, temiz kalmak için daha çok çaba gösteriyor. İçimi biraz da olsa ferahlatan tek şey bu.
Vazoyu geri alalım bi zahmet hocam!!
CAS kararında, UCI'in ve Contador'un clenbuterol maddesinin vücuduna nasıl girdiğine dair tezlerini olasılık dahilinde bulduğunu ama her iki açıklamaya da fazla itibar etmediğini belirtti. Eldeki delillere göre, yasaklı maddenin vücuda başka besin kaynaklarından girmiş olmasının daha olası olduğunu açıkladı. Bilindiği gibi UCI, Contador'un kan nakli yaptığını, Contador ise yediği ete bulaştığı için clenbuterol testinde pozitif çıktığını öne sürüyorlardı.
Cezayla birlikte Fransa Turu 2010 şampiyoluğu Andy Schleck'in oldu. Kendisi bugün itibarıyla kariyerinin ilk etap yarışını kazanmış sayılacak. Giro 2011 de, yarışı ikinci bitiren Michele Scarponi'ye verilecek. Ancak iki sporcu da, yaptıkları ilk açıklamalarda bu ünvanları kazanmamış sayacaklarını söylediler.
"Andy'ciğim şampiyonluğun kutlu olsun canım kardeşim"
Açıkçası, kötümser bir bakış açısıyla bakarak, Contador'un ceza almayacağını düşünüyordum. Adaletin güçlü ve başarılı kişilere pek de dokunamadığı topraklardan yetişmiş biri olarak Contador'un sistem tarafından bir şekilde korunacağını düşünüyordum. Aslında pek de yanılmış sayılmam. Verilen ceza son derece ince düşünülmüş gibi gözüküyor. Ceza 2 yıl olmasına karşın, Contador'un en az mağdur edilmesi için özel bir çaba gösterilmiş. Normal olarak, sporcunun son yarıştığı tarihten (Contador için Ocak 2012'de koştuğu Arjantin Turu) itibaren 2 yıl yasaklanması gerekirken; hakimler kurulu, tuhaf bir mantıkla, süreyi Ocak 2011'den başlattılar. Bu sayede, pratikte Contador sadece 6 aylık bir ceza almış oldu. Evet El Pistolero TdF 2012 ve Londra Olimpiyat Oyunları'nı kaçıracak ama Vuelta 2012'de geri dönmüş olacak.
Geçen haftaki bir başka gelişme de, ABD'de Lance Armstrong'a karşı yürütülen federal soruşturmaya son verilmesiydi. ABD Gıda ve İlaç Dairesi ajanlarından Jeff Novitzky'nin başkanlığında, yaklaşık 2 yıldır süren araştırmalar sonucunda Armstrong'a herhangi bir suçlamada bulunmayacağı açıklandı ama nedenleri belirtilmedi. Lance böylece, hadi aklandı demeyelim ama büyük bir beladan kurtulmuş oldu. Dünya anti doping ajansı WADA'nın toplanan bilgi ve delilleri Novitzky'den istemesi bekleniyor.
"Ucuz yırttık len Lance"
Bisiklet sporundaki doping uygulamaları, azalarak bitmeye doğru gidiyor gitmesine de, sporun aşıkları olan bizler, her yeni olayda bir kez daha yaralanıyoruz. İşin kötüsü habire kanayan kalbimiz de kabuk tutmaya başladı. Carlos Sastre hariç son 15 yıldaki her Fransa Turu şampiyonu şöyle yada böyle dopingle anılıyorlar. Yollarda kendilerini harap eden sporcuların dürüst yarışıp yarışmadıklarına dair şüpheler, bu güzel spora olan tutkumuzu örseliyor.
Yine de bisiklet; amerikan sporları, halter ve kıta futbolu gibi dallara oranla, temiz kalmak için daha çok çaba gösteriyor. İçimi biraz da olsa ferahlatan tek şey bu.
Yazınızda çok haklısınız, fakat Contador'suz bisiklet yarışı izlemenin zevki de olmuyor. 2012 İtalya bisiklet turunda (Giro d'Italia 2012) gözler hep Contador'u aradı, eminim 2012 Fransa bisiklet turunda da arayacaktır.
YanıtlaSil