Beyaz yakalıların yıllık izni ne kadar kıymetlidir
bilirsiniz. Hele yaşınız ilerlemiş ve gezmek istediğiniz yerler bitmemiş ise.. Korsika’nın
yelkenciler için bir cennet oluşu ve 2013 Fransa Turu’nun buradan başlaması
yıllık iznimizde ne yapacağımızı belirlemişti.
Korsika’ya İstanbul’dan direk uçuş yok. Air France, Marsilya
veya Paris aktarmalı uçuşlar ile adanın Calvi ,Ajaccio ve Bastia şehirlerine
gidiyor.Aynı zamanda ‘Corsica Ferries’ ile Nice veToulon’dan yine Korsika’nın
bu üç kentine ulaşım var. Biz hem maliyet hem de uçak ve feribot saatlerini
ayarlamanın zorluğu nedeniyle Ajaccio’ya
uçmayı tercih ettik. Biletlerimizi de ta geçen Kasım ayında satın aldık!!
Korsika’nın batısında, adanın ortasına yakın Ajaccio şehrinde kalmaya karar verdik. Bunun
nedeni, TDF etaplarına en kolay buradan ulaşacağımızı hesaplamış olmamızdı. Korsika,
idari açıdan, merkezi Bastia olan Yukarı Korsika ve merkezi Ajaccio olan Güney
Korsika diye iki bölgeden oluşmakta. Ada 1.000km’lik kıyısı ve 2.000mt’nin
üzerindeki tepeleriyle muhteşem bir doğaya sahip. Adanın orta bölümü tamamen
yüksek tepelerden oluşuyor.Yollar tünel açılmadan, doğayı koruyarak
yapıldığından, şehirler arası yolların uzunluğu kuş uçuşu mesafeden çok fazla.Örneğin,
Ajaccio-Porto Vecchio’nun kuş uçuşu mesafesi 60km iken, araba ile gidilebilecek
en kısa yol 140km!!Bu 140km de,virajlı bir yol olduğu için yaklaşık 2,5 saat
sürüyor.
TDF Porto-Vecchio Bastia
etabının startına gitmek için bir heyecan sabah 6:30’da kalktık.Startı
kaçırmayalım diye kahvaltı yapmadan arabaya atladık ama GPS’i ayarlamadan
çıktığımız için Ajaccio içinde dört
döndük ve otelde unuttuğumuz harita ve arabanın evraklarını almak için otele
geri döndük..7:30 gibi Ajaccio’dan Porto-Vecchio’ya gidiş yollarını keşfetmiştik..
Porto-Vecchio’ya saat 10:00 gibi varıp hemen limana
yöneldik. Ama, akreditasyon ile ilgili
belgeleri veren feribotun bir önceki gece Bastia’ya hareket ettiğini öğrendik.Tour
Village denilen, basın ve davetlilere ayrılmış bölüme tel örgülerin arkasından
bakıp, bariyerlerin ardından bisikletçilerin takım otobüsleri ile start’a
gelişlerini izledik. Akreditasyon ile
ilgili print ettiğimiz mail ile TDF Village’a bir kez daha girmeyi denedik
maalesef yine kibarca kovulduk. Bu moral bozukluğu nedeniyle Sarper ile
birbirimize sataşabiliriz endişesiyle bir süreliğine ayrıldık. Ben Porto-Vecchio
marinasında kurulan TDF Village’ı ve ekip otobüslerini kamerama en iyi
alabileceğim açıyı aramaya koyuldum.Marinadan biraz uzakta küçük bir tepede
kendimce iyi bir açı yakaladım. Burada kentin yerlisi yaşlı bir karı koca ile
tanıştım. Meğer bizim Anadolu köylülerine benzeyen bu çiftin bahçesindeymişim. Bana
iskemle getirdiler, Fransızca bir şeyler söylediler ama ben anlamadığım için ‘Orövuar’
deyip yanlarından ayrıldım.
Küçük tepeden Porto-Vecchio ve takım otobüsleri |
Porto-Vecchio marinasında, TDF’ı sunan Daniel Mangeas’ın
sesi yükselmeye, yavaş yavaş bisikletçiler takım otobüslerinden inmeye
başlayınca panik halinde Sarper’i aramaya başladım. Sarper’in imza töreninde
olduğunu öğrenip ben de onun yanına gittim.TDF imza töreni halk ile
bisikletçilerin en yakın olduğu nokta, hele en ön sırayı kapabilirseniz.. Daniel
Mangeas, nefes almadan, kendine özgü tonlaması ile imza atmaya gelen
bisikletçileri tanıtırken halkın tezahüratları arasında bol fotoğraf
çektim.Önümde boyu 2mt, kolları 1,5mt bir
adam olmasaydı daha iyi fotoğraflarım olacaktı..
Soldaki kol olmasa güzel bir Contador fotosu |
Mark Cavendish Porto-Vecchio'da imza attıktan sonra |
Bisikletçileri sadece üzerinde sarı,yeşil,puanlı ve beyaz
mayo varken tanıyabilen ben, TDF’ın ilk yarış günü kimsede daha bu mayolardan
olmadığı için çok zorluk çektim. Contador, Valverde, Evans, Froome, Cavendish, P. Gilbert, R. Porte, M. Kittel ve Greipel istisna!! Contador’u esmer yüzü ve tipik vücüt yapısıyla, Valverde’yi kirli
sakalı,Cadel Evans’ı yüzünün geniş hatlarıyla ayırt edebiliyorum. Chris Froome’u
uzun buyu ve sıska kollarıyla, Cavendish’i İngiltere yol şampiyonu
formasıyla,Philippe Gilbert’i bozuk cildiyle,Porte’yi kısa boyuyla,Marcel ve
Greipel’i ise adaleli iri Alman yapılarıyla hemen tanıyabiliyorum..Bir de J.J
Cobo..Elinde eldiven olmayan yarışçılardan
biri.. 2008 senesinde Türkiye turunu izlemeye gittiğimizde yarış sonrası Juan
Jose Cobo’dan eldivenlerini istemiştim. Cobo bana İspanyolca bir şeyler
söylemişti ve tonlamadan olumsuz bir cevap olduğu belliydi. Ben ‘Ne kadar kaba
adam, eldivenini vermek istemiyor, takımda yüzlerce Saunier Duval eldiveni
vardır..’diye düşünürken yanındaki Klöden onun eldiven takmadığını söylemişti..
Yarışlarda fotoğraf çekme merakım ilk MTBTR.com(twitter@MTBTR) “acar
muhabir” sıfatıyla 2007 Kapadokya MTB Avrupa Şampiyonluğu ile başlamıştı. Burada
Junior klasmanında yarışan ve finişe toz toprak ve kan revan içinde geldikten
sonra matarasındaki suyu yüzüne dökerek gözlerini açmaya çalışan bir
bisikletçinin durumu beni çok etkilemişti. Onun fotoğrafını çekmiştim. Yıllar sonra
o genç bisikletçi dünyanın en iyi
sprinterlerinden biri oldu: Peter Sagan!! Porto-Vecchio’daki imza törenindeki
Peter Sagan artık çok ünlü bir yol bisikletçisi idi ve tanıması çok kolaydı!!
2013 TDF Porto-Vecchio Peter Sagan |
2007 MTB Kapadokya Avrupa Şampiyonluğu - Peter Sagan |
Açılış seromonisinde, hava akrobasi gösterisini izledikten sonra,
kalabalığı yararak Start’a doğru ilerleyip kameranın zoom’u sayesinde bisikletçilerin bekleyişini resmettik.
Porto-Vecchio start alanı |
Bisikletçiler
gittikten sonra, sabahtan beri aç ve susuz dolaştığımızı, saatin de 12:30 olduğunu fark edip, marinadaki
‘Le Bistrot’ restoranında güzel bir öğlen yemeği yedik. Ben hafif şeyler yemek istediğimden deniz ürünleri
salatası söyledim,muhteşemdi..Sarper deniz ürünleri Carpaccio’su yedi,o da harikaydı..
Restoran herkese tavsiye edilir.
Porto-Vecchio’nun sevimli eski şehrini birer dondurma alıp
gezdikten sonra 30km uzaklıkta olan Bonifacio’ya gittik. Öğleden sonra herkes
siestada olduğu için çok tenhaydı.
Bonifacio beni Porto-Vecchio’dan daha çok etkiledi. Şehir denize uzayan ince
uzun bir yarımada ile karayı yaran yine ince uzun bir çok koydan oluşuyor. Bonifacio’da
yaklaşık dört saat kaldık.Yarımadayı, eski şehrin içine girerek, harika
manzaralarını seyrederek çok rüzgarlı bir günde gezdik. Şehir, Korsika’nın
Sardunya adasına en yakın noktası durumunda.Sardunya adası rahatlıkla gözüküyor.
Daha önceden gözüme kestirdiğim ’Kissing Pigs’ restoranında, saat erken olduğu
için yemek servisi başlamamıştı. Çok istediğim halde yemek yiyemedik. “Chez
Denis” adlı eşek eti satan bir kasaba rastladık... Bonifacio’da motor turu
yaparak yarımadanın etrafındaki eski şehri ve doğasını seyretmek gerekir.
Zamanımız olmadığı için falezleri ve doğayı ancak şehrin içinde bulduğumuz
açılardan seyredebildik ..Yine de muhteşemdi..
Bonifacio yarımada üzerindeki eski şehir ve koyu |
Bonifacio yelkenli cenneti |
Bonifacio ve falezleri |
TDF Bastia-Ajaccio etabı bize ilaç gibi geldi. Ajaccio’daki
‘Mega Smeralda’ feribotunda akreditasyon işini halledip, kartlarımızı boynumuza
astıktan sonra sticker’ımızı da arabamıza yapıştırıp, saat 14:00’den itibaren
halka kapatılan Ajaccio yollarında yarışın son km.lerini ve finişi keşfe
çıktık. Finişe sadece tekne ile gidilebildiğini öğrenince arabamızı basına özel
ayrılan park yerine bırakıp tekne için
sıraya girdik. Ancak akreditasyon işi ve tekne sırası buradaki iki cümle kadar
kolay olmadı.
Akreditasyon ve DG |
Sonunda akreditasyon sahiplerinin binebildiği tekne bizi
finiş alanında kurulan TDF Village’ına getirdi.TDF Village’ı Napolyon
Bonapart’ın gömülmek istediği ‘Sanguinaires’ Adaları’na yakın bir yerde kurulmuş, çeşitli
bölümlerden oluşuyordu. Bölümler,akreditasyon sahiplerini sınıflandırıyor.Bu
sınıflara göre yarışı izleyeceğiniz yer belirleniyor.Bizim yerimiz finiş
çizgisinden uzakta muhabirlere ve fotoğrafçı olmayan basın mensuplarına ayrılan
yerdeydi.Buranın yanında, finiş çizgisine daha yakın ve parkurun üzerinde
durabilen fotoğrafçıların yeri bulunmakta.Fotoğrafçıların yanından finiş
çizgisine kadar ise VIP ve yeme içme yerleri var. TDF Village VIP bölümünde,
kontrol açığının olduğu bir noktadan dalıp Ajaccio’daki finişi çok güzel bir
açıdan seyretme imkanı bulduk!! 2.etabın birincisi, Sarı Mayo sahibi Jan Bakelants’a
tebrikler!
Jan Bakelants ve Sarı Mayo |
Ajaccio finişe geliş,dönüşte sıkıntı var. |
Tour Village Ajaccio finiş |
Etap sonrası şehrin merkezine gitmek için
gelen tekneye binmeden önce verdiğimiz savaşı anlatmam gerek. Gün boyunca belli
saatlerde, şehir merkezinden Village’a
akreditasyon sahiplerini taşıyan tekneye, yarış bitince şehir merkezine gitmek isteyen yüzlerce insan
binmeye kalkınca, olay batmak üzere olan bir gemiden filikalara önce kim
binecek haline geldi. Bu durumu fark eden TDF organizasyonu basında olumsuz bir
haber çıkmasını önlemek için civar botları da bu olay içine sokup akreditasyon sahibi basın mensuplarını 5’er
10’ar öne almaya başladılar. Ancak
100’lerce kişinin bulunduğu sıradan öne geçmek üzere önümdeki insan duvarını yarabilmek için
fiziksel güç yetmiyor. Aynı zamanda demir bariyerlerin üzerinden mini etekle frikik vermeden atlamak için de
medeni cesaret gerekiyordu. Ancak Sarper’in bulunduğu yerdeki bariyer açılıp, basın mensuplarını tekneye
çağıran TDF ekibine doğru yürüyen kocamı görünce hem fiziksel güce hem de
medeni cesarete sahip olduğumu gördüm ve kendimi iskele üzerinde tekneye doğru
koşarken buldum. Sonunda tekneye binmeyi
başarmıştık..
TDF 3.Etabının bizim için özel bir
yeri var. Ajaccio-Calvi etabında hem start’ı hem de finişi seyredeceğiz. Ajaccio
start’ına gitmeden önce, bizim otelde kalan Cannondale ekibinin kahvaltı için
restorana inip inmediğini kontrol ettik. Restoranda kimseyi göremeyince
direk Ajaccio merkezindeki Place Miot’a yola
çıktık. TDF Village’da şarap ve jambonlu sandviç yiyerek yaptığımız kahvaltı
sonrası kendimizi alışverişe verdik. Bu tip organizasyonlarda maalesef sadece erkeklere ve çocuklara hitap eden
ürünler satılıyor.Bayanlar için, hele
benim gibi XS giyen biri için hiçbir ürün bulunmuyor. Ama kadınların ne kadar
ısrarcı olduğu unutulmasın, kendime 16 yaş için satılan bir sarı mayo satın almayı
başardım!!
Start öncesi alışverişi tamamladıktan sonra
takım otobüslerinden inip, imza atmaya giden bisikletçilerin yanına gittik. Ajaccio
start’ı öncesi Chris Froome ile çektirdiğim fotoğraf ve start çizgisinde AC/DC dinleyerek
yarışın başlaması bekleyen bisikletçiler arasında duruşumu bu seyahatin en güzel anları!! Akreditasyon
sayesinde start alanındaki bisikletçilerin arasına girme hakkımızı görevlilerin
tüm ‘’Madame!!’ uyarılarını kulak arkası yaparak sonuna kadar kullandım.Start
alanında Philippe Gilbert’i röportaj yapılırken, Chris Froome ve Rein Taaramae’yi
start için geri sayımda beklerken izledim.
Chris Froome ve DG |
Ajaccio Start öncesi Cadel Evans imza atmaya giderken |
Chris Froome ve Rein Taaramae Ajaccio start alanı.Froome'un kaskına dikkat! |
Start sonrası bisikletçilerin arkasından
Calvi’ye doğru yola çıktık.Ajaccio- Calvi arası kuş uçuşu 70km’lik mesafe
olmasına rağmen,Korsika’nın doğası nedeniyle 165km yani yaklaşık 3 saat sürecek
bir yol var. Ajaccio’dan giderken, adanın tam ortasında ve Korsika’nın en eski
yerleşim yerlerinden biri olan Corte’den geçiliyor. Corte’ye gelene kadar çok
virajlı ve uçurumlu yollardan geçiliyor.Bu yolları yarış sonrası hava
karardıktan sonra geçeceğimizi düşünerek biraz ürperiyorum ama yapacak bir şey
yok..
Calvi’de finiş alanına geldiğimizde
bisikletçilerin son 30km’ye vardıklarını öğrendik. Ben kendime sakin, kamera açısı çok güzel bir yer belirledim. Ancak
tam önüme ‘TV France’in kocaman
kameraları ve benim üç mislim elemanı gelince bütün moralim bozuldu. ‘’Biraz
ayıp olmuyor mu?’ deyince de ‘TV France bu! TDF’ı yayınlamakla görevli..Haydi
anca gidersin..’gibi bir cevap aldım.Biraz afra tafra yapıp,kös kös biraz daha
ön tarafa ilerledim. Bisikletçiler finişe geldiğinde çekeceğim resimlerde seyircilere ait bolca el kol çıkma olasılığı çok yüksekti..
TV France tarafından kovulmadan önce Calvi finişte DG |
Calvi’de finişi fotoğraf
makinasından seyrettiğim için, uzun süre kameramda yakaladığım Peter Sagan’ın
etabı birinci bitirdiğini düşündüm.Hatta
ödül törenini seyrettikten sonra Sarper’e dönüp ‘Simon Gerrans’ın neden podyuma
çıktığını bile sordum.Ödül töreninde en büyük tezahüratı bayrakları ile gelen
Peter Sagan hayranları yaptı. Sagan yeşil mayoyu giyerken çığlık çığlığa
ortalığı ayağa kaldırdılar. Etap sonunda sıcaktan ve yaptığımız kilometrelerce
yolculuktan iyice yorulmuştuk.TDF Korsika Grand Départ’ı Calvi’deki finiş ile
bitmişti..Biz de bitmiştik..
'Simon Gerrans Calvi'de neden podyuma çıktı?' |
Yarış sonrası Calvi’nin eski şehrine gidip, sokaklarında yürüdükten sonra marinaya
indik. Calvi çok şirin bir şehir. Marina çevresindeki restoran ve barlar çok
keyifli. Şehrin ara sokaklarında dolaşacak enerjimiz ve vaktimiz olmadığı için
marinadaki bir barda cin tonik içerek Fransa Turu’na veda ettik.
Calvi Marina |
Calvi Marina'da cin tonik ile TDF Korsika'ya veda(SG,DG) |
Korsika’da parmak ısırtanlar: Ajaccio
start alanı ve AC/DC eşliğinde başlayan etap! Bonifacio’nun doğası! Calvi’nin
turkuaz renkli plajları! Ajaccio-Corte arasındaki uçurumlu virajlar! TDF
Ajaccio finiş sonrası şehir merkezine gitmek için yaşananlar! Jan Bakelants’ın
sarı mayosu! Chris Froome’la fotoğraf! TV ve fotoğrafçılara verilen ayrıcalık!
Ajaccio’daki Neptune üçlemesi(restoran,plaj ve kedi)! Sarper’in çektiği
Gilbert,Bakelants fotosu!
Korsika’yı sadece tatil amaçlı
görmek isteyenlere tavsiyeler: Adanın mutlaka görülmesi gereken şehirleri
Bonifacio ve Calvi. Biz Bastia ve Porto’yu görmedik. İkisinin de görmeye değer
yerler olduğu söyleniyor. Ancak Ajaccio ve Porto-Vecchio bir haftalık bir
tatilde pas geçilebilir. Ajaccio’daki Napolyon Bonapart’ın evi benim gibi ev
müzesi gezmeyi sevmeyenler için bir hayal kırıklığı olabilir. İnglizce hiçbir bilgi yok, hep Fransızca. Müzeden
çıktıktan sonra Korsikalılar’ın Fransızlar’la yüzyıllar öncesinden gelen
sürtüşmeleri nedeniyle Napolyon’u sevip sevmediklerini bile anlayamadık.
Artık evimizdeyiz..TDF Etaplarını
TV’den seyretmek de çok eğlenceli..(twitter: @denizgunsal)
Juan Jose Cobo ile eldiven muhabbeti ve nostaljik Sagan resmi iyiymiş gerçekten. Sizi ve eşinizi yazılarınızı okurken baya bir kıskandık bu arada. Ayrıca sanırım resimlerin çoğunu siz çekmişsiniz Sarper Bey'in Nikon İphone'dan küçükmüş :) Allah sizden razı olsun Deniz Hanım :) paylaşımlarınız için de ayrıca çok teşekkürler..
YanıtlaSil