29 Mayıs 2018 Salı

Giro 101'den Ne Öğrendik?

Amerikalıların iyi sporcular için bir lafı vardır: "He makes it look easy". Anlamı şudur: Profesyonel sporcular işlerini o kadar iyi yaparlar ki, izlerken göze kolay gözükür.  Halbuki yaptıkları şeyler göründüğü kadar kolay değildir.

Onların yaptığı işin değerini anlamak için ya aynı sporu yapmaya çalışmak, ya da o sporun daha düşük seviyelerini izlemek gerekir. Örneğin bir amatör/genç futbol maçı seyrederseniz topu yarı sahaya kadar düz vurmanın bile ne kadar kuvvet gerektiren bir efor olduğunu farkedersiniz. Veya "little league baseball" izlerken yerde giden topu yakalayıp "akışkan" bir şekilde first base'e fırlatmanın, first base'dekinin orada bulunup topu tutmasının ne kadar zor olduğunu farkedersiniz. Eğer bunları farketmezseniz Tim Duncan'ın "bank shot"ının ne kadar sıkıcı olduğu konusunda söylenir durursunuz (ama yine de sıkıcı).

Giro 101'de bir bisiklet takımının 21 günlük bir büyük turda genel klasman için mücadele edebilmesinin ne kadar zor olduğunu öğrendik. 19. etabı hatırlayın: Sky takım olarak gaza basıp herkesi döktüğünde lider grupta sadece Froome, Dumoulin, Pinot, Lopez ve Carapaz kaldı. Froome'un 80km kala atak yapması akıllıcaydı, çünkü turu kazanmak için herkese büyük fark atması gerekiyordu ve tek başına bir ataktan başka bir şansı yoktu. Grupta kalsa kendisinden başka kimse çalışmayacağı için ya kendini rakipleri için tüketecek, ya da bırakacak ve diğer domestikler yetişecek ve Sky takımın tüm eforu boşa gidecekti.
Froome için "he makes it look easy" demek de acayip oksimoron oldu, ama yazıyı tam bağlamışken bozamam şimdi :)

Froome'un kaybedecek birşeyi yoktu. Atak yaptıktan sonra eğer kalan dörtlü güçlüyse zaten kendisini yakalarlardı. Ama onlarda da hal olmadığı için yakalayamadılar. Bu minik testi geçtikten sonrası artık uzun bir zamana karşı oldu. Ayrıca Lopez ile Carapaz, ve hatta bir ölçüde Pinot podyum hedeflediklerinden takip işi sadece Dumoulin'e kaldı. Sonradan FDJ'den yokuşçu domestik Reichenbach yetişti ve Dumoulin ile yükü paylaştı. Ama inişlerde kötü olduğundan bir nevi fren vazifesi bile gördü aslında, kimsede de onu dökecek "taşak" yoktu. Froome ise son yıllarda ekstra iniş çalışması yapmanın faydasını fazlasıyla görüyordu o sıralarda.

Sonuçta efektif olarak Froome kalan grubun hepsiyle teke teke kalmıştı aslında. Aralarında en iyisi olduğundan kazandı. Bu performansta doping aramayın, herşey hayatın doğal akışına uygun gelişti aslında. İyi bir planlama ile tam zamanında form kazanan kendini ispatlamış bir şampiyon yarışı kazandı. Ama buna müthiş değildir de diyemeyiz.

"Look easy" kısmına dönersek, Giro'ya katılım bir hayli zayıftı. Nibali, Quintana, Contador, Porte gibi katılımcılar olsaydı o zaman daha derli toplu bir yarış olacak ve böyle ani klasman değişimleri, büyük farklar, uzun ataklar olamayacaktı. Onların yokluğu bir büyük turda 21 gün boyunca üst düzeyde rekabet etmenin zorluğunu gösterdi.

Peki diğerlerine neler oldu? Pembe mayo taşıyıcısı Simon Yates 19. etapta resmen bitti ve 30 dakika kaybederek ilk 10'u bile kaybetti. Bir sonraki etapta Thibaut Pinot hastalandı ve etap bitiminde hastaneye kaldırıldı. Tom Dumoulin ise fazla bozulmadan ve hatta 20. etapta atak yapmaya bile çalışarak turu ikinci bitirmeyi başardı.

Dumoulin'in yanına gençler klasmanının ilk üçü Miguel Angel Lopez ile Movistar'ın "nerden çıktı lan bu" dediğimiz Ekvador'lu yokuşçusu Richard Carapaz'ı,  ve de sessiz sedasız Dumoulin'e domestiklik yapıp bozulmadan ilk 10'a tırmanan Sam Oomen'i de katalım. Bunları büyük turlarda görmeye devam edeceğiz.

56 dakika fark yiyen ve ilk 10'a bile giremeyen BMC'den Rohan Dennis'e ise büyük tur klasmancılığı sevdasından vazgeçmesini dileyelim.

26 Mayıs 2018 Cumartesi

Giro d'Italia 101...





20. etap bitti. Kanaldan çıktım, Metrobüste Giro’yu düşünüyorum. Sistematik değil düşüncülerim, uçuşuyorlar. Aklıma cümleler, görüntüler geliyor. Yorulmuşum. Yaş mı ilerledi (eh yani!), yayın saatleri mi uzadı? İkinci hafta, Arda’nın Pharmaton’una yüklendim enerji için. Fakat ayı gibi yemeye başlayınca kestim. Gerek yok, zaten yorgunluktan sabahları bisiklete bile binemiyorum, bir de tıkınıp kilo almaya gerek yok. Eve geldim, baldızla kayınbirader gelmişler. 45 dakikalık yeni araba sohbetinde iki kadeh şarap içtim ama “cruise control” kadar bile işe yaramadı. Beefeater’la devam. Bir yandan da valiz yapıyorum, sabah 6:00’da uçak var. 

Kafamda Froomie, Yates, Pinot ve Pozzovivo. 18-19-20. etapları tekrar hatırlamaya, kafamda özet geçmeye çalışıyorum. 19 diğerlerini gölgeliyor. 18’in son 2km’sini, 20'yi ise daha birkaç saat önce bittiği için çok iyi hatırlıyorum. 19 ise kocaman ve korkutucu bir hayvan gibi gözlerimin içine bakıyor, diğerleri hafızamın uzak köşelerine kaçıyorlar. Froome'un atağını anımsadıkça, erkeklerin birbiri için söylediği en iğrenç takdir sözleri sırayla dilimin ucuna geliyorlar. 

Yıllar evvel bir yazıda Lance için “Damatım olmasını istemem” demiştim. Chris Froome öyle değil. Bisiklete binmediği zaman tebessümü dudağının kenarında hazır, çok nazik ve zarif bir insan.Yumuşak bir sesle, insanların gözünün içine bakarak konuşuyor. Zart zurt çekmeyen, düşünceli ve iyi bir koca olurdu kızıma sanırım. Maalesef bisiklet üstünde onu seyretmekten çok keyif almıyorum. Stili çok çirkin. Kolları, bir eklem hastalığı varmışçasına, acayip bir açıyla dirseklerden kırık. Selesi alçak gibi. Yüksek kadans çeviren bacakları incecik. Zorlandıkça kafası iki yana sallanıp duruyor. Hep önüne bakıyor. Onu seyretmek neredeyse acı veriyor. Froome'un vücut yapısına en uygun aktivite, öten kuşlardan başka ses duyulmayan bir nehir kenarında, ulu ağaçların gölgesinde olta sallamakmış gibi duruyor. Bisiklet o vücuda yakışmıyor. 45 yaşından sonra bisiklete binmeye başladığımda, seyrettiğim şampiyonlardan kaptığım tek şey stil olmuştu. Vücut ve kafa oynamayacak, kollar hafif kırık ama omuz, dirsek ve bilek aynı doğru üstünde olacak, bacaklar piston gibi çalışacak. Yaştan dolayı bel artık bükülmese bile stilin düzgün olacak. Ciğer? Yok. Bacak? Yok. Ama bisikletin üstünde iyi gözükeceksin. İtalyanlar’ın dediği gibi “Fare una bella figura 

Froome diyorduk. Dün başardığı şeyi daha önce bir kere gördüm ama yalandı (Landis, TdF 2006). Öncekileri sadece okudum. Merckx, Coppi ve Bartali’nin uzun erimli ataklarla elde ettikleri zaferleri, eski zamanlara, bisikletin kadim yıllarına ait sanırdım. Orada donmuş kalmış, bugün karşılığı olmayan mucizeler olarak düşünürdüm. Zaten bu yüzden, Chris Froome Colle delle Finestre’de, finişe 80 km kala atak yaptığında “Ne yapmaya çalışıyor ki?” dedim mikrofona. Görmemiştim, bilmiyordum. Modern zamanlarda, powermetrelerin, takım radyolarının, beslenme biliminin bu kadar geliştiği bir dönemde, böyle cüretkar bir atağın başarılı olamayacağına inandırılmıştık çünkü. 

Peki Froome’a, temiz olduğuna inanıyor muyum? Açıkçası ne soru ne de cevabı çok umrumda değil. Armstrong, öncekiler ve sonrakiler bağışıklık sistemimi güçlendirdi. Kalbim kabuk bağladı ama sadece yaralanacağı taraftan. Doping haberi gelince üzülüyorum, kırılıyorum ama bisiklete küsmüyorum (mesela Türk futboluna küstüm hala affedemedim). Müthiş bir performans gördüğümde ise çocuk gibi mutlu olup, kötü haber -gelirse- gelene kadar tadını çıkarıyorum. 

Yates’e üzüldüm. Çok istedi, panache’lı yarıştı ama 25 yaşının adaleleri onu ancak 19’a kadar taşıdı. Finestre’de, o kasvetli yokuşta, daracık, karanlık ve çirkin yolda hayallerine veda etti. Maalesef bu işte oyuncu değiştirme yok, baldırım çekti yok. Utanç ve hayalkırıklığı bacaklarını her dakika ağırlaştırırken, Yates gözlüklerinin arkasına saklanmış, içinde cız eden kederini üç saat daha pedal çevirerek finişe taşıdı. Başa çıkılması, ayağa kalkması çok zor bir yıkım.  Yenildi ama çok güzel yenildi, hayran bıraktı, mutlu etti. Umarım o çocuksu neşesi çabuk geri gelir.

Tom Dumoulin düzgün atan sağlıklı bir kalp gibiydi tüm yarış. Elinden geleni yaptı tek bir kötü gün yaşamadı. Geri kaldığı günler fizyolojisinin limitlerinin yetmediği etaplardı. Bir de tabii zayıf ekibi yüzünden yarışı kaybetti. Bu takımla bu kadar. Sevgimden çok saygım var kendisine. Çabasına, soğukkanlılığına, Indurain'den gelen genlerine. 

Pinot’ya daha az üzüldüm. İlk 10 gün iyi ama akılsızca yarıştı. Bu zor yarışta bu kadar tecrübeli biri olarak kalorileri daha dikkatli harcamalıydı. Her yokuş atağına cevap verdi, her kaçışı kovaladı ama 20. Etap’ta o da fişi çekti. Kamera onu çekerken habire öksürüyordu. Hastalanmışsa bu çöküşe katlanması daha kolay olacak. Onun da limitlerini öğreniyoruz. Azamisi bu kadar gibi. Sağlık olsun. 

Müthiş güzel bir Giro oldu. İsrail’deki etapların koy götüne rahvan gitsin fakat diğerleri tek tek harikaydı. Berkem’le sadece 2 etap sıkıldık sanırım. Biri Necef Çölü, diğeri Praia a Mare finişiydi. Galiba... Emin değilim. İkici haftayı ve son 3 etabı yüreğimiz ağzımızda seyrettik, anlattık. Fransa Turu bu kadar tantanalı geçmiyor kabul edelim. 

Tahminlerimin çoğu tutmadı. Yarış öncesi 39x53’te 1. Pinot 2. Tom D. 3. Froome demiştim. Götümden sallamışım. Froome’un çok güçlü olduğunu biliyordum ama ilahi adalet uyarınca kazanamayacağına inanıyordum. Halbuki ilahi diye bir adalet yok, insanların yapıp bozduğu bir şey o. Bu kez adaleti Froome bozdu demek istiyorum ama diyemiyorum. Doğru olmaz çünkü. Yasal olarak bu yarışa katılmaya hakkı vardı, katıldı ve bileğinin hakkıyla kazandı. Hayranlık duyuyorum ama, saygı ve sevgi için ısrar etmeyin.

Artık bisiklete binmeye gidiyorum. Ciğer yok, bacak yok, stil tam. Froome ders alsın! Kızımla da asla evlenmeye kalkmasın!


15 Mayıs 2018 Salı

Giro 101 - 2.Hafta Öncesi Durum

101. Giro'da birinci hafta geride kaldı. İlk 3 tanesi İsrail'de sonraki 3 tanesi Sicilya'da, sonraki 3 tanesi Çizme'de olmak üzere 9 etap koşuldu. Bu etaplardan 3 tanesi zirve bitişli olunca genel klasman bir hayli olgunlaştı. Şimdi buna göre takım takım değerlendirmemizi yapalım:

Team Sky

Normalde takım sıralamamızı başarıya göre yapardık, ama defalarca kez Fransa turu şampiyonu Chris Froome bu tura kimi sağlam söylentilere göre 2 milyon euro hava parası alarak katılınca, ve üstüste 3 büyük turu kazanma iddiasında olunca ilk sıraya Team Sky'ı almak farz oldu.

Froome şu ana kadar hiç iyi gözükmedi. Çok iddialı olduğu zamana karşı etabını bile 37 saniye geride 21. sırada bitirebildi. Dağlarda idare etse de hiç insiyatif alabilecekmiş gibi gözükmedi, ve Pazar günkü son zirve finişinde patlayarak 1 dakika fark yedi. Şu anda genel klasmanda 2:27 geride 11. sırada.

Sky'da Froome'un yedeği olabilecek Wout Poels de şu ana kadar hiç iyi gözükmedi ve 5:56 ile 25. sırada. İddia edildiği gibi Froome boşuna yorulmamak ve de Fransa turuna zinde girmek için Giro'yu bırakırsa yedek olarak Sergio Henao 3:14 geride 18. sırada aportta bekliyor. Domestik görevleri olmasaydı, örneğin Pazar günkü etapta bitik Froome'u çekebilmek için geriye gelmeseydi çok daha iyi konumda olabilirdi. Ama daha çok etap var ve 2016'da Nibali'nin de benzer durumda toparlanıp Giro'yu kazandığını unutmayalım.

Team Sky takımlar klasmanında 4:30 ile üçüncü durumda.

Froome'u iki kere düşmesi de kötü etkiledi
Mitchelton-Scott

Giro'nun şu ana kadar yıldızı olan Mitchelton-Scott iki kaptanla gelmişti. Birden fazla kaptanın varlığı genelde takım için iyi değildir, ayrıca Simon Yates de, Chaves de hani daha tam olmamış genel klasmancı statüsündeler. Diğer yandan Mitchelton-Scott'ın iyi bir takımla geldiği konusunda herkes hemfikirdi. Sonuçta Simon Yates genel klasmanda birinci olarak pembe mayonun sahibiyken, Esteban Chaves de 32 saniye geriden ikinci durumda bulunuyor. İkisi de birer etap kazandılar. Jack Haig son Pazar etabında uzun süre favoriler grubunu çekerek herkesi döktü ve çok formda.

Simon Yates sürpriz olarak zamana karşıda da 7. oldu. Tabii yine de sonraki haftanın 32 kilometrelik zamana karşısında Tom Dumolin'e genel klasmanı kaptırmamak için daha fazla fark açması gerektiğini düşünüyor.

Dağların kralı klasmanında yine Yates-Chaves ikilisi ilk iki sırada. Genel tur zorluğu sebebiyle bu mayo da büyük ihtimalle iyi korunan genel klasmancılara gideceği söylenebilir.

Mitchelton-Scott takımlar klasmanında da birinci durumda.

Chaves etap, Yates pembe mayo

 Sunweb

Geçen senenin şampiyonu Tom Dumoulin genel klasmanda 32 saniye farkla 3. sırada. Gelecek haftaki 32 kilometrelik zamana karşı var iken ve de dağlarda pür yokuşçulardan çok da geride kalmadığı düşünülürse hala büyük favori denebilir.

Son domestiği olan 22 yaşındaki Sam Oomen 2:54 ile genel klasmanda çok uzakta değil, gençler mayosunda ise 1:34 ile üçüncü sırada. Lideri için kendini feda eder mi, yoksa gençler mayosu için daha "cool" mu davranır, ilerleyen etaplarda göreceğiz.
 
Dumoulin vs Zaman
Groupama-FDJ

Artık Fransa turu konusunda çok obsesif olmayan Thibaut Pinot sessiz sedasız genel klasmanda 45 saniye farkla 4. durumda bulunuyor, kritik etaplarda da hep en öndeydi. İyi gözüküyor, ama zamana karşı halen en büyük sorun olarak duruyor. Podyumu hedeflediğini hep tekrar ediyor. Ayrıca yokuş klasmanında da Yates-Chaves ikilisinin hemen ardında 3. sırada yer alıyor.

Kazanamasa da hep önlerde Pinot


Bahrain Merida

Giro öncesi posteri hazırlayıp Sarper Günsal'a gösterdiğimde "Pozzovivo'yu da kat" demişti. Ben de istemeye istemeye katmıştım (hatta eksik gözükmesin diye BMC'yi de yanına koymuştum). Pozzovivo 57 saniye farkla 5. durumda olarak ve de iyi gözükerek beni mahçup ediyor şu ana kadar. Fabio Aru'nun turu büyük ölçüde kaybettiğini de düşünürsek şu an İtalyanların tek umudu durumunda.

Minik olan Pozzovivo


Movistar

Movistar Giro'ya lidersiz, dağlarda etap kovalamak üzere gelmiş gibi gözüküyordu. Neden Landa veya Valverde yok, niye bu kadar amaçsız takım kurmuşlar diye herkes kızıyordu. Ama neden kaptan olarak konulduğu anlaşılamayan genç Ekvador'lu Richard Carapaz Cumartesi günkü zirve finişini nefis bir performansla kazandığı gibi, genel klasmanda da 1:20 ile 6. sırada, gençler klasmanında lider ve dağların kralı mayosunda da 4. sırada.

Ayrıca Carlos Betancur da 2:46 gibi fena olmayan bir farkla 16. sırada ve ilk 10 için umutlu denebilir. Umulmadık biçimde güzel gidiyor Movistar ve en azından pelotona yeni bir genel klasmancı kazandırdılar.

Büyük tura katılan ilk Ekvadorlu ve hemen ardından etap kazanan ilk Ekvadorlu


BMC

Yine postere son anda giren BMC takımında Rohan Dennis dağlık etaplarda feci şekilde patlamış değil ve 2:05 ile 8. sırada. Birinci olması çok zor olsa da, daha 32 kilometrelik zamana karşı var ve ilk 10 ve hatta podyum mümkün görünüyor. Rohan Dennis iki senedir büyük tur genel klasmancısı olmak üzerine çalışıyor ve bu turu da gelişmesi yönünde ciddi tecrübe olarak görüyor.

Diğer lider Nicholas Roche ise çoktan 35 dakika farkla 59. sıraya inmiş vaziyette.

Dennis bir süre pembe mayoyu da taşıdı


Astana

Astana bu sezon tüm yarışlarda takım olarak kalabalık ve iyi gözüktü. Bu Giro'ya da çok iyi bir yokuşçu takımla geldiler ve Miguel Angel Lopez baş favori olmasa da at yarışçılığı tabiriyle iyi plase olarak gözüküyordu. Ama ilk hafta aman aman bir performans göstermedi ve 2:34 ile 13.sırada. Froome'dan daha geride olması oldukça kötü zamana karşı performansıyla da alakalı. Gençler klasmanında 1:14 farkla Carapaz'ın gerisinde ikinci durumda.

Pello Bilbao iyi bir zamana karşı çıkarttı ve 2:05 ile genel klasmanda 9. durumda ve liderinden önde. Ancak son Pazar etabında Lopez'in gerisinde kaldı Genel klasmanda ona destek olsa Astana için genel anlamda daha iyi olur diye düşünüyorum.

Astana takımlar klasmanında 3:48 ile 2. durumda.


Quick-Step Floors

Klasik sezonun yıldızı Quick-Step Floors yokuş ağırlıklı Giro'ya gelen tek sprint takımı. O açıdan Elia Viviani'nin de sprint etaplarını süpürmesi bekleniyordu. İsrail'deki iki sprint etabını alan Viviani, Cuma günkü etapta son anda Sam Bennett'a geçilerek ikinci oldu. Yine de puan klasmanında Bennett'ın 178'e 100 önünde bulunuyor ve turu bitirebilirse puan mayosunu kazanabilir.


Sam Bennett Viviani'nin önünde etabı kazanırken

Bora-Hansgrohe

Peter Sagan California turunda yarışa dursun, Sam Bennett Cuma günkü sprint etabında Viviani'yi geçerek kariyerindeki ilk büyük tur zaferini elde etti. Puan klasmanında da ensesinde durmaya devam edecek ve rakibinin hatasını veya turu bırakmasını bekleyecektir.

UAE Team Emirates

İtalyanların umudu Fabio Aru son Pazar etabında iyi gözükmedi ve şu anda 2:36 ile 15. sırada. Herşey bitmiş değil ama bundan sonrası çok zor gözüküyor.



4 Mayıs 2018 Cuma

Giro 2018 Posteri

Giro 2018 için genel klasman şansı olan 8 takımın domestiklerini bir posterde topladım. PDF dosyası olarak da buradan indirebilirsiniz. Hayırlı olsun.