Snooker, bilardo sporunun dünyadaki en popüler dalıdır. Ülkemizde de Eurosport müdavimleri senelerdir Snooker maçlarını zevkle takip ederler. Tanıdıklarımdan gözlemlediğim kadarıyla snooker bir hayli bilinir, sevilir; hatta Ronnie O'Sullivan -Allah gecinden versin- vefat etse, uzakça bir akrabamızı kaybetmiş kadar üzülürüz.
Bu yazı hala snooker'a vakıf olamamış (yol bisikleti yazımda Onur Solmaz talep etmiş mesela), veyahut hayatlarında Eurosportlarını yeni açan sevgili okuyucularımız için yazılmıştır. Belki halihazırda bilenler de dağarcıklarına birkaç kelime eklerler, veyahut devam eden yazıdaki olası birkaç hatamı düzeltme nezaketinde bulunurlar.
Bu yazı bilardonun neye benzediğini bildiğinizi varsaymaktadır. Sopa, toplar ve masa. Masanın üstünde delikler olabilir veya olmayabilir. Anlatacağım Snooker'da ise tam 6 delik vardır ve oyun topları bu deliklere sokmaya odaklıdır (bu arada sopaya da ıstaka denir).
Kaos
Bir bilardo oyunu başlarken (snooker'da bu oyuna "frame" denir) tüm toplar kurallarla belirlenmiş yerlere konur. Snooker'da başlangıç pozisyonu aşağıdaki gibidir:
Oyuncular ıstakalarıyla sadece beyaz topa vurabilirler. İşte bu beyaz top ilk vuruşu yapacak oyuncu tarafından "ceza alanı yayı" içindeki herhangi bir yere elle konur ve atış yapılır. İlk atışta beyaz top kırmızılara vurmak zorundadır. Kırmızılar sıkı sıkıya birbirine yapışık pozisyonda olduğu için herhangi birini bilinçli bir vuruşla deliklere sokmak (buna snooker'da "pot" denir) mümkün değildir.
Bu yüzden ilk atış sonrası bir kaos oluşur; yani önceden tahmin edilemeyen bir masa yapısı. Bu, snooker'ın ve aslında diğer tüm bilardo oyunlarının temelidir. Oyuncular bu ilk atış sonrası oluşacak kaotik durumdan devam ederler.
Vuruş
Istaka ile vuruş hep masadaki beyaz topa yapılır. Vuruşun iki amacı olabilir:
1. Pot yapmak: Beyazın başka bir topa çarparak o topu deliğe sokmasıdır. Burada dikkat edilecek olan şey, pot yaptıktan sonra beyaz topun çeşitli tekniklerle bir sonraki vuruşu da pot yapacak şekilde konumlandırılabilmesidir.
2. Rakibe pot yaptırmamak: Diğer deyimle, güvenli vuruş. Eğer pot yapılacak pozisyon yoksa topa öyle bir vurulur ki, beyaz topun bir sonraki konumlandığı yer yine pot yapılamayacak bir konumda olur. Çünkü pot yapılamadığında vuruş sırası rakibe geçecektir.
Usta bir snooker oyuncusu eğer bir kere masanın kontrolünü eline geçirirse ardarda potlar yaparak maçı kazanır. Rakibine bu avantajı vermemek için vuruşların ezici çoğunluğu rakibe pot yaptırmama üzerine kuruludur. Bilmeyen göz için bu durum sıkıcı gözükebilir, ama oyunun en zeka gerektiren kısmı da budur. Bir de her vuruşta beyaz top sıradaki pot yapılacak topa dokunmak zorunda olduğu için, güvenli vuruşu yapmak da hayli beceri ister.
Kurallar
Bu aşamada kurallara geçebiliriz. Snooker'da masanın üstünde 15 kırmızı, 6 tane kırmızı olmayan "renkli" top, 1 tane de sopayla vurulabilen beyaz top bulunur.
Amaç beyaz topu kullanarak kırmızı-renkli-kırmızı-renkli sırasıyla topları deliklere sokmaktır (bundan sonra pot yapmak denecektir). Her topun puan değeri vardır. Kırmızılar 1 puandır, sonra sarı 2, yeşil 3, kahverengi 4, mavi 5, pembe 6 ve siyah 7.
Kırmızılar pot yapılınca bir daha masaya konulmazlar. Renkli toplar ise pot yapıldıktan sonra masadaki belli yerlerine tekrar konurlar, ta ki masada başka kırmızı kalmayana kadar. Bu durumda renkli toplar sarı-yeşil-kahverengi-mavi-pembe-siyah sırasıyla pot yapılmak zorundadır ve pot olan renkli geri konulmaz. Masada beyazdan başka top kalmayınca frame biter. En çok puan elde eden oyuncu frame'i kazanır.
(Burada sadece takip edebilmek için bilinmesi gereken kurallara değiniyoruz. Bkz. Tam kurallar)
147
Bu sihirli rakam, bir frame'de elde edilebilecek en yüksek sayıdır. Bir oyuncu kırmızıyı pot yaptıktan sonra pozisyonuna göre herhangi bir renkli topu seçerek pot yapabilir. En yüksek puanlı "renkli top" siyah olduğundan maksimum puanı elde etmek için her kırmızıdan sonra siyahı sokmak gerekir. Bu çok az olur. Aşağıdaki videoda genç John O'Sullivan'ın tarihteki en hızlı 147'sini izleyebilirsiniz.
(Böyle frame'e ender rastlansa da, oyunu anlamak açısından kolaylaştırıcı olduğunu düşünüyorum)
Snooker
Snooker, bu oyuna adını vermekle beraber, oyundaki bir pozisyonun da adıdır. Şöyle ki, kurallara göre oyuncu beyaz topu vurması gereken topa (sıraya göre kırmızı veya renkli) değdirmek zorundadır. Eğer hiçbir topa değdiremezse, veya yanlış topa değdirirse faul olur ve rakibe durup dururken 4 puan kazandırır.
Bu durumda rakip için iki seçenek vardır. Ya kendisi devam eder, ya da rakibin aynı pozisyondan tekrar vurmasını ister.
Şimdi snooker'ı tanımlayabiliriz: Beyaz top öyle bir pozisyondadır ki, vurması gereken topu doğrudan bir vuruşla değdirebilecek konumda değildir.
Mesela yukarıdaki videoda Shaun Murphy'nin o pozisyonda kırmızılara ulaşması gerekmektedir.
Eğer rakibinizi yeterince kötü bir snooker'da bıraktıysanız, atışları ardarda tekrar ettirerek inek sağar gibi puanları kazanabilirsiniz. Burada snooker hakemliğinin oldukça yetenek istediğini belirtmek gerekir, zira bu tekrarlar için tüm topların pozisyonlarını ezberleyip her seferinde aynı yerlerine özenle koymak lazımdır (Ayrıca bkz. Michaela Tabb; Sullivan kanka ise, Michaela da birayı şişeden içen delikanlı kadındır)
Profesyonel oyuncular oldukça usta oldukları için snooker'ları görece kolayca "çözerler". Ancak snooker'ı çözseler bile, büyük ihtimalle topu rakibi için avantajlı konumda bırakacaktır.
Güvenli Atışlar
Snooker oyuncusunun ıstakasını eline aldığında önünde iki seçenek olduğunu söylemiştik. Ya pot yapmak, ya da beyazı öyle konumlandırmak ki, rakibini kolayca pot yapamayacağı pozisyonda (mümkünse snooker) bırakmak.
O yüzden pot yapmak kadar, güvenli vuruş (safety) yapabilmek de önemlidir. Yukarıda bahsettiğimiz açılış pozisyonunda yapılan vuruş tipik bir güvenli vuruştur: Top kırmızılara değdirilir, sonra bantlardan sekerek sarı topun arkasına saklanır. Top sarı topun arkasına ne kadar saklanır, bu arada ne kadar az kırmızı yerinden oynatılırsa o kadar iyidir.
Açılışla beraber karşılıklı güvenli vuruşlarla maç devam eder. Bir oyuncu ardarda pot yapabileceğine karar verdiği noktada artık güvenli vuruşu bırakır ve pot yapmaya başlar.
Pot Yapmak
Pot yapabilmek kadar, pot sonrası beyaz topun alacağı pozisyonu da iyi belirlemek ustalık işidir. Topa vuruş şiddeti ile beraber topun neresine vurulduğu da önemlidir. Bu çok geniş bir konudur. Ancak kabaca bildiklerimi sayayım: Beyaz topun altına doğru vurulduğunda hedefteki topa çaptıktan sonra geriye doğru gelir. Üstüne doğru vurulduğunda ise hedef topa çarptıktan sonra ileri doğru gitmeye devam eder; yani bir nevi hedef topunu takip eder. Genelde basit bir potta giren topa bakmak yerine, beyaz topun dansederek bir sonraki pot için ideal pozisyonu almasını izlemek zevklidir.
Maçlar
İki oyuncu arasında maç belli bir frame sayısı üstünden oynanır. Örneğin 17 frame'lik bir maçta 9 frame kazanan maçı da kazanmış olur.
TV'de izlemenin en büyük yanılgı yaratan şeylerinden biri, hem kamera açılarının hem de profesyonel oyuncuların ustalığının oyunu sanki çok kolaymış gibi göstermesidir. Snooker zor bir oyundur; bir kere masa çok büyüktür: Kahvehanede göreceğiniz bir masa 6 feet iken, profesyonel snooker masası 12 feettir (1 feet=30~ cm).
Pot yapmak profesyonel oyuncular için çok zor olmasa da, kaçması olası bir pot ile rakibe pozisyon ve büyük ihtimalle frame verileceğinden, bazen bize fazla gelebilecek şekilde güvenli vuruş eğiliminde olabilirler.
Önemli maçlar oldukça uzun sürebilir. Bu da her atışta şeytan gibi düşünmek zorunda olan oyuncuları kafaca bir hayli yorar. Bence özellikle turnuva finallerinin en zevkli anları bu anlardır. Üstelik maç uzadıkça masanın zeminin kaplayan çuha da bozulmaya başladığından pot kaçma ihtimali de artmaktadır.
Bazı frame'ler yukarıdaki 147 örneğindeki gibi kısa sürse de, bazen çok çok uzun da sürebilir. Örneğin renkli toplar deliklerinin önünü kapıyorsa, kırmızı topları pot yapmak oldukça zor hale gelir. Kimse de rakibe şans vermemek için bu melun renklilere dokunmak istemediğinden oyun karşılıklı güvenli atışlarla devam eder. Amerikan stili bol skorculara sıkıcı gelebilirse de, snookerperverler bu tarz oyunları çok severler. Her oyuncunun kafasından geçen tilkiyi tahmin etmek, atışı neden öyle yaptığını tahmin etmeye çalışmak oldukça zevklidir. (Bkz. aşağıdaki videodaki frame)
Yukarıda her topun puan değerinde bahsetmiştik. Genelde bir frame'de oyuncunun biri kırılma noktasında ardarda pot yapmaya başlayarak oyunu kazanır. Hatta tüm topları bitiremese bile masada kalan toplar aradaki farkı eritmeye yetmediğinde de frame'i kazanabilir.
Ancak, masadaki topların yetmediği durum olsa bile, snooker'larla da puan alınabildiğinden, bazen gerideki oyuncu frame'i bırakmaz. Pot yapmak yerine rakibini snooker pozisyonunda bırakmaya çalışarak maça devam eder.
Bir oyuncu frame'i garantilese bile, çok yorucu bir maçta değilse masayı temizlemeye çalışır. Bazı turnuvalar bunu teşvik için puan olarak 100'ü geçenlere ekstra para verirler. 147'yi tutturanlara daha da büyük para verirler. Bu masa temizleme sırasında stres sıfıra indiğinden, bir profesyonel oyuncunun aslında ne kadar hızlı pot yapabildiğini görmek oldukça zevklidir. Turnuva organizatörlerinin para ödüllerinin sebebi de budur.
Dünya'da Snooker
Snooker kriket, rugby gibi tipik bir Commonwealth kökenli oyun olmasına rağmen, dünyanın en popüler bilardo oyunudur. Bildiğimiz Britanya ülkelerinin yanında Çin'de de çok popülerdir.
En önemli turnuvalar Dünya şampiyonası ile Birleşik Krallık şampiyonalarıdır. Snooker oyuncuları sene boyunca birçok turnuvaya katılarak puan toplarlar. Dünya çapında ilk 16 sırada olmak çok önemlidir, çünkü bu oyuncular büyük turnuvalara doğrudan katılırlar. İlk 16'ya giremeyenler ön eleme oynamak zorundadırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder