5 Mayıs 2016 Perşembe

Giro ve Şüphelileri


184. Geleneksel Giro d’Italia Favorileri Yazısı’na hoşgeldiniz. Kısa ve sonuca gider şekilde yazmaya çalışacağım. Geçmişteki yazılarıma baktığımda Contador’un kıl dönmesinin performansına etkisinden, Uran’ın babasını genç yaşta kaybedişinin ruhunda yarattığı dalgalanmalara kadar bir sürü şeyle yazıları şişirmiş olduğumu farkettim. Aslında farketmedim de kabullendim. Çünkü hem “Sayın Eşim (D.D.B.E.)” hem de Blog İdare Amiri yıllardır “Aşkım/Abi, millete eziyet ediyorsun, o kadar çok detay koyma, oku oku bitmiyor” derlerdi.  Ben de “Yazarı rahat bırakın ülen!!” diye atarlanıp 20-30000 vuruşluk yazılar döktürmeye devam ederdim. Ama, Türk bisiklet seyircisinin ulaştığı bilgi seviyesi ve uygarlığın giderek kısalttığı “dikkat süresi”ni de düşünerekk kısa yazmanın daha yararlı olduğuna karar verdim. Haaa sorana yine fistül nedir, nasıl ameliyat edilir anlatırım ama Rigo’nun hezeyanlarını konunun uzmanlarına bırakmaya karar verdim. Favorilere kısa kısa değineceğim ve belki biraz da sprinterlere bakacağım. 

Favorileri tartarken, Giro 2016’da takım saate karşı etabının olmadığını farketmek gerek. Bunun yerine yarışçılar biri yokuş olmak üzere üç adet ITT ile sınanacaklar. Bir başka konu da son haftada yer alan +2700 mt irtifadaki iki “tappone”nin (Et19: Colle dell’Agnello ve Et20:Col de la Bonnette) bu sene oldukça sert geçen bahar aylarında iptal olma olasılığı. Bunları aklımızda tutarak “Squalo di Messina” yani “Messina Camgözü” Vincenzo Nibali’yle risalemize girelim:

VINCENZO NIBALI (Astana)
Vincenzo son Vuelta’da takım arabasına tutunup ön grubu yakaladığı için diskalifiye edilmişti. Onun gibi üç Büyük Turu da kazanmış biri için anlık bir bilinç kayması olsa da sonuçta kariyerine bir leke sürdü. Bu olaydan sonra Nibali -kötü geçen TdF’ın da etkisiyle- 2016’da Giro’yu hedefine aldı. Ülkesinde yine zirveye çıkarak çizilen karizmasını tekrar yükseltmeyi amaçlıyor. Şubat ayında sıkı yokuşlar içeren Umman Turu’nu kazanarak forma girdiğini gösterdi. Ancak irtifa kampları sonrası girdiği iki yarışta (T-A ve özellikle Trentino) istediği yada beklediğimiz sonuçları alamadı. 


Nibali@Umman Turu

Yine de, kendisi ve antrenörü Paolo Slongo gidişatta endişelenecek bir şey olmadığını söylüyorlar. Astana geçen sene Giro’da ve Tour'da müthiş bir domestik grup performansı göstermişti. Bu sene de Nibali'nin güvendiği ve beraber yarıştığı bir ekiple geliyor. V.Agnoli (geçen yıl yoktu), E.Capecchi, T.Kangert, J.Fuglsang ve M.Scarponi Nibali’yi hem düzde ama özellikle yokuşlarda koruyacak seviyede isimler. Gerisi Nibali’nin 2014 formunu bulup bulmayacağına bağlı. Sanki biraz zor gibi. Yine de ortalamanın çok üstünde TT koşabilmesi ve rakiplerinin seviyesine göre yarışın en güçlü adayı olarak gözüküyor.

ALEJANDRO VALVERDE (Movistar)
Valverde tarihin en iyi Ardennes Klasikleri yarışçısı. Tüm zaferleri yanında 2 yıldır da UCI sıralamasını en tepede bitirmeyi başardı. Lakin karnesinde 2009 Vuelta şampiyonluğu dışında bir Büyük Tur zaferi yok. Üstelik 37 yaşından gün alıyor artık. Movistar’ın bir numaralı ismi ve takım üstündeki hakimiyetini Quintana’yla bile paylaşmıyor. Klasmanda ilk üçü hedeflediğini açıkladı. Bence sert İtalyan yokuşlarını domine edecek bir karakter değil. Carlos Betancur’un ona ne derece yardımcı olacağı meçhul, baba son iki yılda çok da sağlam bir ayakkabı olmadığını gösterdi. 



Ama İspanyol bir takıma geçince sanki daha bir adam oldu. Ona çok ihtiyaç olacak. Valverde’nin bir başka avantajı da Nibali’nin yokuşları sabit tempoyla çıkmayı sevmesi, “dur-kalk” yokuş performansından hoşlanmaması. Bu sayede önde kalabilir. GK'de ilk üç ballı börek olur, etap kazanırsa kaymak.  

MIKEL LANDA (Team Sky)
Team Sky’da bir Bask keçisi… Kulağa tuhaf geliyor. Landa, geçen yıl, Astana’da Aru’nun hizmetinde olmasına rağmen atak veya ataklar yapıp iki etabı cebe indirip GK’da da 3. olunca zaten başka bir yere gideceği belli olmuştu. Onu Team Sky kaptı ve bu sene ezon başında hastalanıp yarışmamış olsa da şimdilerde gerçekten iyi gözüküyor. Pais Vasco da bir, Trentino’da iki etap ve genel klasmanı kazandı. Klasik Bask bisikletçilerinin aksine TT’de de Team Sky’ın “marjinal kazanımları” sayesinde artık daha iyi bir yere geldi. Eh ihtiyacı da olacak. Sergio Henao ve Benat Intxausti'nin takımda olmamaları bir sıkıntı. Onların yokluğunu Sebastian Henao, Ian Boswell, Mikel Nieve ve Nicholas Roche gibi yardımcılar dolduracak. 



Yokuş saate karşıda kazanacağını düşünüyorum. Chianti'deki uzun ITT onun için kritik olacak. Nibali’nin en büyük rakibi Mikel Landa gözüküyor ama İtalya Turu nedense şimdiye kadar Team Sky’a pek uğurlu gelmedi, onu da not düşeyim. Ama yeni bir Grand Tour şampiyonu da görmek istiyorum. Özellikle Froome’un, liderlik için Wiggo’ya reva gördüklerini ona yapacak bir Mikel Landa potansiyeli varken. Ben neden Team Sky’a bu kadar uyuzum ya??

RIGOBERTO URAN (Cannondale)
Rigomuz canımız. Hakikaten son derece gereksiz bir sempati besliyorum adama. Giro’da 2013 ve 2014’de iki kez 2. olmasıyla aslında bu yılın en büyük favorilerinden olması gerek ama nedense hep başaltına güreşiyor. İyi TT’ci, iyi yokuşçu. QST ve Team Sky gibi iki büyük ekip, tüm takımı onun emrine hiç vermediler ama sanki daha fazlasını yapmalıydı bugüne kadar. Bu seneki dereceleri de pek heyecan verici değil. Yokuşların birinde çok fena patlayabilir. Zaten Cannondale (ex-Garmin) Büyük Turlar’da daha çok fırsatçı bir taktik güdüyor ve lideri korumak yerine etap zaferleriyle sponsor tatmin etmeyi tercih ediyor. 


Her ne kadar Vaughters bu sene amacının Uran ile Giro’da klasmana oynamak olduğunu söylese de çok ikna olmuş değilim. Dombrowski tamam da Davide Formolo’nun geçen sene Beyaz Mayo ikincisi olmasına rağmen tüm dağ etaplarında Rigo’yu sonuna kadar destekleyebileceğini sanmıyorum. Uran diğer takımlara takılıp çıkmaya çalışacak. İşi zor.

RAFAL MAJKA (Tinkoff)
Majka daha 23 yaşındayken Giro’da ilk 10’a girmiş bir yetenek. Olgunluk çağına geliyor. Contador tüm ekibiyle TdF’a hazırlanırken ona kalan domestiklerle ve Tinkoff’un el değiştireceğini bilerek ne kadar motive olacağı meçhul. Bu seneki dereceleri de öyle “Vay anasını” dedirtecek gibi değil. Contador’un bir sene daha yarışmaya karar verdiğini düşünürsek kendi ihtiraslarını bu yarışa akıtıp çok iyi bir derece alarak Alberto’nun son senesinde onunla eşit bir düzeyde değerlendirilmek isteyeceği muhakkak. Giro’da ilk üç olursa 2017’de kontratı bittikten sonra bir takıma lider olarak gitme şansı çok yüksek. Etap kazanma fırsatını bulursa da kaçırmayacaktır. 



ESTEBAN CHAVES (Orica GreenEdge)
Simon Yates’in pozitif doping testi nedeniyle Orica bu yarışa biraz sarsılmış olarak geliyor. Chaves Vuelta’15’de dikkatleri çekti ama bu sene daha bir siftahını göremedik. Sadece Mart ayında yarıştı, o yüzden biraz kapalı kutu gibi. Çok iyi bir yokuşçu ama Giro’nun zorluğunu 3 hafta boyu tolere edemez ve GK’da geri düşüp etap kovalar gibi geliyor kulunuza. 


DOMENICO POZZOVIVO (Ag2R La Mondiale)
Nibali’den sonra İtalyanlar’ın en çok destek verecekleri isim. J-C. Peraud ile birlikte takımın ortak lideri. Giro’yu seviyor, 2014’de beşinci olmuştu, geçen sene ise yarışın başında kaza geçirip bırakmıştı. İlk 10’da olması çok doğal geliyor bana, yokuş TT’sinde de bir sürpriz yapabilir.

ILNUR ZAKARIN (Katusha)
17 yaşında Gençler ITT Avrupa Şampiyonu olan Zakarin, 20 yaşında dopingden yakalandıktan sonra adının yanında hep bir soru işareti gördüğümüz yarışçılardan. Çok iyi bir zamana karşıcı, yokuşlarda da iyi ama Giro yokuşları için yeterli olmayabilir). Bu sene katıldığı her etap yarışını ilk yedi sırada bitirdi (P-N ve TdR’de 4.). Agresif ve güçlü yarış stiliyle izlemek zevk veriyor. Apeldoorn ve Chianti’deki TT’lerde avantaj elde edip yokuşlarda kaybedeceklerini karşılayabilirse çok ilginç bir sonuca imza atabilir. Ama o “?”ni silmek için biraz onun da benim de biraz daha zamana ihtiyacımız var. 

TOM DUMOULIN (Giant Alpecin)
Genç kızlara ve Berkem'e söyleyin heyecanlanmasınlar. Bu çocuğu genel klasmancı diye hangi dallama gaza getirdiyse hakikaten büyük kötülük yapıyor. Apeldoorn TT’sini alıp Pembe Mayo’yu giysin daha ne ister (hoş TdF Utrecht açılışında baskıyı kaldıramamıştı). Chianti ITT’si için en büyük favorim. Ama o kadar. “Giro yokuşları dar, bana bakma Tomi yarim var”


RYDER HESJEDAL (Trek Segafredo)
Geçmişte doping yaptığını itiraf ettikten sonra Ryder’ın eski havası kalmadı. Ama sonuçta 2012 Giro’yu kazandığı için bu yazıda da anmak gerek. Yine GK’de geri düşüp sonraki etaplarda kamikaze ataklar yapar mı? Yapar sanki.


VE DİĞERLERİ… Cunego, Ulissi, Kruijswijk, Wellens, Anton, et al.

Yarışa tad ve doku katacakları kesin. Cunego’nun son bir etap daha kazanmayı deli gibi istediğini hissediyorum. 2004’de bu yarışı kazanması onun laneti oldu. Muhteşem bir Ardennes klasikçisi olacakken Büyük Turcu olmaya çalışarak kendini heba etti. Küçük Prens artık sona yaklaşıyor ve bir güzel etap kazanarak yaşlı adamlara selam çakmasını isterim. Ulissi’yi ise inişli çıkışlı etaplardan birini kazanırken hayal ediyorum. Kruijswijk’a gelirsek, o da Hesjedal gibi yokuşlarda atak yapıp şans kader ve talihle birini kazanmak isteyecek hep olduğu gibi. Wellens için üç hafta çok ağır, Giro tırmanışları ise çok dik. Igor Anton ise yine yokuşlu etaplardan birine bilenecek ama GK’da ilk 15 içinde yer alırsa sevinecektir. 

Etixx QST’de en sevdiğim adamlardan biri Gianluca Brambilla. Bahar Klasikleri’nde çok iyiydi. Mutlaka adını anacağız gibi geliyor bana. 4., 5., 7. ve 13. etaplara dikkat. J-C. Peraud da Pozzovivo’nun gölgesinden çıkıp bir şeyler yapma şansı olan manyaklardan.  Dağ bisikleti geçmişinin avantajını yaşayacağı en uygun yer Giro. Ama tabii 39 yaşında… 

SPRİNTERLER

Sprinterlere Marcel Kittel’le başlamak gerek. Geçen seneyi boş geçen Alman bu sene Büyük Turlar’daki performansı en çok merak edilen adamlardan biri. Etixx mutlaka 2-3 etabı ona kazandırmak isteyecektir. Giro’14’de iki etap kazanmıştı, bu sene ise 7 zaferi var. 
Kittel sevinçli, arkasından gelen Greipel
Greipel iyi de çevresi kötü. Değil tabii ama 52ToT’ta Greg Henderson ile olan uyumsuzluğu ona iki etaba mal oldu. Bir haftada bunu nasıl düzeltecekler bilmem (Henderson Giro'da yok). Diğer yandan Sacha Modolo (Lampre) ve Roberto Ferrari Türkiye’de muhteşem gözüktüler. Ferrari’nin süper bir zamanlaması var ve son 500’de neredeyse sihirbaz gibi Modolo’yu öne getirebiliyor. Sacha geçen sene 2 sprint etabı kazanmıştı ve bu sene de kazanması çok mümkün. Bu yıl yeni bir İtalyan sprinterden daha bahsetmemiz gerek. Polonya asıllı Jakub Mareczko (Southeast) artık bir üst lige transfer olmak üzere ilk Giro’sunu koşacak. Belki son haftadaki yokuşları çıkaramayabilir ama takım ve kendisi dinçken Hollanda’da mutlaka etap kazanmak isteyecektir. Maksimum sürati ve sprint karmaşasında kendine alan bulmadaki başarısıyla şansı var. 

Elia Viviani bu sene Rio’da pist bisikletinde yarışacağından yoldaki son yarışını koşacak gibi. İlk etaplarda o da Mareczko gibi bir zafer elde etmek isteyecek mutlaka fakat pist antrenmanlarına çok yoğunluk verdiyse (Cavendish gibi) top speed’inde düşüş yaşamış olabilir. 

Caleb Ewan (Orica GE) bu sene süper aerodinamik sprint pozisyonuyla dikkatleri çekti. Ama yaşı ve kilosu bu Giro’yu bitirmesinin önündeki en büyük engel. Dolayısıyla dağlar başlamadan bir etap kazanırsa görev tamamlanmış sayılacaktır. 

Arnaud Demare (FdJ) yıllardır klasikçi mi sprinter mi bilemiyordu(k), Milano-Sanremo’yu kazanarak muradına erdi denebilir. Tam bir sprinter sayılması için maksimum sürati yeterli değil ama zor ve uzun etapların sonunda güçlü kalabiliyor. Bu yüzden Demare da yarışın sonlarında veya 7. Etap gibi uzun etaplarda şans bulabilir. 

Arnaud Demare MSR'yi kazanıyor.

Giacomo Nizzolo (Trek Segafredo), son Hırvatistan Turu’nda Cavendish’le bayağı çekişti ve çoğundan da galip çıktı. Üstelik geçen sene yarışın sonuna kadar devam ederek Yeşil Mayo’yu da kazanmıştı. Yani yokuş da çıkabiliyor. Marezckolar ve Ewanlar eve döndükten sonra Büyük Turlar’daki ilk zaferini kazanabilir. 


Evet, durumlar böyleyken böyle işte. Giro d’Italia bize her zaman güzel manzaralar, yağmur çamur, kar, harika yokuş etapları ve kendini gösteren yeni isimler sunmuş bir yarıştır. Bakalım bu defa nelerden bahsedeceğiz. Eurosport’ta görüşmek üzere…

8 yorum:

  1. Geçen seneki kazasını düşündüğümüzde tırmanış etaplarının genelde inişle bitmesi Pozzovivo'nun ilk 10 şansını riske atar mı? Bir de Valverde'nin soğuk havalarda şansını nasıl görüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıyı yazarken X düşer diye bir varsayımda bulunmak mümkün değil elbette. Düşmez inşallah diyelim.

      Valverde'nin sıkıntısı aslen uzun ve dik yokuşlar bence. Soğuk havadan çok bu şartlarda zorlanıyor.

      Sil
    2. Düşmesinden ziyade inişlerde bir korku ya da tereddüt yaşar mı diye sormuştum.

      Sil
  2. Cyclist deki o parkur carkifeleginin de gorselini de ekleseniz sahane olacak. Bildiğiniz buyutec ile okuyoruz😊

    YanıtlaSil
  3. ben doğuştan contador'cuyum..elbette giroyu izlemektekten(pistol olmasa bile) büyük zevk alıyorum...ama açıkçası tdf benim hedefim..birde şu oleg bırakınca pistol belki hakettiği takım arkadaşlarına kavuşur..sky takımını tüm takım görmekten sıkılıyorum..

    YanıtlaSil
  4. Sky kazanmasın da kim kazanırsa kazansın. Ben de acayip uyuzum bu İngilizlere. Sanki takımca bir çeşit doping yapıyor gibiler.

    YanıtlaSil
  5. Bu seneki Giro sanki TDF de yapılmayacakların test edilmesi gibi. Özellikle Nibali ve Astana için bu gerekli.

    YanıtlaSil
  6. Çok keyifli ve zihin açıcı bir analiz olmuş Sarper bey elinize sağlık. Naçizane favorim Mikel Landa (Türkçe en kolay onun ismi yazılıyor ondan) şaka tabi. Nibali ile sonuna kadar çekişirler gibime geliyor ama Landa kazanır.ayrıca bu valverde ne kadar itici bir adam yahu resmen anti kahraman, büyük gülüşlü güzel insan Quintana'ya kurban olsun o yanılmıyorsam 2014 Tour de France'da bile takımın lideri benim ben ne dersem o olur havalarındaydı ki Quintana o sene Giro'yu kazanmış ve çok formdaydı.İnsan büyüdükçe küçülmeyi öğrenebilmeli. Kahrol valverde al sana bombe :)

    YanıtlaSil