TOUR DE FRANCE (III. HAFTA)
1. Chris Froome.........74h 13'31"
2. Nairo Quintana..............3'10"
3. Alejandro Valverde........4'09"
4. Geraint Thomas.............6'34"
5. Alberto Contador...........6'40"
6. Robert Gesink...............7'39"
7. Vincenzo Nibali.............8'04"
8. Mathias Frank...............8'47"
9. Bauke Mollema.............12'06"
10. Romain Bardet.............12'52"
17. ETAP (DIGNE-LES-BAINS - PRA LOUP,161 km)
#Suruç'ta katledilen, ideallerine bağlı, güzel gençlerimizi sevgi ve hayranlıkla anıyorum.
-Tejay-
İnsanı heyecanlandıran, nefesini kesen, hayal kurduran bir bisikletçi olmadı hiçbir zaman. "Post-Armstrong dönemin en iyisi" olmak Amerika'da ne kadar nefes kesici bir sıfat olabilir ki? Voldemort'un depreme uğrattığı bir coğrafyada başarılı olmaya çalışıyor işte. Lance'in karizmasının yarısı bile yok. Olması da gerekmiyor. Karizma denen şey, çoğu zaman, erdemden çok kötülükle yakın ilişki kurar. Amerika'dan çok Avrupa'ya yakışan biri, babasının Hollandalı oluşu etkin olmalı. Sakin, parıltısız, görev bilinci yüksek, patlangacı az. Lance denen o parlak ama yakıcı güneşe hayranlıkla spora başlamış, ihaneti gördüğünde dönülmez yola çoktan girmişti. Armstrong patlayınca oluşan kara delikten kendince uzak durmaya çalışıyor.
Tejay Van Garderen ortanın çok üstünde bir yarışçı ama bir süperstar değil. Çok iyi zamana karşıcıdır fakat motoru dizeldir. Yokuşlarda hepimizin yüreğini hoplatan o ivmesi yok. Tempolu çıkılan yokuşları seviyor. Nibali'yle başa çıkabilir ama Nairo, Alberto ve Froomey'nin hızlanmalarına karşı savunmasız. Zaten takımını da ikna edemedi yıllardır. Önce Cadel'le eş kaptan oldu, gelecek yıldan itibaren de Richie Porte ile paylaşacak liderliği. Fransa Turu'nu kazanması her zaman çok zor ama bu sene gerçekten de yıldızlar çok iyi gelmişti. Herkesin döküldüğü ilk haftayı tık demeden geçmiş, Pireneler'de de idare etmişti. Sadece 4 etap daha ve Paris'te podyum onu bekliyordu.
Ama bazen olmuyor işte. Alın yazısı mı, kader mi, enerji mi, neyse ne... Herşey fizikle, ilimle açıklanamıyor. Dinle, kitapla da ben beceremiyorum, kafam basmıyor. Biraz şarap, biraz tefekkür, insana "süpernatürel" çayırların da kapılarını açıyor olabilir. Lance'le motor pacing yapması duyulunca oluşan negatif elektrik etkilemiş olabilir mi? Bu da çok abartılı oldu. Bazen bir şeyin olmayacağı varsa bir yerini yırtsan olmuyor işte. İnsan dinlenme gününde hastalanır mı ya?
Pra Loup zirvesine 72 km kala, onu bekleyen takım arabasının arkasında durdu. Bisikletten inmeden, hatta sanırım yokuşu çıkarken ağlamaya başlamıştı. Kocaman gözlüklerden anlaşılmıyordu. Ben sarsıla sarsıla, hıçkırıklarla ağlarım. Bazısından ise sadece gözyaşları dökülür, bakmazsan farkedemezsin. Tejay hiç sarsılmadı, böyle çok günler yaşamış takım direktörünün omzuna kafasını gömdü, gözyaşları başka şeye gerek duymadan döküldüler. Sonra zerafetle kameraya arkasını döndü, yavaş yavaş arabaya yürüdü, bindi. Mekanik, bisikletini ulaşılması en zor yere, arabanın tavanında, en ortadaki yere taktı. Kamera yarışa dönerken ön jant hala arabaya dayalı duyuyordu. Gitmek istemezmiş gibi...
Bu etapla ilgili başka bir şey yazmak içimden gelmiyor aslında. Çabuk geçeyim. Contador'un, yarattığı algının tersine, kötü bir inişçi olduğu kafamıza dank etsin artık. Bu hatırladığım üçüncü düşüşü yaw! Ondan kötü sadece Thibaut Pinot var. Chris Froome da tam tersine canavar gibi iniyor. Nibali'den hiç kopmadı Allos'da. Öğrenmiş işi. Helal!
Peki Quintana ne yapıyor? Altı üstü 8 (yazıyla -sekiz-) saniyelik yokuş atağıyla Froomey'i dökebileceğini falan sanıyor mu gerçekten? Şerefli bir ikincilik dışında ne amaçladığı halen belli değil. Nibali ve Valverde daha heyecan verici halen.
Etabı kazanan Simon Geschke için bugün bir sürü şiir yazdım, daha söyleyecek bir şeyim yok. Sakallarını kes Haliçli Simon!
Yarınki etapta da kaçış grubu yazıyor. Ortada bir yerde Col du Glandon olmak üzere 7 kategorize tırmanış var. Sonuncusu Lacets de Montvernier. Şirin bir yokuşumuz. O çıkılırken mekanik sorun yaşayan olursa kıyamet kopar, takım arabalarına izin verilmeyecek. Froome'u geçmek artık çok zor ama güzel, heyecanlandıran bir atak görür müyüz diye umut etmekten vazgeçemiyorum.
Umut en büyük işkence...
18. ETAP (GAP - SAINT-JEAN-DE-MAURIENNE,181 km)
#Suruç'ta katledilen, ideallerine bağlı, güzel gençlerimizi sevgi ve hayranlıkla anıyorum.
-Temiz Çocuk Romain-
İnişle yarış kazanıldığını biliyorduk, Romain Bardet iki iniş bir yokuşla da kazanılacağını gösterdi. Col du Glandon zirvesine az kala gruptan çıktı, iniş bitene kadar kazandığı 40" farkı kırk kilometre boyunca, şirin Montvernier yokuşu ve ardından St.-Jean-de-Mnne inişinde korudu. Hem Pl. de Beille hem de Mende'da denemiş olmamıştı. BU kez arkadan gelen vatandaşı Pierre Rolland'a yakalanmadı ve kötü geçen Tour'da kendini temize çıkardı.
Bardet "yeni nesil" Fransızlar'ın en çok konuşulanlarından biri. 2012 Türkiye Turu'nda dördüncü olmuştu, hatırlayan vardır. Atakcı, panache'ı olan bir stili var, çok iyi bir yokuşçu ama kendisini "önce bir yarışçıyım" diye tanımlıyor. Çoğu Fransız gibi zamana karşısı zayıf. Büyük Turlar'da da dinlenme günlerinden sonraki ilk etaplarda hep zaman kaybediyor. Genel yaklaşımın tersine, Bardet, dinlenme günlerinde araba arkasında uzun mesafe sürüyor ama 2 senedir pek faydasını göremedi. Pau'da verilen aradan sonra sonra Froome'a 9 dakika kaybetmişti, bu Gap'tan sonra da Pra Loup'da 3 dakika civarı kaybetti. Bu eksikliğini önümüzdeki yıllarda gidermesi gerek. Çok iyi bir öğrenci olduğundan yayınlarda bahsetmiştik, Grenoble'da işletme master'ı yapıyor. Klasik bir "temiz, efendi çocuk". Bardet'den de zeki olduğunu herkesin kabul ettiği ablası Lisa en büyük yardımcısı. Lisa da bu sene Tour'da çalışıyor.
Bardet, Purito'yla Yokuş Klasmanı'nda aynı puanda ama yaşına hürmeten mayoyu Rodriguez'e vermişler (değil tabii, bir takım başka hesapları var). Fransızlar Puanlı Mayo'yu en az Sarı Mayo kadar severler. Bu nedenle, yaşlı kurt ve genç horoz 2 gün boyunca (hatta Champs Elysées etabına kadar) kaçışa girip yokuş primleri için mücadele edecekler. İşleri zor, çünkü bugün ve yarın iki sert ve kısa etap var. Üstelik hem Quintana hem Froome bunlardan birisini mutlaka kazanmak istiyorlar. Kaçışı bırakıp sonra tekrar yakalayacak zaman pek yok. O nedenle yokuş puanlarını kazanmak oldukça zor olacak. Purito ve Bardet'nin 4 puan gerisinde dün bir motorsikletin çarpıp düşürdüğü Jakob Fuglsang var, o da denkleme katılmaya çalışacak (bu arada motor beş saniyede hem Hesjedal'ı hem Fuglsang'ı biçiyor neredeyse. Seyrediniz).
Dünkü etabın gerisi sakindi. Col de Morte'da Contador gitmeye kalktı, Quintana bırakmadı. Nibali Glandon'da mayosunu gösterdi "Hadi leyn.." dediler. Başka da bir şey olmadı. Dramatik bir hikaye de olmadığından alttaki videoyla sizi başbaşa bırakayım.
Bugün 138 km'lik kısa ve sert bir etap var dedik. Saint-Jean-de-Maurienne'den La Toussuire'e gidilecek. Aslında yirmi kilometrelik yol ama turist gezdiren Türk taksici gibi ASO pelotonu biraz dolaştıracak. Yarış doğrudan KAT1 tırmanışla başlayacak, Bardet-Purito-Fuglsang Puanlı Mayo primleri için kaçmaya çalışacaklar. Team Sky ile Movistar'ın buna izin verip vermeyeceklerini görmek ilginç olacak. Parkur daha sonra Bardet'nin ok gibi indiği taraftan Glandon ve üstüne Croix-de-Fer zirvesini tırmanarak devam edecek, en sonda da La Toussuire çıkılacak. 2012'de Pierre Rolland'ın kazandığı etapta Chris Froome etap ikincisi olacam diye lideri Bradley Wiggins'i unutup Pinot'yla kapışmıştı. Kanaat notumu o zaman vermiştim, hala da değiştirmedim.
GENEL KLASMAN ZAMAN FARKLARI (18. ETAP):
#Suruç'ta katledilen, ideallerine bağlı, güzel gençlerimizi sevgi ve hayranlıkla anıyorum.
-Temiz Çocuk Romain-
İnişle yarış kazanıldığını biliyorduk, Romain Bardet iki iniş bir yokuşla da kazanılacağını gösterdi. Col du Glandon zirvesine az kala gruptan çıktı, iniş bitene kadar kazandığı 40" farkı kırk kilometre boyunca, şirin Montvernier yokuşu ve ardından St.-Jean-de-Mnne inişinde korudu. Hem Pl. de Beille hem de Mende'da denemiş olmamıştı. BU kez arkadan gelen vatandaşı Pierre Rolland'a yakalanmadı ve kötü geçen Tour'da kendini temize çıkardı.
Bardet "yeni nesil" Fransızlar'ın en çok konuşulanlarından biri. 2012 Türkiye Turu'nda dördüncü olmuştu, hatırlayan vardır. Atakcı, panache'ı olan bir stili var, çok iyi bir yokuşçu ama kendisini "önce bir yarışçıyım" diye tanımlıyor. Çoğu Fransız gibi zamana karşısı zayıf. Büyük Turlar'da da dinlenme günlerinden sonraki ilk etaplarda hep zaman kaybediyor. Genel yaklaşımın tersine, Bardet, dinlenme günlerinde araba arkasında uzun mesafe sürüyor ama 2 senedir pek faydasını göremedi. Pau'da verilen aradan sonra sonra Froome'a 9 dakika kaybetmişti, bu Gap'tan sonra da Pra Loup'da 3 dakika civarı kaybetti. Bu eksikliğini önümüzdeki yıllarda gidermesi gerek. Çok iyi bir öğrenci olduğundan yayınlarda bahsetmiştik, Grenoble'da işletme master'ı yapıyor. Klasik bir "temiz, efendi çocuk". Bardet'den de zeki olduğunu herkesin kabul ettiği ablası Lisa en büyük yardımcısı. Lisa da bu sene Tour'da çalışıyor.
Bardet, Purito'yla Yokuş Klasmanı'nda aynı puanda ama yaşına hürmeten mayoyu Rodriguez'e vermişler (değil tabii, bir takım başka hesapları var). Fransızlar Puanlı Mayo'yu en az Sarı Mayo kadar severler. Bu nedenle, yaşlı kurt ve genç horoz 2 gün boyunca (hatta Champs Elysées etabına kadar) kaçışa girip yokuş primleri için mücadele edecekler. İşleri zor, çünkü bugün ve yarın iki sert ve kısa etap var. Üstelik hem Quintana hem Froome bunlardan birisini mutlaka kazanmak istiyorlar. Kaçışı bırakıp sonra tekrar yakalayacak zaman pek yok. O nedenle yokuş puanlarını kazanmak oldukça zor olacak. Purito ve Bardet'nin 4 puan gerisinde dün bir motorsikletin çarpıp düşürdüğü Jakob Fuglsang var, o da denkleme katılmaya çalışacak (bu arada motor beş saniyede hem Hesjedal'ı hem Fuglsang'ı biçiyor neredeyse. Seyrediniz).
Dünkü etabın gerisi sakindi. Col de Morte'da Contador gitmeye kalktı, Quintana bırakmadı. Nibali Glandon'da mayosunu gösterdi "Hadi leyn.." dediler. Başka da bir şey olmadı. Dramatik bir hikaye de olmadığından alttaki videoyla sizi başbaşa bırakayım.
Bugün 138 km'lik kısa ve sert bir etap var dedik. Saint-Jean-de-Maurienne'den La Toussuire'e gidilecek. Aslında yirmi kilometrelik yol ama turist gezdiren Türk taksici gibi ASO pelotonu biraz dolaştıracak. Yarış doğrudan KAT1 tırmanışla başlayacak, Bardet-Purito-Fuglsang Puanlı Mayo primleri için kaçmaya çalışacaklar. Team Sky ile Movistar'ın buna izin verip vermeyeceklerini görmek ilginç olacak. Parkur daha sonra Bardet'nin ok gibi indiği taraftan Glandon ve üstüne Croix-de-Fer zirvesini tırmanarak devam edecek, en sonda da La Toussuire çıkılacak. 2012'de Pierre Rolland'ın kazandığı etapta Chris Froome etap ikincisi olacam diye lideri Bradley Wiggins'i unutup Pinot'yla kapışmıştı. Kanaat notumu o zaman vermiştim, hala da değiştirmedim.
GENEL KLASMAN ZAMAN FARKLARI (18. ETAP):
1. Chris Froome.........74h 13'31"
2. Nairo Quintana..............3'10"
3. Alejandro Valverde........4'09"
4. Geraint Thomas.............6'34"
5. Alberto Contador...........6'40"
6. Robert Gesink...............7'39"
7. Vincenzo Nibali.............8'04"
8. Mathias Frank...............8'47"
9. Bauke Mollema.............12'06"
10. Romain Bardet.............12'52"
17. ETAP (DIGNE-LES-BAINS - PRA LOUP,161 km)
#Suruç'ta katledilen, ideallerine bağlı, güzel gençlerimizi sevgi ve hayranlıkla anıyorum.
-Tejay-
İnsanı heyecanlandıran, nefesini kesen, hayal kurduran bir bisikletçi olmadı hiçbir zaman. "Post-Armstrong dönemin en iyisi" olmak Amerika'da ne kadar nefes kesici bir sıfat olabilir ki? Voldemort'un depreme uğrattığı bir coğrafyada başarılı olmaya çalışıyor işte. Lance'in karizmasının yarısı bile yok. Olması da gerekmiyor. Karizma denen şey, çoğu zaman, erdemden çok kötülükle yakın ilişki kurar. Amerika'dan çok Avrupa'ya yakışan biri, babasının Hollandalı oluşu etkin olmalı. Sakin, parıltısız, görev bilinci yüksek, patlangacı az. Lance denen o parlak ama yakıcı güneşe hayranlıkla spora başlamış, ihaneti gördüğünde dönülmez yola çoktan girmişti. Armstrong patlayınca oluşan kara delikten kendince uzak durmaya çalışıyor.
Tejay Van Garderen ortanın çok üstünde bir yarışçı ama bir süperstar değil. Çok iyi zamana karşıcıdır fakat motoru dizeldir. Yokuşlarda hepimizin yüreğini hoplatan o ivmesi yok. Tempolu çıkılan yokuşları seviyor. Nibali'yle başa çıkabilir ama Nairo, Alberto ve Froomey'nin hızlanmalarına karşı savunmasız. Zaten takımını da ikna edemedi yıllardır. Önce Cadel'le eş kaptan oldu, gelecek yıldan itibaren de Richie Porte ile paylaşacak liderliği. Fransa Turu'nu kazanması her zaman çok zor ama bu sene gerçekten de yıldızlar çok iyi gelmişti. Herkesin döküldüğü ilk haftayı tık demeden geçmiş, Pireneler'de de idare etmişti. Sadece 4 etap daha ve Paris'te podyum onu bekliyordu.
Ama bazen olmuyor işte. Alın yazısı mı, kader mi, enerji mi, neyse ne... Herşey fizikle, ilimle açıklanamıyor. Dinle, kitapla da ben beceremiyorum, kafam basmıyor. Biraz şarap, biraz tefekkür, insana "süpernatürel" çayırların da kapılarını açıyor olabilir. Lance'le motor pacing yapması duyulunca oluşan negatif elektrik etkilemiş olabilir mi? Bu da çok abartılı oldu. Bazen bir şeyin olmayacağı varsa bir yerini yırtsan olmuyor işte. İnsan dinlenme gününde hastalanır mı ya?
Pra Loup zirvesine 72 km kala, onu bekleyen takım arabasının arkasında durdu. Bisikletten inmeden, hatta sanırım yokuşu çıkarken ağlamaya başlamıştı. Kocaman gözlüklerden anlaşılmıyordu. Ben sarsıla sarsıla, hıçkırıklarla ağlarım. Bazısından ise sadece gözyaşları dökülür, bakmazsan farkedemezsin. Tejay hiç sarsılmadı, böyle çok günler yaşamış takım direktörünün omzuna kafasını gömdü, gözyaşları başka şeye gerek duymadan döküldüler. Sonra zerafetle kameraya arkasını döndü, yavaş yavaş arabaya yürüdü, bindi. Mekanik, bisikletini ulaşılması en zor yere, arabanın tavanında, en ortadaki yere taktı. Kamera yarışa dönerken ön jant hala arabaya dayalı duyuyordu. Gitmek istemezmiş gibi...
Bisiklet zor, acıyla dolu bir meslek. Yenilgisi zaferinden kat kat fazla... |
Bu etapla ilgili başka bir şey yazmak içimden gelmiyor aslında. Çabuk geçeyim. Contador'un, yarattığı algının tersine, kötü bir inişçi olduğu kafamıza dank etsin artık. Bu hatırladığım üçüncü düşüşü yaw! Ondan kötü sadece Thibaut Pinot var. Chris Froome da tam tersine canavar gibi iniyor. Nibali'den hiç kopmadı Allos'da. Öğrenmiş işi. Helal!
Peki Quintana ne yapıyor? Altı üstü 8 (yazıyla -sekiz-) saniyelik yokuş atağıyla Froomey'i dökebileceğini falan sanıyor mu gerçekten? Şerefli bir ikincilik dışında ne amaçladığı halen belli değil. Nibali ve Valverde daha heyecan verici halen.
Etabı kazanan Simon Geschke için bugün bir sürü şiir yazdım, daha söyleyecek bir şeyim yok. Sakallarını kes Haliçli Simon!
Yarınki etapta da kaçış grubu yazıyor. Ortada bir yerde Col du Glandon olmak üzere 7 kategorize tırmanış var. Sonuncusu Lacets de Montvernier. Şirin bir yokuşumuz. O çıkılırken mekanik sorun yaşayan olursa kıyamet kopar, takım arabalarına izin verilmeyecek. Froome'u geçmek artık çok zor ama güzel, heyecanlandıran bir atak görür müyüz diye umut etmekten vazgeçemiyorum.
Umut en büyük işkence...
GENEL KLASMAN ZAMAN FARKLARI (17. ETAP):
1. Chris Froome.........69h 06'49"
2. Nairo Quintana..............3'10"
3. Alejandro Valverde........4'09"
4. Geraint Thomas.............6'34"
5. Alberto Contador...........6'40"
6. Robert Gesink...............7'39"
7. Vincenzo Nibali.............8'04"
8. Nathias Frank...............8'47"
9. Bauke Mollema.............11'47"
10. Warren Barguil............13'08"
yazılarınızdaki samimi havayı ve eğlenceli cümleleri seviyorum, elinize kaleminize sağlık, bu sene ülkede yaşananlardan dolayı fransa turuna gerekli ilgiyi bir türlü gösteremedim, sanki kabahat işleyen birisi yada kimse görmeden birşeyler yapan kişi gibi utangaç ve sıkılgan olarak izlemeye çalıştım, bir türlü turun içine giremedim, turun bu seneki güzel hikayeleri yerine ülkemin iç karartan hikayeleri sardı ortalığı, hiç umutsuz olmadım kimse de olmasın, yine ve yeniden turlara yelken açacağımız ufukları henüz gözden kaybetmedim, kaybetmiyeceğiz, slmlar sevgiler
YanıtlaSil